Mübariz İbrahimov

 Türk’ün büyük ve yiğit evladı. Bin yıllık Türk yurdu Karabağ’ın Ermeni dığalarının taftağında olmasına gönlün razı gelmedi. Genlerinde atalarından taşıdığın vatan, millet, bayrak, özgürlük aşkı seni rahat bırakmadı. Kürşat’ın kırk çerisi ile yaptığını  sen tek kişilik bir ordu olup, izli mermi gibi namluya sürüldün. Türk’ün kadim yurdu Karabağ’da bütün karanlıkları aydınlattın. Bozkurt’ların yurdunu çakallara dar ettin.

    Sen Kürşad, Seyit Onbaşı, Iğdırlı Hasan Onbaşı, Yahya çavuş ve nice isimsiz Türk yiğitlerinin izinden gittin. Sen Türk’ün büyük evladı, lideri, komutanı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ; “Bir millet esir yaşamaktansa ölsün daha iyi. Ya istiklal ya ölüm” sözünü kendine şiar ettin. Bizans surlarına bayrağı diken Ulubatlı Hasan, Çanakkale’de 215 kg topu sırtlayıp düşman gemisini 12’den vuran Seyit Çavuş, Bir bölük askerle bir düşman ordusunu durduran Yahya Çavuş, Kainatın Efendisi Hz. Muhammed ve İslamın ilk kıblesi Kudüs’te ölünceye kadar kutsal nöbetini 64 yıl tutan Iğdırlı Hasan Onbaşı gibi yiğit, asil, cesur ve kahraman Türk’ün yiğit evlatlarısınız.

    Yüreğindeki iman, vatan, millet, bayrak sevgisi aşkı seni rahat bırakmadı. Bin yıllık Türk yurdu Karabağ’da Bozkurt’lar yerine Çakallar gezdi. Karabağ’ın semalarında Kartlar yerine Kuzgunlar, Akbabalar, Leş Kargaları uçmaya başladı. Ezanlar sustu, Camiler, mescitler domuz ağılı yapıldı. Haince, kalleşçe, korkakça savaşan, kudurmuş, salyaları akan köpek misali Ermeni dığası ve onun ağa babası Moskova itine bir yiğidin, bir askerin, bir Türk’ün nasıl adam gibi savaşması gerektiğini, bir Mehmetçiğin inandığında nasıl tek kişilik bir orduya dönüştüğünü onlara kahramanca savaşarak öğrettin.

    Sen yaşarken de savaşırkende tek kişilik bir orduydun, şehit olurkende bir orduya bedeldin. Senin şehit oluşundan da korktular. Vatan toprağında yiğit, kahraman gibi çatışırken öldüğünde, korkularından naaşına yaklaşandadırlar. Senden sağ ve  şehit iken de korktular. Tekrar kalkıp savaşacaksın diye ödleri kopuyordu. Sen Karabağ’a imza attın. Ebedi Türk yurdunu mühürledin. Sen onlara masum, çoluk, çocuk, yaşlı savunmasız sivillerle değil, Azerbaycan Türkünün yiğit Mehmetleri ile savaşmanın ne olduğunu öğrettin. Sen kalleşçe şehit edilen binlerce masum Türk’ün mezarlarında huzur içinde uyumasını sağladın. Sen Karabağ Türk’ün’dür Türk kalacaktır sözünü onların hafızalarına kazıdın. Sen 250 milyon Türk’ün umudu, medarı iftiharı oldun. Sen kardeşlerine öncü oldun, yol gösterdin. Senin gösterdiğin yoldan Azerbaycan yiğitlerine gelin dedin. Kardeşlerin o yoldan gittiler 44 günlük muharebe ile Türk’ün şanlı bayrağını Karabağ’ın her semalarına diktikleri.
 Senin yolundan giden kardeşlerin Karabağ’ı Ermeni’ye dar etti. Şuşa’da destan yazdı. Karabağ’da Ermeni Taşnak dığaları değil Türk’ün yiğit evlatları Mehmetçikler geziyor. Yükseklerde ay yıldızlı al bayraklarımız dalgalanıyor. Dağlarında Çakallar değil Bozkurt’lar dolaşıyor. Semalarımız da Kuzgunlar, Akbabalar değil Kartallar uçuyor. Artık Azerbaycan Türkü başı dik, yüreği ferah geziyor. Şehitlerimiz mezarında rahat uyuyor. Ezanlarımız semalarda dalgalanıyor, camilerimiz ibadete açıldı. Her Mehmetçik her Türk askeri senin çizginde seni örnek alıyor. Ey Türk’ün büyük ve kahraman evladı, en büyük isteğimde yanına gelmek, mezarın başında sana bir Fatiha okumak dı. Yüce Mevlam  bu ziyareti bana nasip etti. Bir Türk evladı olarak seninle  gurur ve onur diyoruz. Biz senden ziyadesi ile razı olduk. Allah’ta senden razı olsun. Mekanın cennet ruhun şad olsun. Bu gün senin Doğum günün. Seni doğurup büyüten anne ve babandan Allah razı olsun. Tüm Türk dünyası ve Azerbaycan Türklerinin başı sağ olsun.