Şöyle 40-50 yıl geriye gittiğimizde, 1970-1980 yılları hafızamızda canlandırdığınızda, geçmişte yaşanan, güzel ve mutlu yıllar gelir aklımıza.
Bana eski günler lazım, birde şimdiki aklım... Neyse işte güzel günlerdi...Tekrarı olmaz. Kimse geçmişi satın alacak kadar zengin değildir. Geçmiş geçmiştir ders çıkarmak, gelecek varsayımdır iyi yorumlamak, zaman fırsattır iyi değerlendirmek lazım. Hayat ileriye doğru yaşanılır, geriye doğru da anlaşılır. Rövanşı da yoktur.
Geçmiş geçmiş olduğu için değil, güzel olduğu için değerliydi. Evet imkanlar şimdiki gibi değildi, hayat çok zordu, yoksulluk vardı ama, yaşamda insanlıkta o zamandı. Aile bağları güçlüydü, ağsakkalar, ağpiçekler vardı, büyüğe saygı, küçüğe sevgi gösterilirdi. Komşuluk ilişkileri, dostluk, arkadaşlık, kirvelik, asker, okul arkadaşlığı bir başkaydı. Fitne, fücür, taciz, hırsızlık, dolandırıcılık şimdiki gibi değildi. Çocuklar bağda, bahçede , sokak ve küçe de rahat dolaşıp oynardı.
Kadına, yaşlıya, askere, devlete büyük bir değer verilirdi. Okuyana, okula, öğretmene ilgi, değer ve saygı vardı. İnsanlar bencil değil paylaşmayı bilirdi. 30-40 m2 kerpiç damda 10-15 nüfus kalırdı. Bir yatakta 5-6 çocuk yatar, bir tabakta 10 nüfus yemek yerdi. Köylerdeki bakkal, kahve insanların boş zamanlarını geçirdiği bir mektep gibiydi. Yaşlılar geçmişi, askerlik anılarını anlatır, şaka espiri gırla giderdi. Kimse darılmaz her lafı üstüne almazdı. Nevruz, milli günler, bayramlar, Nevruz, Muharremlik layıkı ile anılır kutlanırdı. Tanıdık birisi veya komşu öldümü, televizyon radyo bile açılmaz, düğün yapılmazdı. Düğün için 3-7 geçer, cenaze sahibinden müsade alınırdı. Şimdi Muharrem ayında bile düğün, nişan yapanlar var.
İnsanlar arasında şimdiki gibi uçurum yoktu. İnsanlar televizyon, telefon, internet ve sanal ailemin esiri değildi. Makam, para, marka insanları esir almamıştı. Giydiğimiz ve yediğimiz her şey doğal ve organikti. İnsanlar yiyip ve içtiği her şeyi kendisi üretiyordu. Bedenen çalışma, doğal beslenme sebebiyle insanlar daha sağlıklı ve bedenen de fit idi. Karı koca, kız erkek ilişkileri daha iyiydi. Sevmenin aşık olmanın bir anlamı ve değeri vardı. Askerliğini yapmayanı adam saymaz kız verilmezdi.
Anne ve babaya büyük değer ve saygı gösterilirdi. Büyüklerin karşısında ayak ayak üstüne bile atılmazdı. O zamanın ortaokulunda okuyan şimdinin üniversite düzeyinde bilgiye sahipti. Eğitimin kalitesi daha yüksekti. Her şey bu kadar ilerlemesine rağmen o zamanın insanları, şimdikinden daha bilgili ve görgülüydü. İnsanlar daha sabırlı, saygılı ve hoşgörülüydü.
Doğa tabiat bu kadar kirletilmemiş, insanlar bu kadar aç göz değildi. Yiyip içtiğin her şey doğal ve lezzetliydi. İnsanlar misafirperver ve eli açıktı. Yaşadıkları 2 odadan birisini süsler temizler orayı misafire ayırırdı. O odaya ( Konağ otağı) derlerdi. Evine gelen misafire ( Tanrı misafiri) muamelesi yapar neyi var neyi yok paylaşırdı. Zengin fakir uçurumu bu kadar büyük değildi. Değerlerimiz bu kadar yozlaşmamıştı.
Dostluk vardı, vefa vardı, akrabalık bağları güçlü, komşu hakkı büyüktü. Çat kapı gidebilir, bir çok eksiğini komşudan alabilirdin. Asker, okul, yayla arkadaşlığı, aile dostluğu bir başkaydı. “Baba dostu” derlerdi. İnsanlar çok çalışır, küçük şeylerden mutlu olurdu. Geleceğe umut ile bakardık. Bir şeye zor sahip olduğumuz için değer verirdik. Şimdi bir çok insan ya hak etmeden, yada kolay ulaştıkları için, bir çok şeyin kıymetini bilmiyor, her şeyden daha çabuk soğuyup, daha çabuk kopuyorlar. Bana göre her şey daha güzeldi. Eski ve güzel olan her şeye selam olsun.