Toplumumuz öfkenin, kinin ve nefretin değil, sevginin ve dayanışmanın çiçeklendiği bir süreci yaşamak istiyor.
31 Mart seçimleri bu kararı ortaya koydu.
Sözün bittiği yerde olsak bile bu ülkede dış güçler ve onların amaçlarını görmezden gelenler amaçlarına ulaşamayacak.
Yeni bir ruh yaratılmak üzere. Bu ruh insanca yaşamak, çağdaş medeniyetten yararlanmak isteğidir. Bu coğrafyada yaşayan herkesin hakkıdır. Amaç Türkiye’yi parçalamak ama bunu asla başaramayacaklar. Atatürk ve arkadaşları ülkemizi, kanlarını canlarını vererek kurdular.
Ülkenin temelini öylesine sağlam atmışlar ki, emperyalistlerin 1920’lerde alayı üzerimize çullanmışken, direnen Türk milleti nasıl o hesapları bozdularsa bugünde aynısını yapabiliriz. Anadolu insanı ne olursa olsun, etnik, dini, mezhepsel bir iç kavgaya tutulmayacak yapı ve güçtedir. Süper güç de olsa ABD, CIA bunu başaramayacaktır.
Son birkaç ayda bile gündem nasıl hızlı değişti. Böyle bir değişiklik ülkemin yararına olmakta ancak silahın terörün ve her türlü tartışmanın üstünü örtecek biçimde öne çıkması kuşkusuz gerçeğin üstünü kapatamaz. Ülkenin içinden geçtiği koşullar ve çözüm bekleyen sorunlar dikkate alındığında “ben yaptım oldu” denecek kadar basit ve kolay sorun değildir. Her girişim kendi karşıtlarınızı da oluşturur.