Elimizden geldiğince yerel basında Iğdır’ın sorunlarını, geleceğini konu ediyor ve dile getiriyoruz. 37 yıldan beri Iğdır’da gazetecilik yapıyorum. Çeşitli ajansların yanında GÜVEN GAZETESİ’nin sahibi ve köşe yazarı olarak hizmet ediyorum.
Bu hizmetin büyük bölümünü Iğdır’ın geleceğine harcadık ve Iğdır’a yatırımların gelmesi için var gücümüzle çalıştık.
Başardıklarımız oldu, beceremediklerimiz oldu.
Ancak Iğdırlı bir gazeteci olarak vicdanen rahatım.
Bu konuda görevimi eksiksiz yaptığımı düşünüyorum.
Bugüne kadar elimizden geleni yaptık ama asıl bugünden sonra yapılacaklar önemli. Iğdırlının Iğdır’a sahip çıkması ve Iğdır’ı elinde tutması gerekir.
Bölgemizdeki gelişmeleri dikkatli bir şekilde izliyorum. Zengezur koridorunun açılması, Ermenistan kapısını açılması an meseli olarak karşımıza çıkabilir.
Gördüğüm kadarıyla bu konuda parmakların sayısı kadar Iğdırlı, bu konuda hazırlık yapıyor.
Ancak 9 Kasım 2020 Karabağ savaşının sona ermesinden hemen sonra bölgede dışarıdan gelen iş insanları arsa, antrepo yapılacak yer aramaya başladılar. Ben bunları o zaman kaleme almıştım. Bölgenin geleceğine dikkat çekmiştim.
Şimdi zaman tamamen kısaldı. Bugün, yarın belli olmaz. Daha üç gün önce İstanbul’da Türkiye, Azerbaycan, İran, Ermenistan Dışişleri Bakanları toplandılar. Konuştukları sadece bizim bölgeyle ilgili gelişmelerdi.
Dedim ya!...
Ha bugün, ha yarın…
Ama biz ne yapıyoruz, neler yapıyoruz?
Bir dönüp kendi hazırlıklarımıza bakalım. Bana göre bir hiç.
Hiç de hazır değiliz…
Geçmişten örnek almayanlar geleceği göremez ve geleceğe yön veremezler. Tabi biz geçmişten örmek almadık. Onun için geleceğe hiçbir hazırlığımız yok denecek kadar azdır.
Fazla uzatmak istemiyorum. Geçen hafta kamuoyunun bildiği üzere bir haftanın içinde 3 bakan, bir de bakan yardımcısı Iğdır’a geldi.
Biz dedikodu yaptık.
Siyasi gösteri olarak değerlendirdik.
Ancak hiç de öyle değil.
Devlet kendi hazırlığını yapıyor. Bakan gelip bölgenin durumu hakkında bilgiler ediniyor.
Yarın bu bölgeye kapılar açılıysa devletin acil alması gereken plan, proje nedir o hesaplar yapılıyor.
Iğdırlılar olarak boş laflarla kendimizi avutuyoruz. Güya siyaset yapıp her şeyi birbirine katıyor ve her işte de başarısız oluyoruz.
Benim analiz ettiğim kadarıyla bölge bir anda patlamaya, gelişmeye namzet.
Eğer biz hazır olmazsak birileri gelip hazır olacak ve yine Iğdırlı saf dışı kalacaktır.
Bir kez daha benden söylemesi…
Daha ne yapabilirim ki?