Narin Güran cinayetine ilişkin davanın 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasının ilk gününde katil zanlıları amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, abi Enes Güran ile cesedi saklayan sıvacı Nevzat Bahtiyar ifade vermişti. Baba Arif Güran ile Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal Bahtiyar da tanık olarak dinlenmişti. Yine amca Salim’i suçlayan Nevzat Bahtiyar dahil tüm sanıklar ve tanıklar, hep yaptıkları gibi onlarca defa ‘Görmedik, bilmiyoruz, hatırlamıyoruz” demişti.‘112’Yİ BEN ARADIM’Dün de ilk olarak Narin’in şehir dışında olan büyük abisi Baran Güran dinlendi. Baran Güran, sorulara “8 sıralarında kardeşim Muhammed arayıp haber verdi. Sonra 112’yi aradım. Ondan sonra su kanalına yöneldik. Gizli bir toplantı olsaydı, köyde mi yapılırdı? Gizli bir yerde yapılırdı. Kadınların kavgasında orada değildim. Konu Narin olduğu için en ufak bir şeyde herkes birbirine parlıyordu. Eğer bir şey bilselerdi, söylerlerdi. Olay günü bazı kişiler köye bir araba geldiğini söylediler. Kaçırılmış olduğunu düşündük. Çaresizlikten şeyhlere sarıldılar. Narin’in yaşadığına dair bize ümit verdiler” diye cevap verdi. ENES’E ‘DİK DUR’ DEDİMKardeşi Enes Güran ile cezaevinde yaptığı konuşmanın hatırlatılması üzerine Baran Güran, “18 yaşında, kendini savunacak durumda değil. ‘Orada dik dur’ dedim. Kardeşim cezaevinde, tabii ki sahip çıkacağız. Yalnız mı bırakacağız?” yanıtını verdi.NEVZAT’I SUÇLADIBaran Güran sorulan soruları da “Bence kardeşim tepeye çıktığı zaman bu pislik tarafından kaçırıldı. Benim ailem hayatı boyunca karakolda ifade veren bir aile değil. Bu kadar çelişki olması gayet normal bir şey. Köyde kavga etmeyen tek kişi Enes’tir. O çocuktur. ‘En son Narin’i ben öptüm, DNA’da ben de mi çıkarım’ diye korkmuştur. Ben de kafamı duvara vurdum, telefonu duvara vurdum biliyor musunuz? Hayır, çünkü rapora geçmez bu. Bir insan cinayet işlerse korkmaz mı? Her zaman babamın yanına geliyordu. Bence Nevzat yalan söylüyor. Enes orada Salim’i ya da Nevzat’ı görseydi, silah olmasa bıçakla onları doğrardı” diye cevapladı.‘YANLIŞ ANLAŞILDIM’Duruşmada 18 yaşından küçük olan tanıklar, adliyedeki Adli Gözlem Odası’nda Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile pedagog eşliğinde ifade verdi. Daha önce Narin’i öldürüldüğü saatten çok sonra gördüğünü söyleyen ve bu ifadeyi amcası Salim Güran’ın yönlendirmesiyle verdiğini anlatan Hüseyin ve Maşallah Güran’ın kızı M.G., bu kez çark etti; “Salim Güran bizi tehdit etmedi. ‘Allah rızası için ne biliyorsanız onu söyleyin’ dedi. Tam olarak saat söylemedi, ‘Ne gördüyseniz onu anlatın’ dedi” diye konuştu. Ablası Birsen Güran da daha önceki ifadesini yalanladı: “Savcılıkta verdiğim ‘Salim bizi yönlendirdi’ dediğim şeyleri söylemedim, yanlış anladım. İfademi bana okutmadan imzalattılar.Salim ağabey beni yönlendirmedi. Kendimi yanlış ifade ettiğim için, ilk mahkemede öğrendim onu. 14.40’ta Narin bize geldi. Annem halamla konuşuyordu. Mahalledekiler, Narin’i ‘18’de gördük’ dedikleri için 17.40’ta Narin’i gördüğümü söyledim. Salim ağabey karşılaştığımda bana ‘Birsen hangi saatte gördüysen söyle ki devletimiz bir an önce bulsun Narin’i’ dedi. O günden sonra hiç Salim ağabeyi görmedim.” BABA DURUŞMADA FENALAŞTI: ‘YETER ANLATMA ARTIK BUNLARI’
' Ağabey Baran Güran ifade verirken, eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren “Adli Tıp’ta sana teşhis yaptıracaklardı, ‘Baran görme’ dedim. O kızın otopsisindeyken 3 gün boyunca kokusu üstümdeydi. Ömür boyu o kokuyu unutmayacağım. Baran, her gün öpüp kokladığı kız kardeşinin cesedinin kokusu üstüne sinecekti” dedi. Bunun üzerine baba Arif Güran, Eren’e “Yeter bu detayları anlatma. Benim ömrüm, hayatım kızımdır. Neyin peşindesin? Ne yapmaya çalışıyorsun?” diye bağırıp fenalaştı. Hemen salondan çıkarılan Arif Güran hastaneye kaldırıldı. Baba Güra’ın durumunun iyi olduğu açıklandı. KİM NE DEDİ‘TERLİĞİ BEN BULMADIM’Narin’in amcasının oğlu Osman Güran: “Muhammed (diğer kuzen) yol üzerinde terliği gördü. Yaşlılar yukarıdayken kolluk, ‘Evden çıkın, sadece aile kalsın’ demiş. O esnada yaşlıları arabaya alıp aşağı götürdüğünde terliği unuttuğunu söyledi. Ben de o esnada terliği jandarmaya götürdüm.”‘KARGAŞA VARDI UNUTTUM’
Narin’in dayısının oğlu Muhammed Kaya: “Markete giderken terliği gördüm. Dönüşte aldım. Ne olur ne olmaz, yengeme gösteririm diye. Eve gittik, herkes bağırıyordu. Ben de komutana, ‘Siz bağırmayın, ben herkesi çıkarırım’ dedim. Kargaşa vardı, unuttum terliği. (Bu sırada söz alan anne Yüksel Güran “Terlik bana geldi. Ben ilk başta sevindim sonra numarası farklı çıktı” dedi.)‘BEN ÖYLE DEMEDİM’Narin’in yengesi Maşallah Güran: “Hangi şerefsizler sana kıydı diye ortaya söyledim. O sırada kızım bayıldı. ‘Herkes her şeyi biliyor’ diye bir cümle kullanmadım. Benim ağzımı kapatan da kimse olmadı. Narin o gün 14.00 gibi geldi. Bizim kızları sordu. Kızlarımız evde olmadığı için camiye koşarak gitti. 17.40’ta diğer kızım Mina geldi. Salim bize, ‘Hangi saatte gördüyseniz o saatte söyleyin’ dedi. Salim’de şüpheli bir şey görmedim. Kızım Birsen bana, ‘Salim bize 17.40’ta Narin’i gördüğünüzü söyleyin yoksa sıkıntı çıkar’ diye bir cümle söyledi demedi. Enes’in öldüreceğine inanmam.”EŞİMDEN ŞÜPHELENMEDİM
Salim Güran’ın eşi Melek Güran: “Enes o gün bize gelmedi. Kızlarım da evdeydi. Ben de çıkmadım. Eşimin yönlendirmelerine şahit olmadım. Bir hafta boyunca eşim sürekli aramalardaydı. Nevzat ile eşimin arası araba meselesi nedeniyle kötüydü. Bu süre zarfında Salim’den şüphelenmedim. Olay günü Nevzat’ı görmedim. Yüksel bize geldi, düğünden bahsediyordu. Benim telefonum yok. Eltilerimle Salim’in telefonundan ben konuşuyordum. Narin’i cesedi kim götürmüşse o öldürmüştür. Narin 16 Temmuz’da Salim’in kullandığı araca bindi. Nişan vardı, düğüne gittik. Narin’i o öldürmüş olamaz.” Melek Güran daha önceki ifadesinde, “Narin’in kaybolduğu gün araç eşimdeydi. Narin 8 yaşında olduğundan ve araba süremeyeceğinden eşimden şüphelendim. Başka şüphelendiğim kimse yok” demişti.
Avukat Canan Atabay da Melek Güran’a, eşi Salim Güran’ın önceki günkü duruşmada eskortlarla görüştüğünü dile getirdiğini hatırlatarak “Eşinizin telefonu şifreli miydi ve sizi aldattığını düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltti. Güran, “Eşimin telefonu şifreli değildi. Eşim kesinlikle beni aldatmaz, hiçbir zaman da aldatmadı” beyanında bulundu.AGORA GİBİ DURUŞMA
Narin’in katillerinin arandığı ve birçok kördüğümle dolu tarihi davayı, stajyer hâkimler de ön sıralardan takip etti. Zaman zaman notlar alan hâkim adayları, pratik ve canlı bir ders niteliğindeki davayı dikkatle izledi. Yargılamanın yapıldığı salon ise adeta bir ‘agora’ gibiydi... Duruşmanın dünkü bölümünde tanıklar dinlendi. Tanık kürsüsüne ilk olarak Narin’in ağabeyi Baran Güran çıktı. Baran Güran’ın konuştuğu kürsünün hemen yakınında, mahkeme kürsüsünün önünde 4’ü kadın 7 stajyer hâkim de yerini aldı. Mesleğe hazırlanan hâkim adayları, kamuoyunun gündeminden düşmeyen davayı en ön sıradan takip etti. Erkekler takım elbiseli, kadınlar da gayet zarif ve şık giyimliydi. İfadeleri, sorguları ve tartışmaları dikkatle gözlemlediler. Zaman zaman notlar aldılar. Bazen de dikkatlerini çeken bir noktayı diğer arkadaşlarının kulağına eğilerek paylaştılar. Hâkim ve savcıların mesleğe başlamadan önce 17 ay süren bir staj dönemi var. Salondaki stajyer hâkimler birçok bilinmez ve kördüğümle dolu tarihi nitelikteki bu davayı, protokol sıralarından pratik ve canlı bir ders olarak takip etmiş oldu.HERKESE AÇIKİlk güne göre yoğunluk daha azdı ama salon yine tamamen doluydu. İlk gün salonu dolduran baro başkanlarının sayısı ikinci gün dikkat çekici derecede azaldı. Mahkeme Başkanı, izlemek isteyen herkesin duruşma salonuna alınabileceğini söyledi. Yargılamanın yapıldığı salon ise adeta Eski Yunan’da şehirle ilgili kararların alındığı ‘agora’ (meydan) gibiydi. Salonun ortasında sanıklar, onların karşısında mahkeme heyeti, sağda ve solda avukatlar, izleyiciler ve gazeteciler vardı. İzleyiciler arasında mesleğe yeni başlayan avukatlardan dernek temsilcilerine kadar farklı kesimlerden temsilciler bulunuyordu. Hukuk fakültesi öğrencileri de salondaydı. “Davayı merak ediyorduk, gerçekleri yerinde görmeye geldik” dediler. Sorgulamalar, tartışmalar ve diğer bütün süreç yüzlerce kişinin gözleri önünde gerçekleşti. Tanıklar sanıklarla, sanıklar avukatlarla tartışıyordu. Mahkeme heyeti bazen hiç müdahale etmeden bu süreci dikkatli ve sessizce takip etti. Tansiyonun en yükseldiği, tartışmaların hararetlendiği anlarda bile salondaki genel insicam bozulmadı.SALONDA SIKI KORUMASalonun içinde jandarmanın güvenlik tedbirleri sıkıydı. Nevzat Bahtiyar’ın etrafı 7 jandarmayla çevriliydi. Üçü önde, ikisi sağ ve solunda, üçü de arkada olmak üzere Bahtiyar sıkı bir koruma altındaydı. Enes Güran da 5 jandarma tarafından dikkatle çevrilmiş haldeydi.ENES’E YAKIN TAKİPDuruşma salonunda kelepçe takılmıyor. Ancak Enes Güran salondan bir ihtiyaç için çıkarken elleri kelepçeliymiş gibi arkasında tutuldu ve jandarmalar da koluna girdi. Özellikle Nevzat Bahtiyar’ın önünden geçirilirken azami itina gösteriliyordu. Salim Güran da 5 jandarmanın gözetimindeydi. Aynı şekilde Yüksel Güran da 3 kadın jandarma personelinin nezaretinde tutuldu.DAVANIN ‘KÜÇÜK’ TANIKLARI
Davada 26 tanık var. İlk gün Gazal Bahtiyar ikinci gün de Baran Güran, Osman Güran, Maşallah Güran ve Muhammed Kaya dinlendi. Ardından da ‘çocuk tanıklar’ dinlendi. Bunun için “AGO” (Adli Görüşme Odası) sistemi kullanıldı. Adliye içindeki başka bir odadaki çocuklar sırayla psikolog eşliğinde dinlendi. Hâkim veya avukatlar çocuklara doğrudan soru yöneltemedi. Sorular önce psikoloğa aktarıldı ve soruları da psikolog sordu. En küçük tanık ise Narin’in 9 yaşındaki M. adlı arkadaşıydı. Narin’in 7 yaşındaki kardeşi Eren ise ağladığı için ifadesinin alınmasından vazgeçildi.HÜRRİYET
' Ağabey Baran Güran ifade verirken, eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren “Adli Tıp’ta sana teşhis yaptıracaklardı, ‘Baran görme’ dedim. O kızın otopsisindeyken 3 gün boyunca kokusu üstümdeydi. Ömür boyu o kokuyu unutmayacağım. Baran, her gün öpüp kokladığı kız kardeşinin cesedinin kokusu üstüne sinecekti” dedi. Bunun üzerine baba Arif Güran, Eren’e “Yeter bu detayları anlatma. Benim ömrüm, hayatım kızımdır. Neyin peşindesin? Ne yapmaya çalışıyorsun?” diye bağırıp fenalaştı. Hemen salondan çıkarılan Arif Güran hastaneye kaldırıldı. Baba Güra’ın durumunun iyi olduğu açıklandı. KİM NE DEDİ‘TERLİĞİ BEN BULMADIM’Narin’in amcasının oğlu Osman Güran: “Muhammed (diğer kuzen) yol üzerinde terliği gördü. Yaşlılar yukarıdayken kolluk, ‘Evden çıkın, sadece aile kalsın’ demiş. O esnada yaşlıları arabaya alıp aşağı götürdüğünde terliği unuttuğunu söyledi. Ben de o esnada terliği jandarmaya götürdüm.”‘KARGAŞA VARDI UNUTTUM’
Narin’in dayısının oğlu Muhammed Kaya: “Markete giderken terliği gördüm. Dönüşte aldım. Ne olur ne olmaz, yengeme gösteririm diye. Eve gittik, herkes bağırıyordu. Ben de komutana, ‘Siz bağırmayın, ben herkesi çıkarırım’ dedim. Kargaşa vardı, unuttum terliği. (Bu sırada söz alan anne Yüksel Güran “Terlik bana geldi. Ben ilk başta sevindim sonra numarası farklı çıktı” dedi.)‘BEN ÖYLE DEMEDİM’Narin’in yengesi Maşallah Güran: “Hangi şerefsizler sana kıydı diye ortaya söyledim. O sırada kızım bayıldı. ‘Herkes her şeyi biliyor’ diye bir cümle kullanmadım. Benim ağzımı kapatan da kimse olmadı. Narin o gün 14.00 gibi geldi. Bizim kızları sordu. Kızlarımız evde olmadığı için camiye koşarak gitti. 17.40’ta diğer kızım Mina geldi. Salim bize, ‘Hangi saatte gördüyseniz o saatte söyleyin’ dedi. Salim’de şüpheli bir şey görmedim. Kızım Birsen bana, ‘Salim bize 17.40’ta Narin’i gördüğünüzü söyleyin yoksa sıkıntı çıkar’ diye bir cümle söyledi demedi. Enes’in öldüreceğine inanmam.”EŞİMDEN ŞÜPHELENMEDİM
Salim Güran’ın eşi Melek Güran: “Enes o gün bize gelmedi. Kızlarım da evdeydi. Ben de çıkmadım. Eşimin yönlendirmelerine şahit olmadım. Bir hafta boyunca eşim sürekli aramalardaydı. Nevzat ile eşimin arası araba meselesi nedeniyle kötüydü. Bu süre zarfında Salim’den şüphelenmedim. Olay günü Nevzat’ı görmedim. Yüksel bize geldi, düğünden bahsediyordu. Benim telefonum yok. Eltilerimle Salim’in telefonundan ben konuşuyordum. Narin’i cesedi kim götürmüşse o öldürmüştür. Narin 16 Temmuz’da Salim’in kullandığı araca bindi. Nişan vardı, düğüne gittik. Narin’i o öldürmüş olamaz.” Melek Güran daha önceki ifadesinde, “Narin’in kaybolduğu gün araç eşimdeydi. Narin 8 yaşında olduğundan ve araba süremeyeceğinden eşimden şüphelendim. Başka şüphelendiğim kimse yok” demişti.
Avukat Canan Atabay da Melek Güran’a, eşi Salim Güran’ın önceki günkü duruşmada eskortlarla görüştüğünü dile getirdiğini hatırlatarak “Eşinizin telefonu şifreli miydi ve sizi aldattığını düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltti. Güran, “Eşimin telefonu şifreli değildi. Eşim kesinlikle beni aldatmaz, hiçbir zaman da aldatmadı” beyanında bulundu.AGORA GİBİ DURUŞMA
Narin’in katillerinin arandığı ve birçok kördüğümle dolu tarihi davayı, stajyer hâkimler de ön sıralardan takip etti. Zaman zaman notlar alan hâkim adayları, pratik ve canlı bir ders niteliğindeki davayı dikkatle izledi. Yargılamanın yapıldığı salon ise adeta bir ‘agora’ gibiydi... Duruşmanın dünkü bölümünde tanıklar dinlendi. Tanık kürsüsüne ilk olarak Narin’in ağabeyi Baran Güran çıktı. Baran Güran’ın konuştuğu kürsünün hemen yakınında, mahkeme kürsüsünün önünde 4’ü kadın 7 stajyer hâkim de yerini aldı. Mesleğe hazırlanan hâkim adayları, kamuoyunun gündeminden düşmeyen davayı en ön sıradan takip etti. Erkekler takım elbiseli, kadınlar da gayet zarif ve şık giyimliydi. İfadeleri, sorguları ve tartışmaları dikkatle gözlemlediler. Zaman zaman notlar aldılar. Bazen de dikkatlerini çeken bir noktayı diğer arkadaşlarının kulağına eğilerek paylaştılar. Hâkim ve savcıların mesleğe başlamadan önce 17 ay süren bir staj dönemi var. Salondaki stajyer hâkimler birçok bilinmez ve kördüğümle dolu tarihi nitelikteki bu davayı, protokol sıralarından pratik ve canlı bir ders olarak takip etmiş oldu.HERKESE AÇIKİlk güne göre yoğunluk daha azdı ama salon yine tamamen doluydu. İlk gün salonu dolduran baro başkanlarının sayısı ikinci gün dikkat çekici derecede azaldı. Mahkeme Başkanı, izlemek isteyen herkesin duruşma salonuna alınabileceğini söyledi. Yargılamanın yapıldığı salon ise adeta Eski Yunan’da şehirle ilgili kararların alındığı ‘agora’ (meydan) gibiydi. Salonun ortasında sanıklar, onların karşısında mahkeme heyeti, sağda ve solda avukatlar, izleyiciler ve gazeteciler vardı. İzleyiciler arasında mesleğe yeni başlayan avukatlardan dernek temsilcilerine kadar farklı kesimlerden temsilciler bulunuyordu. Hukuk fakültesi öğrencileri de salondaydı. “Davayı merak ediyorduk, gerçekleri yerinde görmeye geldik” dediler. Sorgulamalar, tartışmalar ve diğer bütün süreç yüzlerce kişinin gözleri önünde gerçekleşti. Tanıklar sanıklarla, sanıklar avukatlarla tartışıyordu. Mahkeme heyeti bazen hiç müdahale etmeden bu süreci dikkatli ve sessizce takip etti. Tansiyonun en yükseldiği, tartışmaların hararetlendiği anlarda bile salondaki genel insicam bozulmadı.SALONDA SIKI KORUMASalonun içinde jandarmanın güvenlik tedbirleri sıkıydı. Nevzat Bahtiyar’ın etrafı 7 jandarmayla çevriliydi. Üçü önde, ikisi sağ ve solunda, üçü de arkada olmak üzere Bahtiyar sıkı bir koruma altındaydı. Enes Güran da 5 jandarma tarafından dikkatle çevrilmiş haldeydi.ENES’E YAKIN TAKİPDuruşma salonunda kelepçe takılmıyor. Ancak Enes Güran salondan bir ihtiyaç için çıkarken elleri kelepçeliymiş gibi arkasında tutuldu ve jandarmalar da koluna girdi. Özellikle Nevzat Bahtiyar’ın önünden geçirilirken azami itina gösteriliyordu. Salim Güran da 5 jandarmanın gözetimindeydi. Aynı şekilde Yüksel Güran da 3 kadın jandarma personelinin nezaretinde tutuldu.DAVANIN ‘KÜÇÜK’ TANIKLARI
Davada 26 tanık var. İlk gün Gazal Bahtiyar ikinci gün de Baran Güran, Osman Güran, Maşallah Güran ve Muhammed Kaya dinlendi. Ardından da ‘çocuk tanıklar’ dinlendi. Bunun için “AGO” (Adli Görüşme Odası) sistemi kullanıldı. Adliye içindeki başka bir odadaki çocuklar sırayla psikolog eşliğinde dinlendi. Hâkim veya avukatlar çocuklara doğrudan soru yöneltemedi. Sorular önce psikoloğa aktarıldı ve soruları da psikolog sordu. En küçük tanık ise Narin’in 9 yaşındaki M. adlı arkadaşıydı. Narin’in 7 yaşındaki kardeşi Eren ise ağladığı için ifadesinin alınmasından vazgeçildi.HÜRRİYET