Yıl 1789 Fransız ihtilali başlamıştır. Dünya artık değişecektir. Aynı yıl Osmanlı’da tahta 3. Selim geçmiştir. Yenilik yanlısı bir pahtişahtır. Yenilik yapmazsa ordusu artık yenilecek, Osmanlı çökecek. Yeni bir ordu kurmaya karar verir, Nizami cedit hemen karşısına dikilir, mollalar, yeniçeri esnafı 3. Selim’in önünü keser. ”Gavur Padişah” diye sıfat takarlar, yenilik yapamaz.
Yıl 1807. 4.Mustafa bir yıllık saltanat. 1808 ikinci Mehmet yenilikçidir. Ona da “Gavur Padişah” diyeceklerdir. Ama o dinlemez yenilikleri yapar. Yeniçeri ocağını kapatır. Tıbbıye, Harbiye onun zamanında kurulmuştur. İlk kıyafet devrimini o yapmıştır.
Yıl 1839. Abdulmecit tahta geçer. O da yenilik yapmaya çalışır ama bu girişimin karşısına Atatürk’ün kaldırdığı o gerici yapılar dikilir. Yenilik yapmak isteyen padişahlar gavurlukla, dinsizlikle suçlanır. Bu yapılar işte böyle çalışıyor. Toplumu dinsel kalıplara sokarak yönlendirmekte ustalar. Ülkemiz bu günlere böyle geldi. Bilim engellendi, sanat yasaklandı. Yapılan her yenilik dinsizlikle suçlandı ve koskoca Osmanlı çöktü. Osmanlı imparatorluğu yıkıldı.
Atatürk’ün gördüğü buydu. Atatürk, İslam dinini özüne kavuşturmaya çalıştı. Halkın inandığı dinini öğrenmesini istedi. Batı’nın İncil’i kendi diline çevrilmesine yol açtı. Atatürk, 400 yıl sonra Kuran’ı Türkçe’ye çevrisini yaptırdı. Elbette mollalar ona kızacak…
Bu ülkede halk bir yandan kapitalizmin, bir yandaysa istismar edilen dinciliğin cehaleti altında ezilmektedir. Laiklik karşıtı bir hareket olan dincilik, bilimi felsefeyi sanatı sosyal yaşamı, eğitimi, kültürü, siyaseti ve demokrasiyi istemeyen gerici bir durumdur. Kapitalizm dinciliği, dincilik de kapitalizmi destekler. Bu nedenle dünyadan umudunu kesen kitleler, umutlarını öteye ertelerler.