Dehası ve ileri görüşlülüğü ile dünyanın gördüğü en iyi liderdi Mustafa Kemal Atatürk...Bunun en büyük kanıtlarından biri Türk dünyası ile komşu ve sınır olmak, güvenliği sağlamak, isyan ve kaçak geçişleri önlemek, Rus ve Ermeni yayılmacılığının önünü kesmek, doğal bir askeri sette sahip olmak, Ağrı Dağı gibi efsanelere konu olmuş, Ağrı Dağı dağ bütünlüğüne hakim olmak için Iğdır bölgesi üzerinde askeri ve siyasi hamlelere girişti.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk Iğdır iline “ Türk Kapısı”. Kazım Karabekir Paşa’da “ Şark Kapısı” diyordu. 89 yıl Rus işgalinde kalmış, 3 yıl Ermeni zülüm ve soykırımı yaşamış, Misak-ı milli sınırları içinde olmayan,1918 yılında İravan Türk Hanlığı toprakları üzerinde kurulan Ermenistan Iğdır’ı kendi toprağı kabul ediyordu. Ağrı Dağının zirvesi dahil % 65 hissesi Iğdır iline aitti. Ağrı Dağı Iğdır’ın her tarafından görülüyordu. Iğdır şose bir yolla Erivan’a Alican köprüsü ile bağıl idi. Bu köprü 1895 yılında Demir saç ve ahşaptan Çarlık Rusya tarafından yapılmıştı. Ermenistan nüfusunun % 70 Iğdır ve Alican kapısına yakın oturmaktaydı. Başkent Ermenistan Iğdır Koçkıran ( Dize) köyüne en yakın Türk yerleşimiydi.
Iğdır gerek Ruslar ve gerekse Ermeniler tarafından çok önemli asker, siyasi ve ekonomik bir öneme sahip stratejik bir noktadaydı. Ruslar 3 Mart 1918 Brest- Litovsk antlaşması ile Batum, Kars, Artvin ve Ardahan illerini verdiler Iğdır ilini vermediler. Ruslar Iğdır iline karşı Batum limanını teklif ettiler Mustafa Kemal Atatürk; “ Batum gibi limanlarımız var ama, Iğdır gibi Türk dünyasına açılan bir kapımız ve çok önemli stratejik bir yerimiz yok.” Diyerek red etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk Iğdır Misak-ı milli sınırlar içinde olmamasına, Rus, Ermeni baskıları ve itirazlarına rağmen Şark Fatih’i Kazım Karabekir Paşa’ya Iğdır’ın alınmasını ve Aras nehrinin sınır olmasını istemiştir. Ülkenin en buhranlı bir zamanında Ruslara rağmen elindeki tek düzenli ordu ve kıt imkanları Iğdır için kullanmıştır.
Iğdır 12 Kasım 1920 yılında anavatana katıldı. Iğdır Ermenistan ve İran ( Kaçar) devletleri ile sınır komşusu idi. Türkiye’nin Nahçivan ve Türk dünyasına sınırı yoktu. Aradaki toprak İran devletine aitti. 1926-1930 yılları arasında bölgede büyük Ağrı isyanı meydana geldi. Büyük öngörü ve deha sahibi Mustafa Kemal Atatürk, yakaladığı bu tarihi fırsatı iyi değerlendirdi. İran tarafından sınırı geçip Ağrı isyanını iyi değerlendirip Türk ordusunu İran sınırın soktu. Hem siyasi hem askeri hamlelere başladı. İran devleti ile yapılan çetin müzakere ve mübadeleler sonucunda 29 Ocak 1932 yılında Türkiye- İran sınır antlaşması Tahran’da imzalandı.
Türkiye- İran sınırı 1639 yapılan Kasr-ı Şirin antlaşması ile çizilmiştir. Bu antlaşma 18 ufak tefek değişiklik ile devam ediyordu. Bizim İranla sınırımız 560 km uzunluğunda ikinci büyük uzunluktadır. Iğdır ilimiz ile İran arasındaki sınır, 204 km uzunluğunda olup Küçüçük Ağrı Dağı, ve Dil Ucu Nahçivan sınırı İran toprağı idi. 1932 yılında İran devleti ile yapılan antlaşma ile, Van İlinden bir miktar arazi, ( Kotur) İran’a bırakılmış, İran’a ait olan Küçük Ağrı Dağı, Ağrı Dağı Dağ bütünlüğü ve Nahçivan sınırından 17,796 km uzunluğunda toprak, Türkiye’ye verilmiştir. Böylece Türkiye Nahçivan’a ve Türk dünyasına, sınır ve komşu olmuştur. Ağrı Dağından kaçak geçişler önlenerek, sınır güvenliği sağlanmıştır.
Ermenistan’ın 1918-1920 yılları arasında da kendi toprağı ve vatandaşları olarak kabul ettiği Iğdır’da, tarihin en büyük mezalim ve soykırımını yaptılar. Iğdır ile Ermenistan arasındaki sınırı Aras nehri belirlemiş olup Iğdır ilinin Ermenistan ile arasında 246 km uzunluğunda bir sınırı var. Ermenistan ile aramızda 328 km uzunluğunda sınırı olup 4 büyük sınıra sahibiz. 28 Mayıs 1918 yılında 9000 km2 üzerinde şartlı kurulan Ermenistan Rusların desteği ile sürekli Türk toprakları üzerinde ilerleyerek 29.743 km2 ulaşmıştır. Revan Türk Hanlığı toprakları Batı Azerbaycan ve Zengezur koridorunu işgal edip Türk dünyası ile bağlantıyı kesti.
Büyük Önder Atatürk, bu Ermeni yayılmacılığının önünü kesmek için, Nahçivan’ı garanti ve güvenceye alacak, maddeleri Kars ve Moskova antlaşmalarına koydurttu. Türkiye Nahçivan’a garantör oldu. Türkiye’yi Nahçivan’a sınır ve komşu yaptı. Onlarca orduya bedel, doğal set ve kale olan Küçük Ağrı Dağını, İran devletinden alarak, Ağrı Dağı Dağ bütünlüğünü sağladı. Rus ve Ermeni ilerleyişine en büyük doğal engeldir Ağrı Dağı. Küçük Ağrı Dağının zirvesine İnönü, Büyük Ağrı Dağının zirvesine de Atatürk adı verildi. Ağrı isyanı sebebi ile Doğubeyazıt İli, 1928 yılında Ağrı iline, Doğubeyazıt İline bağlı olan Iğdır’da, Ağrı iline bağlandı. 1934 yılında Iğdır ve Tuzluca ilçeleri Kars İlinin ilçeleri yapıldı. Ağrı ilinin Karaköse olan adı 1938 yılında Ağrı olmuş oldu.
Büyük Önder Atatürk, 89 yıl Rus, 3 yıl Ermeni, işgalinde olan, büyük soykırım ve zülüm gören, Iğdır ilimizi, anavatana kattı. İran devleti ile yapılan müzakere ve mübadele sonucunda, Küçük Ağrı Dağı ile Nahçivan sınırındaki toprakları aldı. Böylece Iğdır Nahçivan ve Türk dünyası, Ermenistan ve İran devletleri ile 3 devlete sınır olmuş oldu. Ağrı Dağı dağ bütünlüğü, Türkiye’ye geçtiği gibi, Ağrı Dağının zirvesi dahil, % 65 hissesi, Iğdır iline ait oldu. Ağrı Dağı gibi onlarca orduya bedel doğal bir set, bize ait oldu. Bu olay, Rus ve Ermeni ilerleyişine, büyük engel teşkil etti. 1934-1939 yılında Alican sınır kapısını açarak, Sovyetler Birliği ile karşılıklı sınır ticareti yapıldı. Nahçivan’ı koruyacak antlaşmaları yaparak, Nahçivan’a Türkiye garantör oldu. Bu olay Nahçivan’ın Zengezur gibi Ermenilerce işgalini önledi.
Misak-ı milli sınırları içinde olmayan, 92 yıl Rus-Ermeni işgal, zülüm ve soykırımı yaşayan, bu Serhat şehri ve yiğitler diyarı gazi şehrimiz, Batı Azerbaycan Revan Türk Hanlığına ait, Ermeni işgalinde olmayan tek yadigar, Türk yurdudur. Büyük Önderin öngörüsü ve ileri görüştüğü sayesinde
3 devletle sınır, güneşin ilk doğduğu, İnsanlığın ve canlı yaşamın ikinci kez hayat bulup çoğaldığı, Türk dünyasına açılan tek kapımız, bölgenin Çukurovası, tahıl, sebze ve meyve ambarı, Aras nehri ve Karasuyun hayat verdiği cennetten bir köşe yiğitler diyarı , havası suyu sert, insanı mert güzel Iğdırımız, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Şark Fatih’i Kazım Karabekir Paşa ve bu vatan uğrunda toprağa düşmüş tüm ahirete gidenlere, ve şehitlerimize, rahmet ve şükran borçlu. Mekanları cennet ruhları şad olsun.