Iğdır bundan 50 yıl önce Kars iline bağlı 25.000 nüfusunu küçük bir Anadolu kasabasıydı. 1897 yılında Iğdır merkezin nüfusu 4.680 kişi idi. Iğdır merkezde Azerbaycan Türkleri, Kürt, Rus ve Ermeniler yaşıyordu.
Ancak 1920 yılında yaşanan Türk-Ermeni savaşları sonrası Ermenilerin göç etmesiyle şehir merkezinin demografik yapısı değişmiştir. Kâzım Karabekir anılarında, 18 Mayıs 1920'de Iğdır'a ayak bastığında merkezde 400 civarı ev bulunduğunu belirtir. Cumhuriyet Dönemi'nin ilk nüfus sayımı yapılan 1927 yılında 3.716 olan merkez ilçe nüfusu ile beraber tüm genel nüfus 36.000 bin kişiydi.
Iğdır 89 yıl Rus işgalinde kalmış, 3 yıl Ermeni zülüm ve soykırımını yaşamıştır. Daha geriye gittiğimizde 1.664 yılında yaşanan büyük Ağrı Dağı depremi ile Iğdır günümüzden 358 yıl önce bu günkü yerine gelip yeni Iğdır şehrini kurmuşlardır. Iğdır o zaman yer yer bataklık, sazlık, kamışlık, sıtma hastalığının yaygın olduğu sivrisinek yatağıydı. Iğdır 92 yıl işgal altında kalmış, 1920 yılından sonrada 70 yıl kapalı bir havzada sınırları kapalı, büyük şehir ve pazarlara uzak bir yaşam sürmüştür. 1926-1930 yıları arasında Ağrı isyanının sıkıntılarını, 1980 yılından önce sağ-sol çatışması, 1984 yılından sonrada PKK terörünün acılarını yaşamıştır.
Iğdır insanı coğrafi durumu stratejik konumu sebebiyle hakimiyet savaşlarının yaşandığı büyük savaş, göç, deprem, sel gibi affet ve savaşlar yaşanmıştır. Misak-ı millide yer almadığı için büyük sıkıntılar, iç savaş, soykırım görmüştür. Dört halktan 2 halka düşmüş, işgal, soykırım, iç savaş, doğal affet, büyük göçler yaşamıştır. En uzun işgalde kalan ilimiz olmasına rağmen Iğdır insanı milli ve manevi değerlerinden, Türklüğünden asla ve asla ödün vermemiştir.
Iğdır insanı 1918-1920 yılları arasında büyük bir iç savaş ve soykırım yaşamıştır. Taşnak Ermenileri ve Ermeni güçleri bölgede planlı soykırım yapmıştır. Halk arasında “ Kaç Ha Kaç” dediğimiz büyük göç yaşamıştır. Bu olay büyük nüfus kayıbına ve büyük travmalara sebep olmuştur. Üç devlete sınırları kapalı, büyük şehir ve pazarlara uzak Iğdır Doğubeyazıt, Ağrı, Kars illerine bağlanmış, kapalı bir havzada 70 yıl çok sıkıntı yaşamıştır. 1992 yılında Dil Ucu Nahçivan Kapısı açılmıştır.
Günümüzden 50 yıl önce Iğdır 25.000 nüfuslu Kars iline bağlı şirin talı bir Anadolu kasabasıydı. Yeşillikler içinde, tek ve iki katlı bahçeli evler, önünden su kanallarının geçtiği, her kesin bir birini tanıdığı, selamlaşıp, muhabbet ettiği, güler yüzlü, sokaklarında at arabaları, faytonların dolaştığı güzel bir kasabaydı. Her köyün minibüs durakları, muhabbet ve sohbetin yoğun olduğu, çay kahveleri vardı. Köylerden Iğdır’a okumaya gelen Ortaokul ve Lise çocukları, Iğdır’ın göğsünde taşıdığı bir gerdanlık gibi Ağrı Dağı vardı. Iğdır’ın Rus işgali döneminde 243 yerleşim yeri vardı. Bugün merkez ilçe ile beraber 4 ilçe 7 belediye 161 köyü 203.000 nüfusu var.
Iğdır bugün ranta, betona kurban edilmiş, yeşillikleri kayıp, kendi tarihi, geçmişi ve değerlerine yabancı, insanların bir birine mesafeli durduğu bir yer olmuştur. Eskiden yaylarında, meralarında göçebelerin, hayvan sürülerinin olduğu, arıların çiçeklerden bal yaptığı, nehirlerinde sazan, yayın balıklarının tutulduğu, pamuk, pancar, meyve, sebze, buğday, arpa gibi altın başak çeşit çeşit ürünlerin yetiştirildiği, köylünün her ihtiyacını organik ürettiği, üreten, çalışan bir Iğdır vardı.
Iğdır insanı 1960 yılından sonra batıdaki büyük şehirlere, Avrupa’daki devletlere göç etmeye başladı. Bugün İstanbul’da 100.000’ne yakın Iğdırlı var. 70-80 bin Iğdırlı diğer şehirlere göç etmiş. Binlerce Iğdırlı yurt dışına göç etmiş. Bir çok köy boşalmış, nüfusları azalmıştır. Örneğin Karakoyunlu ilçesinin 18 köyü var hiçbirinin nüfusu aşağı yukarı 1886 Rus nüfus sayımındaki rakamına ulaşamamış. İlçe ve köyleri ile beraber bundan 134 yıl önceki nüfusunu yakalayamamış.
Iğdır coğrafi yapısı ve stratejik konumu, 3 devletle sınır olması, sahip olduğu potansiyeli, Türk dünyasına açılan kapısı itibarıyla çok önemli bir Serhat şehri. Iğdır 92 işgal 70 yıl kapalı bir ortamda tecrit hayatı sürdü. Acıların en katmerlisini yaşadı. Iğdır insanının % 55 Iğdır dışında yaşamaktadır. Iğdır insanı 81 ilin içinde en uzun işgal altında kalan ilimiz. 24 Oğuz boyundan Iğdır boyunun adını şan ve şerefle taşıyan tek ilimiz.
Ağrı Dağının zirvesi dahil % 65 hissesi Iğdır iline ait. Güneşin ilk doğduğu şehir olan Iğdır ekonomik sıralama olarak 81 ilin içinde 75 sırada. Milli manevi değerlerine, devletine bağlı, çalışkan Iğdır insanı daha iyilerini hak ediyor. Iğdırın dışında olanların Iğdır ile bağlantısını kesmemesi lazım. Devlet ve millet olarak Iğdır iline sahip çıkmalıyız. Iğdır bir bozbaş, bir Gebirüstü, bir muharremlik, bir nevruz, bir Şeyh Şamil oyunundan ibaret değildir. Tüm Iğdırlı kardeşlerime selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Her şeyin en güzeli sizlerin olsun