Halk arasında yaygın inançlardan biri, felaketlerin arka arkaya geldiğidir.
Gerçekte de kişisel tecrübelerimiz arasında örneklerine çok rastlıyoruz. Bu değişiklik çok kere sağlıkla ilgili ciddi problemler yaratıyor. Yakın tarihimizde bir kaç örnek olayı hatırlayalım.
İsmet İnönü 40 yılı aşkın parti genel başkanlığı yaptı. Başkanlığı kaybettikten bir yıl sonra kalpten rahmetli oldu.
Genelkurmay başkanı Faruk Gürler Cumhurbaşkanlığı oylamasını kazanamayınca, bir yıl sonra kanserden hayatını yitirdi.
İran şahı tahtından umudunu kestikten bir yıl sonra öldü. Amerikan başkanı Nixon başkanlığı bıraktıktan sonra kalp krizi geçirdi. Gerek batıda gerek ülkemizde benzer olaylar, skandallar sonucu ifade veremeyecek durumda hasta olmaları rastlantı değil.
Ciddi hastalık ve yaralanmalar sırasında insan “Neden ben?” diye sorar. Kişinin haklı çaresizliğini dile getiren bu soruya “Neden şimdi?” sorusu da eklenirse, bazen şaşırtıcı sonuçlar çıkabilir. Soru cevabının bir bölümünü çevre şartlarına ve bu şartların kişiden beklediği uyum ve kişiyi zorladığı değişimde bulmak mümkün.
Günümüzde insanların büyük çoğunluğu yeni durumlar, yeni insanlar, iş değişiklileri, hayatındaki dalgalanmalar, kısaca doğaya karşı yeni uyum yapmayı gerektiren değişikliklerle karşılaşmakta. Çekirdek aile yapısı kaybolmuş, bunun sonucu olarak aile büyükleri ve akrabalarla ilişkileri en aza inmiş, aile içindeki bağların zayıfladığı durumlarda, önceden kestirmeye imkanı olmayan bir büyük stres yüküyle karşı karşıya kalıyor. Stres organizmanın fiziki ve ruhsal sınırlarının zorlanması, tehdit edilmesidir.
Bunun çeşitli düzeylerde ortaya çıkmasında zemin hazırladıkları problemlerle, kişinin verimliliğini düşürür.
Hayattan aldığı zevki azaltır, yakın çevre ile olan duygusal ilişkileri zedeler.