Türk insanı genelde göçebe bir kültüre sahip olup genellikle hayvancılıkla geçimini yapmaktadır. Atı evcilleştirip çetin doğa şartlarına meydan okuyan Türk insanı genellikle küçükbaş hayvancılık yapmaktadır.
Türkler Orta Asya’dan Anadolu’ya geldiklerinde Anadolu’ya Iğdır üzerinden geçiş yapmışlardır. Osmanlı devletini kuran Kayı boyu Anadolu’ya geldiklerinde bir süre Iğdır’da kalmışlardır. Hatta bazı kaynaklarda Osman Bey’in Iğdır’da doğduğu belirtilmektedir. Iğdır coğrafi ve stratejik konumu gereği hep bir geçiş bölgesi ve hakimiyet savaşının yapıldığı bir yer olmuştur. Iğdır birçok millet ve kültürün bir arada uzun süre barış içinde yaşadığı bir yer olmuş, bir çok millet ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Anadolu’ya geçiş yapan Türk insanı Ağrı Dağını ata yurdu Türkistan’daki Altay ve Tanrı dağları ile özdeşleştirip Ağrı Dağının Kuzeyinde Korhan Yaylasına yerleşip burada Iğdır şehrini kurup yurt edinmişler. Ağrı dağındaki yeşil otlaklarında hayvanlarını otlatıp burayı Türkmen otlağı gibi görmüşlerdir.
Iğdır’da 1920 yılından önce Azerbaycan Türkleri, Ermeniler, Müslüman ve Ezidi Kürtler yaşıyordu. Azerbaycan Türkleri, Müslüman ve Ezidi Kürtler genelde yarı göçebe bir yaşam sürüyorlardı. İlkbaharın köyün sürülerini Ağrı Dağının bitimi olan Kirelere yazında Ağrı, Alagöz, Haydar ve Tuzluca’daki dağ ve yaylara götürüyorlardı. Keçi yününden dokunmuş kıl çadırlarda oba denilen yerde yaşam sürüyorlardı. Sonbaharla beraber kışın köylerine ( Arana) dönüyorlardı. Aileden bir kısmı yaylaya çıkmayıp ovada tarımla uğraşıyordu.
Iğdır ili Ağrı Dağı ile Aras nehri arasında sıkışmış, dar bir havzada 81 ilin içinde 74 sırada 3664 km2 yüzölçüme sahiptir. Iğdır her ne kadar verimli sulak topraklara sahip bir ovaya sahip olsa da il genelinin % 26 ova, % 74’ ü dağlık alandan oluşmaktadır. İl yüzölçümünün 4/3 dağlık olup bu alanda genellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine uygundur.
Iğdır 81 İlin içinde 92 yıl ile en uzun işgal altında kalan ilimizdir. Iğdır’da küçükbaş hayvan sayısı fazla olup Iğdır’daki yaylalar yeterli gelmemektedir. O yüzden Iğdır insanı yaylaya Ermenistan tarafındaki Alagöz, Ağrı, Kars, Ardahan illerindeki yaylara gidiyorlardı. Çarlık Rusya 1828-1917 işgali döneminde Ağrı, Kars, Ardahan yaylarına çıkamaz oldular. Ağrı Dağındaki otlaklar İran tarafından gelen göçerler burayı otlatıp, hayvan kaçakçılığı yapıp Iğdır insanına zarar veriyorlardı. Ruslar asayişi sağlamada ya yetersiz ya da kayıtsız kalıyorlardı. Aynı durum Iğdır’a komşu Osmanlı sınırı Ağrı ilinde de oluyordu. Kaçakçılık ve hırsızlık bir türlü önlenemiyor sınır güvenliği yeterli sağlanamıyordu.
Yaylaya çıkıp çadır kurup obalar oluşturan ilkbahar ve yazın hayvan sürülerini yayan Iğdır’daki Azerbaycan Türkü, Müslüman ve Ezidi Kürtler arasında çok güzel komşuluk, yol arkadaşlığı, baba ve aile dostluğu, kirvelik, kız alıp kız verme gibi aile bağları akrabalıklar kuruldu. Göçebe hayatının çetin zorlukları bu üç farklı kültüre sahip insanları birbirine bağlayıp dayanışma ve dostlukların oluşup gelişmesine sebep oluyordu.
Iğdır 14 Kasım 1920 yılında Ermeni işgalinden kurtarılınca milli sınırlar çizildi. Iğdır’da yaşayan Ermeni ve Ezidi Kürtler Ermenistan’a, İravan bölgesinde yaşayan birçok Azerbaycan Türkü ve Müslüman Kürtler de Iğdır’a göç edip yerleşti. Iğdır Ermenistan’daki Alagöz dağlarına yaylaya gidemez oldu. 1926-1930 Ağrı isyanı yüzünden Ağrı dağı 1950 yılında kadar güvenlik açısından yasak bölge haline getirildi. Iğdır insanı geçimini yarı göçebe küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yaptığı için çok büyük maddi kayıplar yaşadı.
Küçükbaş hayvan sayısı geçen yıl yüzde 6,3 artışla 57 milyon 519 bin 204'e yükseldi. Koyun sayısı bu dönemde yüzde 7,2 artarak 45 milyon 177 bin 690, keçi sayısı da yüz de 3 artışla 12 milyon 341 bin 514 oldu.
Türkiye'de küçükbaş hayvan sayısı en fazla olan iller 3 milyon 384 binle Van, 3 milyon 59 binle Konya, 2 milyon 428 binle Şanlıurfa olarak sıralandı. Bu illeri Ankara, Diyarbakır, Mersin Balıkesir, Antalya, Ağrı ve Iğdır izledi.
Iğdır ilinde 1 milyon 339 bin 282 koyun, 63 bin 098 keçi olmak üzere toplamda 1 milyon 402 bin 380 küçükbaş hayvan sayısı bakımından 81 ilin içinde Ağrı ilinin ardından 10 sırada yer almaktadır. Ancak terör ve güvenlik nedeniyle bir takım yaylara yasak getirilmesi, Iğdır’ın il olması, Dilucu sanır kapısının açılması, kırsaldan şehre göç, ticaretin gelişmesi, yaylalarda yaşanan bir takım sorunların bulunması, Iğdır’da koyun yetiştiriciliğinde düşüşlere sebep olmuştur.