27 Eylül’de Ermenistan’ın Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine saldırmasıyla başlayan ve Azerbaycan’ın işgal edilmiş vatan parçası Karabağ bölgesini kurtarma operasyonun başarıyla devam ettiği görülünce önce Rusya, sonra ABD Dışişleri Bakanları, Azerbaycan ve Ermenistan Dış işleri bakanlarını çağırarak ölüleri ve esirleri değiştirmek amacıyla geçici ateşkes ilan edilmesi için ikna ettiler. Ve bu ikna imza altına alındı. Tarihler belirlendi ve herkes ateşkes olacağını beklerken Ermenistan, sivil yerleşim bölgelerine ateş etmeye başladı. Gence, Terter ve son olarak da Berde şehirlerine saldırdı. Hedef gözetilmeden atılan yasaklı bombalarla kadınlar, masum çocuklar hayattan koparılıyor. Şimdiye kadar 70 sivil şehit edildi.
Ben ateşkes isteyenlerin Azerbaycan Ordusunun ve Türk Milletinin o savaş heyecanını, galibiyet hırsının yok olması için bir oyun olduğunu düşünüyorum. Sanki, “Azerbaycan dur, Ermenistan vur” der gibi bir anlaşma imzalatıyorlar gibi geliyor insana.
Aksi takdirde üç kez anlaşmayı bozan ve sivil yerleşim bölgelerine ateş eden tarafa neden anlaşmayı bozdunuz denmez mi?
Tarih boyunca Ermenilerin hiçbir zaman cephede başarılı olduğu yoktur. Onlar hep savunmasız insanlara saldırır, masum insanları öldürmekten zevk alırlar.
1915’den 1920’ci yıllara kadar bizim bölgemizde hep savunmasız insanlara saldırmışlar. 90’lı yıllarda Karabağ’ın çeşitli bölgelerinde, Hocalı’da savunmasız insanları katletmişler ve şehit etmişlerdir.
SSCB’nin dağılmasından hemen sonra Rusya’nın da desteği ile yaptıkları katliamlar ve işgal ettikleri toprakların bir gün sahibinin “Artık yeter benim toprağımdan çık!” diyeceği akıllarına gelmemişti. Hesap edemedikleri, bu toprakların Türk toprağı olduğu ve O Türk’ün bir gün mutlaka ayağa kalkarak gereğini yapacağıdır.
Şükürler olsun bugün Azerbaycan Türk’ü ayağa kalmıştır. Çocuğundan, yaşlısına, kadının, kızına kimi konuşturursan aynı cevabı alıyorsun. “Topraklarımız, Karabağ’ımız azad olsun” lafını duyuyorsun. Bu laflar o milletin artık kükremesidir. Evlerine bomba düşen ve yurda yerleştirilen bir ailenin beş yaşındaki çocuğuna muhabir, “Bu olaylar hakkında ne düşünüyorsun?” diye sorduğunda aldığı cevap enteresandı. O yavrunun ağzından çıkan “Yaşasın Azerbaycan, Karabağ Azerbaycan’dır” bu sözleri duyduktan sonra artık bu iş bitmiştir. Bu laflar sözün bittiği yer ve günün geldiğini simgeleyen sözlerdir.
Azerbaycan’ın milli şuurla duruşu önemlidir. Ancak bir konuda daha var. Siyasetten uzak olan ancak bugün Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan ve kendini Türk olarak kabul eden insanlarında birlik beraberlik içinde Azerbaycan’ın haklı davasında yanlarında durmaları önemlidir.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan’ın haklı davası karşısında verdiği mücadelede tavizsiz duruşu, Türk dünyasının yüreğine su serpmiştir. Dünya’nın neresinde olursa olsun her Türk, Türklüğü ile gurur duymakta ve yüreği kabarmaktadır.
Azerbaycan’ın bugün haklılığını kimse tartışmıyor. Çünkü tartışacak bir şey yok. Ermeniler gelmiş, haksız olarak Azerbaycan topraklarını işgal etmiş ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev de her televizyona çıktığında fazla kan dökülmemesi için mutlaka topraklarının terk edilmesini istemektedir. Kendilerinin kimsenin toprağında gözü olmadığını defalarca haykırmıştır.
Aslında Ermeniler tarih boyu hep şımartılmışlar. Önce onları Osmanlı şımartmış, askere göndermemiş, vergi almamış, devlette de önemli kademelerde onlara mevki makam vermiştir. Ermeniler de bu şımarıklığın bedelini Osmanlı ne zaman zayıf düştüyse arkadan vurarak ödetmiştir.
Bu şımarıklık yetmemiş gibi Rus çarlığı kadim Türk yurdu olan İravan hanlığının Türk Dünyasıyla bağını kesmek amacıyla bugünkü Erivan’a Ermenileri yerleştirdi. 1828 ve yakın yıllarda bir araştırılsın bakalım bugünkü Erivan’da ne kadar Türk yaşıyordu, ne kadar Ermeni yaşıyordu?
Ermeniler bölgede yaptıkları katliamlardan dolayı hamileri batılı ülkelerden alkış aldıkları için aynı vurdumduymazlığa devam etmektedir. 90’lı yıllarda Karabağ bölgesinde binlerce Azerbaycan Türk’ü şehit edildiğinde doğru dürüst kınama bile yapılmamıştır. Hatta o zaman Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nın ‘İran’la da Azerbaycan’ın bağı var. Onlarda Ermenileri kınamalı” diye bir açıklama yapması, bölgemizde ciddi manada tepki ile karşılanmıştı.
Ancak bugün artık Azerbaycan’ın arkasında tavizsiz bir Türk devleti var. Pakistan, Afganistan var.
Ermenistan aklını başına alıp bir an önce Karabağ’ı terk etmeli ve sivillere ateş etmeyi bırakıp bölgeye barışın gelmesi için çaba sarf etmelidir.
Öyle onun bunun yardımı ile geçinmek bir devlete yakışmaz. Ermenistan önce halkının refahını düşünmeli. Bugün Ermenistan’da yaşayan insanlar Türkiye’nin 70’li yıllarını yaşıyorlar. Onların hamileri onlara sadece savaşmaları için silah vermişler. Ekonomileri yerle bir. Onların savaşacak ekonomik ve askeri gücü yok. 1500 tane PKK’lı getirmekle savaş kazanılmaz. O PKK’lıların on binlercesi, Ermenilerin hamileri ile aynı hamileri arkalarında olmasına rağmen Türkiye’nin karşısında yok oldular.
Akılları varsa çok geç olmadan beyaz bayrağı çekip Azerbaycan ordusuna teslim olmalıdırlar ve bölgeye barışın gelmesine katkı sağlamalıdırlar.
Yoksa, er ya da geç beyaz bayrak çekmek zorunda kalacaklar…