Iğdır, jeopolitik önemi dolayısıyla tarih boyunca birçok devlet ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bilindiği üzere Iğdır'ın adı; 24 Oğuz boyundan 21’ncisi sayılan İç-Oğuzlar-Üç-Ok kolunun ve Oğuz Han'ın altı oğlundan biri olan Cengiz Alp'in en büyük oğlu olan "Iğdır Beğ" den gelmektedir. Bu boyun ilk başbuğu Iğdır Bey'dir. Iğdır'ın kelime anlamı "iyi, ulu, bahadır" manalarına gelmektedir.
Güneşin ilk doğduğu, 3 devletle sınır, insanlığın Nuh tufanı sonucu ikinci kez hayat bulup çoğalıp yaşadığı ve buradan dünyaya yayıldığı Sürmeli Çukurunun olduğu yerdir. Ağrı Dağının zirvesi dahil % 65 hissesi Iğdır iline aittir. Iğdır’ın neresine giderseniz gidin Iğdır’dan o büyük muhteşem güzelliği ile Ağrı Dağını görürsünüz. Ağrı Dağı Iğdır ovasının göğsündeki bir gerdanlık gibidir. Çok önemli bir coğrafi yapıya ve stratejik konuma sahip olan önemli ticari, siyasi, askeri kavşak bölgesinde bulunan Iğdır, bu özelliği dolayısı ile sürekli bir geçiş bölgesi ve hakimiyet savaşlarının yapıldığı bir bölge olmuştur.
Iğdır, M.Ö.4000 yıllarında Ağrı Dağının Kuzey yamacında Korhan Yaylası’nda kurulmuştur. 1664 yılında yaşanan o büyük Ağrı depremi ile şimdiki yerine gelmiş, yeni kurduğu yere de Iğdır adını vermiştir. Mensubu olduğu İravan Türk Hanlığı 1828 yılında Ruslar tarafından yıkılınca 1917 yılına kadar 89 yıl Çarlık Rusya’nın işgalinde kalmıştır. Ruslar 1917 yılında çekilince 1917-1920 yılları arasında 3 yıl Ermeni zülüm ve soykırımını yaşamıştır. 92 yıl işgal ve zülüm altında yaşayan, büyük baskı be soykırım gören Iğdır insanı milli ve manevi değerlerinden zerre kadar geri kalmamıştır. 81 ilin içinde Iğdır ili kadar işgal altında kalan başka bir ilimiz yoktur.
Iğdır insanı Çarlık Rus işgali döneminde hem kendi, hem bölge hem Osmanlı devleti için önemli görevler yapmıştır. 93 Harbi ya da 1877-1878 Osmanlı- Rus savaşında Osmanlı güçlerinin gerisinde destek görevi yapmıştır. I. Dünya savaşında Sarıkamış cephesindeki Osmanlı güçlerine yardım etmiştir. Rus güçlerinin Osmanlı kuvvetlerini Iğdır üzerinden sarmasına müsade etmemiştir. Sarıkamış’ta esir edilen Osmanlı askerlerinden bir kısmı Iğdır-Aralık ilçesindeki kampta tutuluyordu. Iğdır insanı bu kampta tutulan askerlere yardım edip onları kurtarmışlardır.
Iğdır insanı Iğdır Milli Cumhuriyetini 1918 yılında kurmuş, 10 bine yakın milis gücü oluşturarak Ermeniler ile kanlı çatışmaya girişmiştir. Iğdır Misak-ı milliye dahil edilmemesi, Ruslarca 3 Mart 1918 yılında yapılan Brest-Litovsk antlaşmasıyla Kars, Ardahan, Batum verildi Iğdır verilmedi. Iğdır siyasi belirsizlik, Ermeni kuvvetleri, Osmanlı önünden kaçan Taşnak ( Katağan) Çeteleri ile 3 yıl kapalı bir havzada ölümüne mücadele edip, çok büyük kayıplar vermiştir. Iğdır’da eli silah tutan herkes, silahlı milis güçlerine katılıp toprağı, vatanı için kanlı mücadele etmiş, ordusunun emrinde ve yanında yer alarak 12 Kasım 1920 yılında Iğdır Ermeni işgalinden kurtarılmıştır. Ayrıca Iğdır Osmanlı toprağı olmamasına ve askeri yükümlüğü bulunmamasına rağmen, gönüllü Osmanlı güçlerine katılanlar olup, çeşitli cephelerde vatan savunmasına katılmışlardır. Buna en iyi örnek Mescid-i Aksa’da, 1982 yılına kadar nöbet tutan, son Osmanlı askeri Iğdırlı Hasan Onbaşı’dır.
İstiklal madalyası, 15 Mayıs 1919 tarihinden 9 Eylül 1922 tarihine kadar Kurtuluş Savaşı'nda kahramanlık gösteren kişilere verilmiştir. 29 Kasım 1920'de bu durum, TBMM'de kanun olarak kabul edilerek cephede savaşan veya geri hizmette çalışan herkese hiçbir ayrım gözetilmeksizin bu madalya verilmiştir. Dolayısıyla milli mücadeleye katkının en önemli göstergelerinden birisidir. Mezkûr zaman zarfında toplam 95.261 kişiye İstiklal Madalyası verilmiştir.
Iğdır Ermeni işgalinden kurtarılınca eli silah tutan her Iğdırlı vatan savunması için askere alınıp çeşitli cephelere yollanmış. Iğdır ilinden İstiklal madalyası alan 1 subay 1 onbaşı 268 er olmak üzere 270 kişi İstiklal madalyası almıştır. Batı Cephesinde görev yapan Iğdırlı subay Ali Rıza Tosun’dur. Uşak’ta bulunan 2.Tümen 1.Alay 2.Tabur 7.Bölükte Yukarı Çiftlik Köyünden Onbaşı olarak görev yapan Bayram Yılmaz’dır.
1908 yıl Rus nüfus sayımına göre Erivan vilayetine bağlı Iğdır ve civarını içine alan Sürmeli Sancağına bağlı 234 köyde 120.641 kişi yaşıyordu. Bu nüfusun en az % 80 Türk ve Müslümandı. Bu da 96.000 kişi eder. 1908 Rus nüfus sayımından sonra aradan 19 yıl geçince Iğdır Türkiye topraklarına katılınca 1927 yılında genel nüfus sayımı yapıldı. Iğdır ilinde 36.002 kişinin yaşadığı görüldü. Kaldı ki bu nüfusun hepsi Iğdır ilinin yerli ahalisi değildi. İravan, Güney Azerbaycan ve çevre illerden gelenlerde buna dahildi. Bunlarıda dahil ettiğimizde Iğdır nüfusunun % 70’ni kayıp etmiştir. Tüm şehitlerimizi rahmet ve saygı ile anıyorum. Ruhları şad mekanları cennet olsun.