
Canım kardeşim Fatih,
1978 yılında tanıştık seninle… O gün, hayatıma bir arkadaş değil, bir kardeş girmişti. Zamanla kardeşlikten de öte, tarifsiz bir bağ kurduk aramızda. Yıllarca her anımızı paylaştık; sevinçte, hüzünde hep beraberdik. Ama sonra yollarımız ayrıldı. Zaman bizi başka başka yönlere savurdu. Seni kaybettim, izini bulamaz oldum.Senin adresini, telefonunu aradım durdum yıllarca. Bir gün, Azerbaycanlı gazeteci dostumuz Elnur Eltürk’ün Kerkük Derneği’nden bir plaket aldığını öğrendim. Onu aradım, derneğin numarasını istedim. Sonra Kerkük derneğini aradım ve seni sordum. Bana telefonunu verdiler. Ve ben seni yıllar sonra yeniden bulmuş oldum… O gün içimde tarifsiz bir sevinç vardı. Sanki yıllar önce kaybettiğim kardeşimi yeniden bulmuş gibiydim.
Sesini duymak büyük mutluluktu ama sağlık sorunlarından söz ettiğinde içim burkuldu. Kıbrıs’ta yaşadığını söyledin. Her şeye rağmen güçlüydün, umut doluydun. “İnşallah iyileşeceğim,” dedin. Senin bu umudun, benim duama dönüştü. O günden beri her namazımda sana dua ettim. Hatta daha dün gece bile dualarımdaydın…Bana yiğenin Kutluhan Yaycılı’nın numarasını vermiştin. Onun babasını da tanıyordum. Onun şehadeti de yüreğimi yakmıştı… Ve şimdi Kutluhan’dan vefat haberini aldım… Ne desem, nasıl desem bilmiyorum… Kelimeler boğazıma düğümleniyor. Büyük bir boşluk var içimde. Gidişin çok erken, çok eksik bıraktı bizi.“İki kızım var” demiştin. Rabbim onlara, eşine ve tüm sevdiklerine sabır versin. Seni unutmak mümkün değil Fatih’im… Sen kalbimde daima yaşayacaksın. Ruhun şad, mekanın cennet olsun. Her zaman dualarımdasın.Ruhuna El-Fatiha…HABER MERKEZİ

