Açılış konuşmasını yapan eğitimci Erhan Ünal, ”Tarih boyu insanlar göç etmiştir. Nerede savaş varsa orada göç vardır, göçmen vardır” dedi.
Yöneticiliğini Erhan Ünal’ın yaptığı sohbette konuşan eğitimci Sadık Uca, ”Tarihin tekerleğini (büyük nüfus hareketleri) göçler çevirir. Tabiatın yürüyüşü belki yavaştır. Hız verecek biricik şey ona savaştır. Göçler her zaman savaşları, savaşlar da göçleri tetiklemektedir. Tarih boyunca insanlar ikamet ettikleri yerden başka yerlere iklim değişikliği, savaşlar, salgın hastalıklar, ekonomik sıkıntılar gibi birçok sebepten dolayı göç etmişlerdir. Orta Asya Türk Hun göçleri, Makedonya’dan İskender'in Anadolu, Pakistan, Hindistan seferi, Haçlı seferleri, Afganistan’ı Rus işgali, Amerikan müdahalesi sonrası göçler, Afrika kıtasındaki köle ticareti göçleri, Amerika kıtasına göçler, Hz. Muhammed'in Medine’ye yaptığı göç, İsrailoğullarının Filistin’den dünyaya dağılmaları buna örnektir.
Son zamanlarda ülkemize göç ettirilen göçmenlerin nedenleri tarihte yapılan göçler ile örtüşmekle beraber bilinçli, planlı bir hareket içermektedir. Zamanımızda insan göçleri bir savaş taktiği olarak kullanılmaktadır. Bu duruma ise, ‘Stratejik Göç Mühendisliği’ denmektedir. Bu konuda kafa yoran insanların başında gelen, Amerikalı uzman Kelly M.Greenhill, ‘Devletler ya da devlet dışı aktörler tarafından belli bir bölgede yaşayan nüfusun güçlendirilmesi ya da zayıflatılması veya muhtevasının değiştirilmesini sağlayan yollarla askeri ve siyasi amaçlar dahilinde kasti şekilde yaratılmış iç ve dış güçleri ifade ediyor. Hatta normalde kapalı olması gereken sınırların açılıp basitçe geçişlerin kolaylaştırılmasına kadar uzanan geniş bir sahayı kapsıyor’ olarak tarif etmektedir. Ülkemiz üzerinde bir savaş taktiği gibi uygulanan bu stratejik Göç olgusuna, asırlardır silah ve sıcak savaşlara başaramadıkları işi etnik milliyetçilik ve mezhep ayrılıklarını tetikleyerek, Kürt-Türk, Alevi-Sünni çatışmaları çıkarmak istediler. Ama unuttukları şuydu, Atatürk'ün deyimiyle, ‘Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halka Türk milleti denir’ Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkes eşit vatandaşlık haklarına sahiptir” dedi.
Program daha sonra soru cevap şeklide devam etti.
Yöneticiliğini Erhan Ünal’ın yaptığı sohbette konuşan eğitimci Sadık Uca, ”Tarihin tekerleğini (büyük nüfus hareketleri) göçler çevirir. Tabiatın yürüyüşü belki yavaştır. Hız verecek biricik şey ona savaştır. Göçler her zaman savaşları, savaşlar da göçleri tetiklemektedir. Tarih boyunca insanlar ikamet ettikleri yerden başka yerlere iklim değişikliği, savaşlar, salgın hastalıklar, ekonomik sıkıntılar gibi birçok sebepten dolayı göç etmişlerdir. Orta Asya Türk Hun göçleri, Makedonya’dan İskender'in Anadolu, Pakistan, Hindistan seferi, Haçlı seferleri, Afganistan’ı Rus işgali, Amerikan müdahalesi sonrası göçler, Afrika kıtasındaki köle ticareti göçleri, Amerika kıtasına göçler, Hz. Muhammed'in Medine’ye yaptığı göç, İsrailoğullarının Filistin’den dünyaya dağılmaları buna örnektir.
Son zamanlarda ülkemize göç ettirilen göçmenlerin nedenleri tarihte yapılan göçler ile örtüşmekle beraber bilinçli, planlı bir hareket içermektedir. Zamanımızda insan göçleri bir savaş taktiği olarak kullanılmaktadır. Bu duruma ise, ‘Stratejik Göç Mühendisliği’ denmektedir. Bu konuda kafa yoran insanların başında gelen, Amerikalı uzman Kelly M.Greenhill, ‘Devletler ya da devlet dışı aktörler tarafından belli bir bölgede yaşayan nüfusun güçlendirilmesi ya da zayıflatılması veya muhtevasının değiştirilmesini sağlayan yollarla askeri ve siyasi amaçlar dahilinde kasti şekilde yaratılmış iç ve dış güçleri ifade ediyor. Hatta normalde kapalı olması gereken sınırların açılıp basitçe geçişlerin kolaylaştırılmasına kadar uzanan geniş bir sahayı kapsıyor’ olarak tarif etmektedir. Ülkemiz üzerinde bir savaş taktiği gibi uygulanan bu stratejik Göç olgusuna, asırlardır silah ve sıcak savaşlara başaramadıkları işi etnik milliyetçilik ve mezhep ayrılıklarını tetikleyerek, Kürt-Türk, Alevi-Sünni çatışmaları çıkarmak istediler. Ama unuttukları şuydu, Atatürk'ün deyimiyle, ‘Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran halka Türk milleti denir’ Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkes eşit vatandaşlık haklarına sahiptir” dedi.
Program daha sonra soru cevap şeklide devam etti.