Iğdır Ovası Iğdır ilinde bulunan Aras Nehri boyunca yer alan tektonik kökenli bir çöküntü ovasıdır. Sürmeli Çukuru" olarak da bilinen ovanın Aras Nehri ile ikiye ayrılan ve kuzeyde, Ermenistan'da kalan kısmına "Sahat Çukuru" denmektedir.
Iğdır ili ile İrevan şehri bir birini tamamlayan bir elmanın iki yarısı gibidir. Aras nehrinin ikiye ayrıldığı Ağrı Dağı ile Alagöz Dağları arasındaki verimli ovaya “Sürmeli Çukuru” denilmektedir. Aras nehri ile Kura nehirlerinin suladığı bu verimli toprakları kadim Türk yurdu olup “Türkmen Yurdu” Türkmen yurdunun göğsündeki elmas gerdanlık olan Ağrı Dağı’da; “Türkmen Yaylağı” Türk’ün Altay ve Tanrı Dağları gibidir.
Sürmeli Çukuru stratejik konumu itibarıyla sürekli bir geçiş bölgesi olup, Selçuklulardan başlayarak Oğuz Türklerinin Anadolu’ya geçtiği, vatan yaptığı, yurt yaptığı kışlağı ve yaylağıdır. Büyük Selçuklular, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevi, Osmanlı, Avşar, Kaçar, İrevan Hanlığı, Aras Türk, Iğdır Milli ve Türkiye Cumhuriyeti gibi Türk devletlerinin hakimiyet kurduğu kadim Türk yurdudur.
Güney Kafkasya’da bulunan bu kadim Türk yurdu Türk milletinin büyük bedeller ödeyerek feth ettiği vatan toprağıdır. Bu topraklarda birçok millet yaşamasına rağmen Türk ve Müslüman nüfus oranı % 77,5’den aşağı değildir. Verimli toprakları, yeşil otlak ve yayları, serin suları, nehirleri, gölleri ile Türk insanın yaşamına uygun bir coğrafyadır.
Batı Azerbaycan dediğimiz bu toprakların önemli bir parçası Iğdır ovası ile onun ayrılmaz bir parçası olan Sahat Çukuru diğer adıyla Sürmeli Çukuru’dur. Iğdır ili 1420 yılında Karakoyunlu devleti döneminde İrevan ilinin bir kazası oldu. Iğdır ili 1920 yılına kadar 500 yıl İrevan iline bağlı bir sancak merkezi idi. Azerbaycan’da 20’ye yakın Hanlık kurulmuştu. Bu hanlıkların içinde en güçlü ve stratejik olanı İrevan Hanlığı idi. İravan Hanlığı 1828 yılında Çarlık Rusya tarafından işgal edildi. İravan Hanlığı 1747-1828 yılları arasında 81 yıl hüküm sürmüştür. Hanlık toprakları Ruslar tarafından işgal edilince 1917 ihtilaline kadar 89 yıl Çarlık Rusya’nın işgalinde kaldı.
Ruslar işgal ettiği bu topraklarda demografik yapıyı değiştirmek için Türk ve Müslümanlara baskı ve zulüm yaptılar. Bölgede yaşayan Türkleri zorla göçe tabi tuttular. Bölgeye İran ve Osmanlı topraklarında Ermeni göçmenler getirip yerleştirdiler. 1828 yılından başlayarak sistemli bir şekilde bu politikayı sürdürdüler. 1905, 1918, 1920, 1948, 1953, 1988 yıllarında bu Türk düşmanlığı bu kadim Türk yurdunu Tüklerden arındırma siyaseti Çarlık Rusya, Sovyetler Birliği, Rusya Federasyonu ve Ermenistan tarafından sistemli devam etti.
Batı Azerbaycan İrevan Hanlığı toprakları üzerinde 1918 yılında Ermenistan devleti 9000 km2 üzerinde şartlı kuruldu. Ruslar Zengezur koridorunu Ermenilere vererek Türk dünyasının kara bağlantısını kesti. Azerbaycan’ın Nahçivan ve Türkiye ile bağlantısı koptu. 9000 km2 Batı Azerbaycan İrevan Hanlığı toprakları üzerinde Rusların desteği ile kurulan Ermenistan yine Rusların desteği ile topraklarını 3 kat genişleterek 29.743 km2 çıkarıldı.
Batı Azerbaycan toprakları üzerinde yaşayan 2,5 milyona yakın Türk insanı toplu soykırım ve göç sonucu yok edildi. Bölgede yaşayan Türkler vahşi soykırıma tabi tutuldu. Yerleri ve yurtlarından zorla göç ettirildiler. Buradan zorla göç ettirilen insanlar Azerbaycan’a, İran ve Türkiye göç edip gaçgın oldular. Bu gün bu kadim Türk yurdundan gaçgın olanların çocuk ve torunları, kendi öz yurdundan uzak yerlerde gaçgın yaşıyorlar. Bugün Ermenistan denilen garnizon devlete Ezidi ve Ermeniler yaşıyor.
İravan ve çevresi kadim Türk yurdudur. 19 yüzyıla kadar burada yaşayan halkın % 77,5 Türk ve Müslümandı. İravan şehri han, hamam, kale, kervansaray, mescit ve camileri ile bir kadim Türk şehriydi. Halk tarım, hayvancılık, ticaret ve el sanatları ile uğraşıyordu. Üreten ve emek veren Türklerdi. 1831-1931 yılları arasında şimdiki Ermenistan’ın kurulduğu İravan Hanlığı topraklarındaki 2310 yerleşim yerinden 2000’nin adının Türkçe menşeli olduğu kaydedilmiştir.
Batı Azerbaycan toprakları 1828 Türkmençayı antlaşmasıyla Rus işgaline uğradı. Çarlık Rusya ve onların devamı olan Sovyetler Birliği, Rusya Federasyonun bu hain siyaseti değişmedi. Bugün Batı Azerbaycan topraklarında bir tane dahi Türk kalmadı. Türk milletine ait maddi ve manevi yer altı ve yer üstü bütün değerler yok edildi. Türkçe olan yer ve coğrafya adları Ermenice ad verilip değiştirildi. İrevan’ın adı da Erivan olarak değiştirildi. Türk milletinin yüzyıllar içinde yaratmış olduğu bütün kültür eserleri, koç başlı mezar taşları, cami, mescit, han, hamam, kervansaray, çeşme bütün değerler yağmalanıp yok edildi. Türk milletine ait mezar bile belge bırakmamak için tahrip edildi.
Evlerimiz, bağlarımız, maddi varlıklarımıza el konuldu. Biz biz yapan bütün değerlerimiz düşmanca yağmalanıp yok edildi. Ninelerimizin eşarpı, dedelerimizin sıgara kutusu, tesbihi, sazımız, topuzumuz, akordiyonumuzu, davulumuzu çaldılar. Aras nehrinde kundaklarımızı, dedelerimiz, ninelerimizi masum kardeşlerimizi öldürdüler. Anneyi yavrudan, seveni seveninden ayırdılar. Bağlarımız, evlerimiz, duvarda aslı sevdiklerimizin fotoğrafları orada kaldı. 4 minareli Gök mescidimizden tek minare kaldı. Onuda bize çok gördüler. Mezar taşlarımızı söktüler. Duvarda asıl hançerim, ipek gömleğim, dedemin dedesinden kalan mesleri kaldı düşman elinde.
İravan’da neyim mi kaldı İravan’da vatanım, toprağım, yaylağım, yurdum, dedemin ortağı, ninemin eyvanı, ecdadımın koç başlı mezarı, tesbihim, pastonum, sigara kutum, sazımın teli, dağlara da öten kekliğim, mezar taşı sökülen kadim geçmişim kaldı. Gök mescitte ezanım, semalarda dalgalanacak ay yıldızlı bayrağım yolumuzu gözlüyor. Sadece Karabağ değil, tüm Ermenistan ve İrevan Azerbaycan’dır. Tüm şehitlerimizin mekanı cennet olsun.