
Uluslararası siyasetin karmaşık dinamikleri içinde, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkiler her zaman dikkatle takip edilen başlıklardan biri olmuştur. Bu iki önemli bölgesel güc arasındaki diplomatik süreçler zaman zaman inişli çıkışlı bir seyir izlese de, bölgede istikrarın sağlanması ve ortak çıkarların korunması açısından oldukça kritiktir. Tam da bu noktada, genellikle göz ardı edilen ama etkisi oldukça derin olan bir aktör öne çıkıyor: Azerbaycan.
Azerbaycan, hem Türkiye’ye hem de İsrail’e olan yakınlığı, taraflar nezdindeki güvenilirliği ve stratejik iş birlikleri sayesinde bu iki ülke arasında adeta sessiz ama etkili bir diplomatik köprü işlevi görüyor. Türkiye ile “bir millet, iki devlet” anlayışı temelinde inşa edilen kardeşlik ilişkileri sadece söylemde kalmamış, askeri, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda da derinleşmiştir. Türkiye’nin küresel arenada artan etkisi, güçlü liderliği, savunma sanayiindeki atılımları ve kararlı dış politikası Azerbaycan tarafından her zaman desteklenmiş, birlikte hareket etme kültürü güçlenmiştir.
Diğer yandan Azerbaycan, İsrail ile de yüksek düzeyli stratejik ilişkiler geliştirmiştir. Enerji, savunma, tarım ve ileri teknoloji gibi alanlarda kurulan bu iş birlikleri, Bakü-Tel Aviv hattını önemli kılmıştır. Yahudi toplumunun Azerbaycan’da tarih boyunca barış ve refah içinde yaşaması da, İsrail kamuoyunda Azerbaycan’a yönelik olumlu algının temel taşlarından biridir. İsrail, Azerbaycan’ı sadece stratejik değil, aynı zamanda kültürel ve insani bağları güçlü bir ortak olarak görmektedir.
Türkiye ile İsrail arasında yaşanan gerilimli dönemlerde dahi Azerbaycan, duygusal reflekslerden uzak, akılcı ve dengeli bir dış politika izleyerek her iki ülke ile ilişkilerini muhafaza etmiş, hatta bu ilişkilerin tamamen kopmaması adına zaman zaman dolaylı roller üstlenmiştir. Her ne kadar bu rol kamuoyunda fazla görünür olmasa da, diplomatik çevrelerde Azerbaycan’ın yapıcı tutumu takdirle karşılanmaktadır.
Azerbaycan'ın laik, çok kültürlü ve kapsayıcı devlet modeli, hem Türkiye'de hem İsrail'de olumlu karşılanmaktadır. Bu yapı, Bakü'nün hem Müslüman hem de Yahudi dünyası arasında doğal bir köprü görevi görmesini sağlamaktadır. Ayrıca, Azerbaycan’ın İsrail’le yakın ilişkilerine rağmen Filistin meselesindeki tutumu da dengelidir; uluslararası hukuk temelinde adil bir pozisyon benimsemesi, Türkiye’nin hassasiyetleriyle çelişmemekte, aksine bu konuda tamamlayıcı bir yaklaşım sunmaktadır.
Sonuç olarak, Azerbaycan’ın Türkiye-İsrail ilişkilerindeki rolü, sadece iki ülkeyle olan ikili bağlarla sınırlı değildir. Bu rol aynı zamanda bölgesel barış, diyalog ve iş birliğinin gelişmesi adına sessiz ama güçlü bir katkı anlamı taşımaktadır. Türkiye'nin liderliği ve gücüyle birlikte düşünüldüğünde, Azerbaycan’ın bu stratejik pozisyonu, bölgedeki denge unsurlarından biri olmaya devam edecektir.
Elçin Aliyev – Azerbaycanlı siyasetçi
DOĞUKAN BEY