Takım olmak çok kolay bir süreç değil.Iğdır olarak bu süreçin zorluğunu sezon başından beri yaşıyoruz.Çok oyuncu ve hoca sürkilasiyonu bu sürecin en büyük sebepler.Bu maçtan önce Erok maçında takım olmanın ışıklarını takımımız bize yansıtmıştı.Erok maçındaki hakem ve bizim oyuncuların buna davetiye çıkarmaları bizi üç puandan etmişti.Bu ışık Keçiören maçınada yansıyacak diye maça koşarcasına gittik.İlk 30 dakikada malesef kazanma arzusunu sahaya yansıtmadık.Rakip takımın oyunu soğutmak için sürekli pas yapma isteği bizimde buna uymamız ile maç daha çok orta saha mücadelesi şeklinde geçti.İlk yarının sonlarında bulduğumuz gol ile ilk yarıyı önde kapatmamız bizim için bir kırılma noktası oldu.Çünkü ikinci yarı rakip gol bulmak için alanlarını boşaltacaktı ve buda bizim işimize yarayacaktı.Nitekim öylede oldu rakip gol için atak oynayayım diye sahasında önemli boşluklar bırakınca kaliteli ayaklarımız etkili vuruşlarla bunları cezalandırdı.İkinci yarıdaki oyunumuzla biz her sahada herkesi yenebiliriz umutlarımıza büründüğümüzü söyleyebiliriz.Orta sahaya Muhammerin , sol tarafa Etheminin ve sağ açığada Mallenin yerleşmesi bizi bir üst seviyeye çıkaracağını söyleyebilirim.Kalecimiz güven veriyor,Savunmamız oturdu ve bozulmaması gerekir.Orta saha biraz daha az pas hatası ile oynamalı ve özellikle Mert’in daha az hata yapması gerekir.Çünkü oynadığı ön libero bölgesi hata yapmayı kaldırmaz.Dokuz numaralı santraforumuz Bruno hem sırtı dönük oynayabiliyor hem de alan değiştirerek pozisyon bulma becerisi ortaya koyabiliyor.Avramovski santaforun arkasında gezerek pozisyon bulmaya çalışıyor.Bulduğu zamanda etkili vuruşu ile tabelayı değiştirebiliyor.Eyseericin daha istekli ve arzu dolu olmasını türbinler dört gözle bekliyor.Ahmet Engin ve Gökcan Kaya çalışkan ve rakiple boğuşan bir görüntü sergilediler.Kısaca takımımız umut vermeye devam ediyor bu umutla Erzurum’dan üç puan ile dönmemiz için hiç bir neden yok.