Çocukluğumuza bir yolculuk yapıp, coşkuyla kutladığımız milli bayramlarımızdan en önemlisi olan CUMHURİYET BAYRAMIMIZI, o güzel yıllardaki bayram kutlamalarımızı beraberce hatırlayıp, yad etmek istiyorum.
Hepimiz çocuk olduk, hepimiz o dönemleri yaşadık.
Hepimiz o güzel yıllara ait dolu dolu anılar biriktirdik.
Şimdi çocukluğumda IĞDIRIMIZDA kutladığımız CUMHURİYET BAYRAMIMIZI dilimin döndüğü ve hatırladığım kadarıyla aktarmak istiyorum.
Benimle o dönemi yaşayan arkadaşlar, unuttuklarım olduysa affedin.
Bütün bayramlarda olduğu gibi CUMHURİYET BAYRAMINI da sabırsızlıkla bekler, hayaller kurar, arkadaşlarımızla bayrama dair planlar yapardık.
Okulumuzdaki hazırlıklar günlerce önceden başlardı.
Ezberlememiz için şiirler verilir, konuşma yazıları hazırlanıp, hitabı güzel olan bir kaç çocuğa verilirdi(Aynı hazırlıklar daha sonra okuduğum orta okul ve lise yıllarında da yapılıyordu).
Daha sonraki günlerde güzel okuyanlar tesbit edilir ve bayram gününe kadar provalar yapılarak hazır hale getirilirdi.
Kızlar arasında en büyük mücadele “ BAYRAĞI TAŞIMA”
“ ATATÜRKÜN POSTERİNİ TAŞIMA”
“ÇELENK TAŞIMA”yarışı idi.
Görev almak için büyük çaba sarf edilirdi.
Öğretmenin gözüne girmek için harcanan çabaları gülümseyerek hatırladığınızı görür gibi oluyorum.
Görevlendirme önceden yapıldığından, herkes ne yapacağını bilirdi.
ÇELENK SÜSLEMEK
Çelenk süslemek için lazım olan çiçekleri bahçemizden getirmek için can atardık.
Öğretmenlerimiz tarafından ” Kimin bahçesinde çiçek var?
diye sorulduğunda, biz çocuklar hemen atılırdık,
- Öğretmenim bizde çok var!
- Bizim de var, ben de getireyim mi ? gibi sorularla sınıfın yarısının parmakları havada olurdu.
Öğretmen çiçek getirecek öğrencileri seçerdi ve ne zaman çiçek getireceğimize karar verilirdi.
Binbir hevesle bahçelerimizden toplayıp getirdiğimiz rengarenk KASIMPATI çiçekleri çelenkteki yerlerini alırlardı.
Yıkanıp kömür ütüsünde ütülenen siyah önlüklerimiz,
pirinç nişastasıyla kolalanıp ütülenmiş beyaz yakalarımız, askıda hazır bizi beklerdi.
Biz ilkokuldayken orta okuldakiler şapka takıyorlardı.
Kızlar siyah önlük, beyaz yaka, erkeklerin ise beyaz gömlekleri yıkanıp ütülenmiş, kravatlar hazırlanmış olurdu.
Bayram sabahı annelerimiz bizi özenle giydirir, saçımızı tarayıp örer, kurdelelerimizi takar okula gönderirlerdi.
Tabii ki bayrama özel beyaz çorap siyah ayakkabı giydirmeyi de ihmal etmezdi.
Yolda rastladığımız okul kıyafetlerini giyip, şapkalarını takarak gururla okulun yolunu tutan abla ve abilerimizi hayranlıkla seyreder; şapka takacağınız günlerin hayalini kurardık.
Ama ne yazık ki ben orta okula başladığımda şapka takmak,kaldırılmıştı. Maalesef o hayalim gerçekleşmedi.
Şapkalı kızlar ve erkekler geçit törenine ayrı bir güzellik katardı.
O zamanki bayram kutlamaları, yaşanan bayram heyecanı olağanüstü güzeldi.
Okullara, resmî binalara, dükkanlara bayraklar asılır, çarşı bayraklarla donatılırdı.
O zamanki Adliye binasının önünde Protokolun oturması için TAKT kurulup tören yeri hazırlanırdı (Kaymakamlık ta adliyenin içindeydi.)
Kurulan TAKTA başta kaymakam; belediye başkanı, askeri komutan kısacası protokolun oturacakları sandalyeler özenle yerleştirilirdi. TAKTIN karşı tarafına da konuşma yapılacak kürsü hazırlanırdı.
Bayramdan bir gün önce IĞDIRA dışarıdan gelen askeri bando takımı, geldiği gün ve bayram günü akşama doğru konser verirdi.
Bu konserler Iğdır halkı ve biz çocuklar tarafından ilgiyle izlenirdi.
Bayram sabahı tören yeri tıklım tıklım olurdu.
Günler öncesinden eş dost haberleşen kadınlar o gün işini bırakıp, sabah erkenden bayram yerine gider, töreni iyi izleyebilecekleri bir yer ararlardı.
Tabiiki erkeklerde bayram törenlerini kaçırmazlardı.
köylerimizden gelenlerin de sayıları oldukça fazlaydı .
Okullar önceden belirledikleri yere gider, geçit törenin başlamasına kadar beklerlerdi. Sonra Protokoldakiler yerlerini alırlardı.
Kaymakam belediye başkanı ve bir komutanla beraber askeri araçla dolaşarak halkı selamlayıp, bayramlarını tebrik ettikten sonra yerlerine geçerlerdi.
İSTiKLAL MARŞIMIZ okunur,
sonra başta kaymakam ve diğer
konuşmacılar sırayla kürsüye gelerek günün önem ve ehemmiyetini anlatan konuşmalar yaparlar, arkasından şiirler okunurdu.
Daha sonra geçit töreni başlardı.
Önce askeri bando marşlar çalarak geçer ileri bir tarafta önceden belirlenen yerde dururlardı.
Ve ara sıra çalarak törene neşe katarlardı.
Geçit töreni askeri birlikle başlardı, ardından Doğubeyazıt’tan gelen ve bize çok heybetli görünen tanklar geçerdi.
Bazı ilkokullar trampet takımları olduğu için trampet eşliğinde yürürlerdi.
Iğdır lisesinin kendi bando takımı vardı, bando takımı eşliğinde geçit yaparlardı.
Önde BAYRAĞI taşıyan öğrenci ve genellikle okul müdürleri eşliğinde yürürlerdi.
Arkasından SANCAĞI taşıyan öğrenci, onları çiçeklerle veya grapon kağıtlarıyla süslenmiş ATATÜRK portresini taşıyan iki öğrenci ve onların arkasında da ÇELENK taşıyan iki öğrenci sıralamasıyla; diğer çocuklar takip ederek, muntazam bir şekilde yürürlerdi.
( Tabii ki çelenkler belediye binasının bahçesinde bulunan Atatürk büstüne bırakılır saygı duruşunda bulunulurdu)
Geçit töreni bitikten sonra herkes kendi sınıf arkadaşlarının yanına gider ve öğretmenlerimiz eşliğinde önce okula gidilir, oradan evlerimize dağılırdık.
Askeri bando Bayram günü akşama doğru tekrar bir konser verir, gece düzenlenen fener alayından sonra bayram kutlamaları sona ererdi.
Can dostlar; unuttuklarım veya atladıklarım olduysa beni bağışlayın.
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
Bu bayramı bize hediye eden GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve silah arkadaşlarını, saygı, sevgi, minnet ve rahmetle anıyorum.