Havaların sıcak, dostlukların daha da sıcak; muhabbetlerin bol, sevginin, saygının üst düzeyde olduğu o günlere dair küçük bir yazımla “merhaba” demek istiyorum, siz can dostlara.
“Gijgahımnan bir ağrı gaxıp, gece sabbaha lebbey demişem.
(Gijgah: Şakak )
(Lebbey demişem: Ağrıdan inlemişim, haykırmışım. )
Bele de isdi olaarr, elebilki göğden od yağır.
- Gij toyuxlar kimi oyana yıxılıram, bu yana yıxılıram. “
Gij- gic : Sersem
Seriye xala bu şekilde kendi kendine söylenip duruyor.
Demişem o setilnen debboyu doldurun günün gabağına goyun, gızsın axşam başımıza tökerih, heç kesin vecine değil.
(Setil: Kova )
(Debbo: Teneke)
(Gızsın: Isınsın )
(Vecine: Umrunda )
Tabii ki taşı vurduğu gelinidir.
(Taş vurduğu: Laf dokundurduğu )
Gelinde lafın altında kalmaz, oldukça hazır cevaptır.
Oradan seslenir;
- Ne bilirsen goymamışığ? Sabağdandı ayağım altıma gelmiyipdi.
- Paltarları tezzecene suya çehtim serdim, debboları da, setilleri de doldurup günün gabağına goymuşam.
Seriye xala hemen yelkenleri suya indirir.
- Sağol gızımcan, elebildim yadınnan çığıptı, seni ağ günner göresen.
- Saba da ev tökecem, eziz bayram gelir, dib bucağ temmiz olsun da.
(Saba : Yarın )
- inşallah sabaha yaxçı olaram, men de el ataram; bütün ezalarım gizilliyir.
- Bacım gelip kömeğ eliyecek, sen ele uşaxların golunnan tut yeter.
-Doğurdan uşaxlar hardadı ? Öz hayıma galmışam, uşağlar yadımnan çıxıplar.
- Anamgilin hayatında oynuyullar.
(Öz hayıma: Kendi derdime.)
(Hayatında: Bahçesinde )
-Yaxçı eliyip gönderipsen, elayağıya dolaşmasınnar.
- Anam, ağaca küflen asıp başlarını ‘dümüğ’ eliyir.
Hayatdaki havuzda da oynuyullar.
(Küflen: Salıncak)
Başını dümüğ elemek: Oyalamak, avutmak veya bir şeylerle uğraşarak oyalanmak (hobi) gibi anlamlarda da kullanılıyor.
-Axşamstü anam çimdirdihden soyra getirip, ötüreceh.
(Ötüreceğ: Bırakacak )
- Sağ olsun, ömrü uzun olsun.
O arada bahçe kapısı açılır,
- Seriye xalaa! Zehra! Ay gız hardasıyız, niye ses vermirsiyiz ?
- Geldim geldim, Seriye anam birez naxoşluyup, yatır; gapıda durma gel içeriye!
- Yox, gidecem, işim çoxdu.
- Od almağa gelipsen, gedersen da, gel içeri!
- Cumaaxşamı (perşembe) günü geline gurban aparacığ, anam, “Buyursun gelsinler” dedi.
- Xeyirli uğurlu olsun, gözümüz üste, inşallah geleriğ.
- Övle yemeğe buyurun, yemehten soyra gedilecek.
Oradan Seriye xala seslenir;
- Ay bala baxçadan erih yığ apar,
birez fişne de yığmıştım, onu da apar, anan mürebbe gayrısın.
- Çox sağ ol, niye zehmet eleyipsen anam sevinecek.
- Bir banka da gül mürebbesi gayırmıştım onu da apar, ağabeyin gil Almannan gelipler, yesinler; oralarda hesretdiler.
(Banka : Kavanoz )
-Allah sizi var elesin, payıyız çoğ olsun.
- Anan gile salam apar, cuma axşamı gelecik inşallah; ant verirem, ne lazımsa desin, gelip yardım da eliyerem.
Seriye xala sevdiği insanları memnun etmenin mutluluğuyla birden bire canlanır.
- Gızım geti o paltarları men gatdıyım, sen leliğ, giryan oldun.
(Leliğ, giryan: Çok yoruldun )
- Çay goymuştum, getirim bir istikan çay iç, soyra gatdıyarsan.
- Balaa seni ağ günner göresen, axırınnan yarıyasan.
- Anam fetir göndermişti, getirim onnan da ye.
-Bir tike geti görüüüm, yiyebileceem? Heç iştahım yoğdu.
Anlaşılan Seriye xala birez de mekirbazdığ eliyir.
(Mekirbaz: hasta numarası yaparak, aldatmak, düzenbaz, hille,numara yapmak…vs anlamlarında kullanılıyor)
Bir de Seriye xalanın hafif hastalanınca maniyle karışık türkü söyleme huyu vardır;
- Ölürem anam gelsin, oduma yanan gelsin.
Başka derman istemirem, gurbetten balam gelsin.
Konuyu değiştirmek isteyen gelin,
merakla sorar
- Anaaa ! Xelet de aparacığ?
- Be xeletsiz olar, görüm hele ne aparacığ ?
(Xelet: Hediye )
-Gören Necife xala goçun buynuzuna ne bağlıyacağ?
- Necifenin sandığı gızıl doludu, bilerzik (bilezik) bağlıyar, canı oğlunun üstündedi.
(Gızıl: Altın)
- Sandığımda gedife enterilik vardı, bizde onu aparağ.
- Görüm hele baxarığ, indi gedife zamanıdıı.
Çocukların gelmesiyle konuşma yarıda kalır.
Nihayet perşembe günü gelip çatar.
Koç süslenmiş; anlına bağlanan ayna ışıl ışıl, üzerindeki kırmızı örtü,
bağlanan rengarenk şekerler, boynuzuna bağlanan bilezik, ayaklarına bağlanan kırmızı kurdeleler…
davul zurna eşliğinde gelin evinin yolunu tutarlar.
Kalabalıktan ürken koç yürümemeğe kararlıdır.
Yere oturur ve tüm çabalara rağmen kalkmamaya inat eder.
Dışarıdan seyredenlerin gülümseyen meraklı bakışlarına aldırmayan topluluk koçu kaldırıp yürütme çabasında, ama nafile.
Koç inatçı ama koçu yürütmeğe çalışan damadın arkadaşları daha da inatçı.
Uzun bi mücadeleden sonra, zar zor
gelinin kapısına varılır.
Kapıda çekilen halaylar, oynanan oyunlar eşliğinde, Koç gelin evine teslim edilir.
Tabiiki koçu tutan bahşişini aldıktan sonra.
Damadın arkadaşları neşe içinde oradan ayrılırlar.
(Burada bir parantez açmak istiyorum, kurban bayramında kesilen bu koçun yarısı damat ailesine gönderilirdi. )
Damadın yakınları gelinin evine davet edilir.
Gelinin ailesi tarafından hazırlanan ikramlıklar yenilip içildikten, damat yakınları tarafından getirilen hediyeler taktim edildikten sonra ‘bayramda görüşmek üzere‘ dilekleriyle gelin evinden ayrılırlar.
Necife xalalanın mutluluğuna diyecek yoktur; herkese ayrı ayrı teşekkür ederken duyduğu memnuniyeti de dile getirir.
-Seriye can, Xanımzer can… gızdar, gelinler…
Allah sizleri var elesin, hemmişe bele gözel günlerde bir araya gelek.
Ömürleriyiz uzun, şennihleriyiz bol, ağızlarıyız şirin olsun.
Değerli dostlar bütün günlerinizin bayram sevinci içinde geçmesi, toy, bayram ve xeyir işler ‘ için bir araya toplanıp, güzellikleri paylaşmanız dileklerimle;
Kurban bayramınızı bütün yüreğimle kutluyor, saygılar ve sevgiler gönderiyorum.