Bir toplumu, bir ülkeyi, bir milleti yükselten, çağdaş, medeni yaşanılır bir hale getiren yegane tek unsur eğitimdir. Eğitim kısaca istendik davranış değişikliği demektir. Eğitimde süre ve sınır yoktur beşikten mezara kadar eğitim insanoğlu için en vaaz geçilmez unurdur.
Iğdır ili coğrafi ve stratejik konumu itibarıyla sık sık hakimiyet savaşlarının yaşandığı bir geçiş yeri olmuştur. 11 yüz yıldan 19 yüz yıla kadar kısa bir Moğol dönemi hariç Türk soylu devletlerin hakimiyetinde kalmıştır. 11 yüz yılda Selçuklular Oğuz Türkleri ile başlayan, 1828 yılında Revan Türk Hanlığı devletine Çarlık Rusya’nın son vermesiyle, bölge de 89 yıl Rus hakimiyet ve işgal dönemi başlamıştır.
Ruslar Iğdır’ı Erivan vilayetine bağlayıp askeri bir yönetim yapısı oluşturmuşlar. Resmî dili ve eğitim dilini Rusça yapmışlar. Türkleri ve Müslümanları askere ve memuriyete almamışlar. Bölgede geçim tarım hayvancılık olup, Ruslar ekonomi ve eğitim konusunda hiç bir çalışma yapmamışlar. Erivan, Tiflis, Kars, Iğdır merkez gibi yerlerde Rusça eğitim veren okullara Türk ve Müslüman aileler iyi bir gözle bakmamışlardır. Bu okullarda Hristiyanlık dersi de veriliyordu. Çok az Türk ve Müslüman aileler çocuklarını bu yatılı Rus okullarına gönderdiler. Iğdır 1728-1917 yılları arasında 89 yıl Rus işgalinde kaldı. Bölgede Azerbaycan Türkleri, Müslüman ve Yezid’i Kürt’ler, Ermeniler ve Rus asker ve memurlar yaşıyordu. Ermeniler yerleşik olup eğitim konusunda daha iyi durumda idiler. Gerek kendi okulları ve gerekse Rus okullarına gidiyorlardı.
1917 Bolşevik ihtilali ile Ruslar bölgeden çekildi. 1917-1920 yılları arasında çok korkunç ve zor yıllar yaşandı. Ermeni güçleri Taşnak, Hınçak Ermeni çeteleri bölgede büyük soykırım yaptılar. Hayatta kalan bölge insanı “ Kaç Ha Kaç” ile İran ve Osmanlı’ya sığındı. Bölge insanı büyük acılar yaşayıp büyük kayıplar verdi. 12 Kasım 1920 yılında bölge Türkiye topraklarına katıldı. Batı Azerbaycan Revan Türk Hanlığı topraklarından Türklerin elinde kalan tek yadigar vatan toprağıdır. Bölgenin Türkiye sınırlarına dahil edilmesiyle Ermeni ve Yezid’i Kürt’ler Ermenistan’a geçti. “ Kaç Ha Kaç” ile mülteci olanlar dönmeye başladı. Revan, Güney Azerbaycan ve çevre il ve ilçelerden gelenlerle Iğdır’da yaşam canlanmaya başladı. Iğdır Doğubeyazıt vilayetine bağlandı.
1927 yılında Türkiye’de nüfus sayımı yapıldı. Doğubeyazıt vilayetinin 7 kazasında nüfus olarak 25.209 kişi ile Iğdır birinci sıradaydı. Nüfus sayımına göre; Bayazıt’ta okur-yazar sayısı 2.665 kişi olup vilayet ortalaması %2.54’e denk geliyordu. Iğdır’ın ise durumu daha düşüktü. Zira 25.209 kişiden sadece 373 kişi okuma yazma bilmektedir. Bunlarında 356’sı erkek, 17’si kadındır. Vilayet genelinde 81 kadının okuma-yazma bildiği göz önüne alınırsa Iğdır’da okuma yazma bilen 17 kadının bulunması fevkalade önemlidir. Buna rağmen kaza nüfusu itibariyle oran %1.48’de kalmaktadır.
Doğubeyazıt il genelinde okur-yazar oranı % 2,54, Iğdır kazasında ise 356’sı erkek 17 kadın 373 kişi okur-yazardı. 25.209 nüfusun içinde olur yazar oranı % 1,48’di. Buda deme ki 100 kişiden 98,52’si okuma yazma bilmiyordu. Bunlarda büyük ihtimalle memur, subay, din görevileri idi.
Cumhuriyetle birlikte Türkiye’de okuma seferberliği başladı. Iğdır’da ilk ilkokul 1925 yılında, ilk ortaokul 1932 yılında ilk Lise 1965 yılında eğitime açıldı. Köylerde camilerde veya köyde açılan her hangi bir yerde eğitmenlerce eğitim verilmeye başkandı. Arkasından ilkokullar köylerde de açıldı. Küçük köyler yakın büyük köylere okumaya gittiler. Kimisi yürüyerek, kimisi tanıdığı birisi veya akrabasında kalarak okula gidiyordu. Örneğin Kaçardoğanşalı köyünde ilk olarak köyün iki camisinden, sonra bir bakkal dükkanı okula çevrildi eğitmenler öğrencilere ders verdiler. Durumu iyi olan aileler Taşburun Nahiyesinde ilkokula gidiyordu. 1935 yılında devlet- vatandaş işbirliği ile 5 derslikli ilkokul açıldı. Yine 1976 yılında vatandaş işbirliği ile Ortaokul açıldı. Çevre köylerde köye çocuklar okumaya geliyordu.
Köyde ilkokulu ve ortaokulu okuyanlar Iğdır’a Lise okumaya gidiyordu. 1965 yılından önce de Lise okuyanlar Kars, Erzurum, Trabzon illerinde okuyorlardı. O zaman okumak çok önemli okuyan azdı. 3-5 arkadaş ev tutup veya bir yakınında kalarak Iğdır’da ortaokul ve Lise okuyorlardı. Şartlar çok zor imkanlar kısıtlıydı. Ama eğitimin kalitesi günümüzden çok çok ileriydi. O zamanki Lise eğitimi şimdiki bir çok Üniveristeden daha ilerideydi. Okula, okuyana, öğretmene büyük değer ve itibar verilirdi.
Iğdır ili 1927 yılında yapılan sayımda okur- yazar oranı % 1,48 idi. 356 erkek 17 kadın tüm Iğdır ve çevresinde toplam okur-yazar sayısı 373 kişiydi. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e çok şey borçluyuz. Iğdır Misak-ı Milli içinde olmamasına ve Ruslara rağmen işgalden kurtarılıp 92 yılık işgal ve zulmüne son verildi. Küçük Ağrı Dağı ve Nahçivan sınırında sınır değişikliği yaparak Iğdır ilini Türk dünyasına sınır ve komşu yaptı.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün öngörüsü ve dirayeti sayesinde Revan Türk Hanlığına ait tek yurt toprağı Iğdır Türk dünyasının eline geçti. Iğdır’ın alınması, Nahçivan ve Küçük Ağrı Dağının İran’dan alınması, Kars antlaşması ile Nahçıvan’a Türkiye’nin garantör olması, Ermeni ve Rus ilerleyişini durdurduğu gibi, Iğdır gibi büyük çille ve zülüm görmüş 3 devletle sınır Türk yurdunu Türkiye sınırlarına dahil etti. Atatürk devrim ve inkilapları sayesinde 1927 yılından bu yana 95 yıl içinde Iğdır okur-yazar oranı % 95 yakalamış, 50 bin ilk Orta eğitim öğrencisi yüzlerce okulu, 2,500 öğretmen, 12 bin Üniversite öğrencisi 400 üzerinde akademisyeni ile Doğunun ve ülkemizin parlayan yıldızı haline gelmiştir.
Bu günlere kolay gelinmedi. Ayrıca bunlar da yeterli değil. Cumhuriyet ile 95 yılda yakaladığımız bu ivmeyi daha da ilerilere götürmek zorundayız. Niceliğin yanında niteliği de yakalayıp, soran, sorgulayan, milli, manevi değerlere Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı, çağdaş ve müsbet bilimin ışığında Iğdır’da eğitim oranını % 100 çıkarmak zorundayız. Her Iğdırlı kardeşim karanlığa bir mum yakarak, eğitimin, okumanın ışığında Cumhuriyet değerleri ile geleceğe yönelmek ve sahip çıkmak zorundadır. Eğitime emeği geçen başta Baş Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve tüm eğitim emekçilerini saygı, sevgi ve hürmetle anıyorum.