Iğdır çevresi, gerçekten de Urartu’dan Perslere, oradan Karakoyunlulara kadar ardışık bir tarihî miras barındırır. Iğdır’ın tarihî derinliğini katman katman ortaya koyan bu geçmiş, bölgenin ne denli eşsiz bir kültürel zenginliğe sahip olduğunu gösteriyor. Şimdi, kronolojik sırayla bu dönemlere ve buluntulara kısaca göz atalım:
1. Urartu Dönemi (M.Ö. 9.-7. yüzyıllar)
Urartular, Van Gölü merkezli olarak Doğu Anadolu’da hüküm sürerken Iğdır Ovası’nı da kontrol altında tutuyordu. Özellikle Aras Nehri boyu, Urartu’nun kuzey sınırlarını teşkil ediyordu.
Buluntular: Karagüney ve Tuzluca civarında Urartu’ya ait kerpiç sur kalıntıları ve seramik parçaları bulunmuştur. Kazancı köyü yakınlarında tespit edilen taş oymalı sulama kanalları, Urartu mühendisliğinin izlerini taşır. Iğdır’da çıkarılan basit çanak-çömlekler ve kırmızı astarlı seramikler, Van bölgesindeki Urartu eserleriyle bire bir benzerlik gösteriyor. Yörede halk arasında “eski kale” olarak bilinen bazı tepe yerleşimleri (örneğin Korhan Yaylası’nın doğusunda) Urartu gözetleme kuleleriyle ilişkilendirilmektedir.
2. Pers (Ahameniş) Dönemi (M.Ö. 6.-4. yüzyıllar)
İskit ve Med akınlarından sonra bölge, Perslerin eline geçti. Iğdır, bu dönemde Pers İmparatorluğu’nun kuzeybatı sınır eyaletlerinden biri olarak işlev gördü. Zerdüştî kültürle de bu dönemde tanıştı.
Buluntular: Aras Vadisi boyunca Pers dönemine ait kaya mezarları ve nekropol alanlarına rastlanmıştır. Iğdır kırsalında bulunan ağırlık taşları ve mühür baskıları, Ahameniş dönemi ticaret yollarını işaret etmektedir. Bazı araştırmacılar, Ahura efsanesinin kökenini de bu döneme bağlamaktadır. “Ahura” isminin Zerdüştî tanrı “Ahura Mazda” ile bağlantılı olabileceği ileri sürülmektedir. Karakale köyü civarında bulunan taş işçiliği örnekleri ise Persepolis üslubuyla benzerlik gösterir.
3. Karakoyunlu Dönemi (14.-15. yüzyıllar)
Iğdır bölgesi, Karakoyunlular devrinde Aras Havzası’nın stratejik merkezi haline geldi. Özellikle Cihan Şah ve Kara Yusuf dönemlerinde Iğdır Yaylası, hem yaylak hem de askerî üs olarak kullanıldı.
Buluntular: Korhan Yaylası’nda Karakoyunlu dönemine ait koç başlı mezar taşları tespit edilmiştir. Iğdır Ovası’ndaki taş kitabeler üzerinde Arap harfleriyle yazılmış Karakoyunlu beylerine ait isimler geçmektedir. Mehmet Han Türbesi (halk arasında böyle bilinir), Karakoyunlu mimarisini yansıtan nadir eserlerden biridir. Iğdır ve çevresinde bulunan küçük taş han kalıntıları (kervansaray tarzında), Karakoyunlu döneminin ticaret yollarına işaret etmektedir. Yöre halkı, Karasu köyü civarında bulunan eski taş yapıları Karakoyunlu askerî yapıları olarak adlandırır.
Bulunduğu çok önemli coğrafî ve stratejik konumuyla Iğdır ili, tarih boyunca birçok millet ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Eşsiz tarih hazinesi ve kültürel zenginliğiyle, bu topraklar âdeta tarihe tanıklık eden yaşayan bir açık hava müzesidir. Arkeolojik açıdan ise, Iğdır hâlâ keşfedilmeyi bekleyen gizli bir hazine konumundadır.












