Iğdır ili hem çok şanslı gem çok şansız. Bulunduğu coğrafi yapısı, potansiyeli, stratejik konumu Iğdır için gelecek vadediyor. Ancak Iğdır’ın geçmişte yaşadığı büyük affet ve depremler, bulunduğu konumu itibarıyla sürekli savaşların yaşanması, 89 yıl Rus işgali 3 yıl Ermeni zülüm ve soykırımı, 3 devlete sınır, iki dağın arasında kapalı bir havza olması, büyük yerleşim ve şehirlere uzak olması Iğdır’ın şanssızlığı olmuştur.
Iğdır’ın en büyük geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Aras nehri ve Karasuyun suladığı verimli toprakları, hayvancılık yapacak yaylaları mevcuttur. Topraklarının % 24 verimli ova, % 74 dağlıktır. Hayvancılık daha çok küçük baş olarak yapılmaktadır. 1927 nüfus sayımında Doğubayazıt vilayetine bağlı 7 kazanın en büyüğü Iğdır idi. Iğdır’da 25.209 kişi yaşıyordu. 1920 yılına kadar 92 yıl işgal altında kalan Iğdır’da okuma yazma oranı çok düşüktü. Nüfusun %1,47 okuma yazma biliyordu. Bunun 17 kadın 353 erkek toplam okuma yazma bilen kişi sayısı 373 kişiydi.
12 Kasım 1920 yılında Iğdır anavatana katıldı. 1925 yılında ilkokul, 1932 ortaokul, 1965 yılında lise 1995 yılında Kars Kafkas Üniversitesine bağlı Iğdır Meslek Yüksek Okulu, 2008 yılında da Iğdır Üniversitesi açıldı. 1828 yılında mensubu olduğu Revan Türk Hanlığı Ruslarca işgal edilip yıkıldı. Iğdır Osmanlı, İran’a sınır kapalı bir havza olarak 92 yıl çok sıkıntı çekti. Memuriyete ve askere alınmadılar. Savaş ve iç savaş yaşadı. 4 halktan iki halk kaldı. Ermeniler ve Yezid’i Kürt’ler Ermenistan’a gitti. Türk ve Müslüman halk büyük kıyım ve göç yaşadı. “ Kaç Ha Kaç” dediğimiz travma bu milletin hafızasından silinmedi. Türkiye’ye 1920 yılında katılması ile de 3 devlete sınır, sınırları kapalı, büyük yerleşim ve şehirlere uzak kapalı bir havza durumunda kaldı.
Büyük Ağrı depremi ile eski Iğdır yerle bir oldu. Bugünkü Iğdır şimdiki yerine günümüzden 358 yıl önce 1664 yılında geldi. Doğubeyazıt, Ağrı ve Kars illerine bağlandı. 1992 yılında Kars ilinden ayrılarak il oldu. Sırası ile 102 yıl içinde nahiye, ilçe ve il olup 3 farklı ile bağlanan ve daha sonra müstakil il olan, 72 yıl sınırları kapalı bir havza olarak çok sıkıntılar çekti. 1992 yılında Iğdır’ın il olması ve Nahçivan Dilucu kapısının açılmasıyla Iğdır ilinin kaderi değişmeye başladı. Artık Iğdır ilinin mevcut potansiyeli tam olarak harekete geçirilmeli. Ben ekonomist değilim ancak benim fikrime göre Iğdır için şunlar yapılabilir.
1- Dünyada yaşanan savaşlar ve artan nüfusla yiyecek sıkıntısı başladı. Artık tarım ve hayvancılık ürünleri yüksek getiri getirmektedir.
2- Iğdır’ın gerek besi büyükbaş ve gerekse küçükbaş hayvan potansiyeli iyi değerlendirilebilir.
3- Bunun ile ilgili en başta yaylalardaki sorunlar yol, su gibi ivedilikle çözülebilir.
4-Iğdır’da şekerpancarı, pamuk, pirinç gibi getirisi yüksek tarım ürünlerine dönülebilir.
5-Şekerpancarı için bölgede şeker fabrikası açılırsa bu hayvancılık açısından da iyi olur.
6- Lif oranı en yüksek kaliteli pamuk Iğdır’da yetişiyor. Pamuğun işlenmesi Iğdır’da yapılabilir.
7- Iğdır’ın kaysısı meşhurdur. Toprağımız üzüm yetiştiriciliği için büyük potansiyel var bunlar iyi değerlendirilebilir.
8- Iğdır’ın tarım ve hayvancılık potansiyeli yüksek. Iğdır bölgenin Çukuravası tarım ve meyve ambarıdır.
9- Iğdır Mikro iklime sahiptir.
10-Iğdır’da Hollanda’daki Wageningen Üniversitesi gibi bir tarım Üniversitesi açılabilir.
11-Gerek Tarım Üniversitesi ve gerek Veteriner Fakültesi için 1953 yılında Aralık ilçesinde kurulan Devlet Üretme Çiftliğine ait 187.872 dönüm büyüklüğündeki Tarım alanı uygulama alanı olarak kullanılabilir.
12-Gerek tarım ve gerekse hayvancılıkta en ileri teknik ve metotlar kullanılabilir.
13- Ağrı Dağının devamı olan kireler atıl bekliyor. Iğdır güneşi çok alan bir ilimiz. Buralardan güneş enerjisi için faydalanılabilir.
14-Ağrı Dağı dini kitaplara, efsanelere, romanlar, şiir, masal be filmlere konu olmuş, dünyaca meşhur bir dağımız.
15- Bu Dağın zirvesi dahil, % 65 hissesi Iğdır iline ait.
16- Bu alanın çoğu milli park ilan edilmiş. Kars için yapılan Doğu Eksprese burasında dahil edilebilir. Tren yolunun ivedilikle açılmasıyla.
17- Ağrı Dağından Dağcılık, Dini, Av, Kır Turizmi gibi birçok konuda istifade edilebilir.
18- Buraya konaklama, barınma, eğlence, teleferik, müze v.s gibi tesisler yapılarak cazibe ve turizm merkezi haline getirilebilir.
19- Iğdır’ın Ponza taşı ve kaya tuzu hakkı ile değerlendirilebilir.
20- Tuz mağaralarında tedavi merkezleri açılıp iyi tanıtım ile cazibe merkezi ve çekim alanı olur.
21- Iğdır’ın doğası, tarihi, adetleri, kültürü, kuş cenneti, Ermeni anıtı çok iyi tanıtılıp turizmde gelir kapısı olur.
22- Iğdır 3 devletle sınır 100 milyon Pazar demektir. Burada açılacak bir Tıp fakültesi ve hastahaneler ile Iğdır Van, Erzurum, Ağrı, Kars’a gitmekten, yollarda ölmekten kurtulur.
23- Eğer bu yapılırsa Iğdır büyük eziyet ve çileden kurtulur. Bölge devletleri için sağlık turizm cazibe merkezi gelir kapısı olur.
24- Iğdır’da bir tane Turizm ve Otelcilik Konaklama Lisesi ve Turizm ve Otelcilik Fakültesi açılabilir.
25- Iğdır’a bölge ülkelerine hitap edecek büyüklükte 5 yıldızlı oteller, büyük alışveriş yerleri açılabilir.
26- Yaş olarak tüketilen Iğdır kaysısının tanıtımı iyi yapılıp, yaş olarak tüketimin dışında kaysıları işleyecek işletmeler açılabilir.
27- Iğdır’da eğitime ağırlığın fazla olması lazım. Çünkü Iğdır bu konuda çok gri kalmış. Yüz yıl önceki açıklarını hızlandırabilir.
28- Halk eğitimine, mesleki etime daha fazla yer verilmesi, rant uğruna Iğdır’ın heba edilememesi
29- Yarın Zengezur geçidi ile Alican kapısı açıldığında her şeye hazır olmamız lazım. 1992 yılındaki gibi hazırlıksız yakalanmamalıyız.