2024 yılı bizim toplum için kabus, hatta inanılması güç olaylara sahne oluyor.
Öncelikle mahalli idareler seçimleri oldu. Her ağızdan bir laf çıktı. Herkes kendini haklı gösterip bu topluma ihanet etmenin yollarını aradı ve ihanet etti.
Şimdi de oturup ağlıyorlar. Hele bazıları utanmadan hiçbir şey olmamış gibi davranmaya çalışıyor, kendini gizlemeyi deniyor.
Hani eskiden bizde biz söz vardı: “Deve pamuk tarlasına girmiş, başını tarlanın içinde gizlemiş. Zannetmiş ki, kimse onu görmüyor”
O seçim ihanetinden sonra akıllandık zannediyordum. Birde baktım ki; ne akıllanması daha da kötüye gidiyoruz.
İnanç meselesini biraz irdelemek istiyorum. Türkiye’de Şia inancına mensup ülke nüfusu oranına göre parmakla sayılacak kadar az bir topluluğumuz var.
Allah, Türk bayrağımızı daha da yüceltsin. Herkes kendi inancını yaşamakta serbestçe hareket edebiliyor.
Serbest hareket etmesine ediyor. Ancak biz kendi aramızda ne yapıyoruz? Acaba çok mu serbest hareket ediyoruz?
Ben imamlık, mollalık yapacak değilim. Ben gazeteciyim. Toplumun ortak düşüncelerini dile getirmek benim görevimdir.
On Muharrem Aşura gününden sonra birçok vatandaşın sitemini dile getirmek istedim.
Elbette bizim toplum peygamberini seviyor. Onun torunu Hz. Hüseyin’in yezit ve taraftarları tarafından şehit edilişinin yıl dönümünde onu anacaktır. Bu bizim hakkımız ve inancımız.
Ben bu konuda fazla derine girmeden bir iki söz söylemek istiyorum. Önce Hz. Hüseyin’i sevenler olarak kendimiz her türlü yanlıştan arındırıp Hz. Hüseyin’in yolundan gitmeliyiz. Hz. Hüseyin, neden şehit oldu onun idrakine varmalı ve kendimize çeki düzen vermeliyiz.
Bakın bu Aşura gününde her kafadan bir ses çıkmasına artık son vermeli ve günün anlam ve önemi ehil kişiler tarafından insanlara anlatılmalıdır.
Mezarlığa gidilecekse mezarlığa, Zübeyde hanım bulvarına gidilecekse Zübeyde hanım bulvarında toplanıp günün anlam önemi bilen ve bilmeyenlere doğru dürüst anlatılmalıdır.
Hatta ben bir teklif daha yapayım…
Madem diyorsunuz bizim Müçtehitlerimiz var.
Onların fetvalarına uyup Iğdır’da tek yerde Cuma namazı kılalım.
Ehlibeyt Alimler derneğinin yanında bir de sivilden bir Ehlibeyt Derneği kuralım. Önemli günlerde dernek tertip komite ekibi kursun. Bu ekip program yapsın. Aşura günü, Gadir Hum bayramı, Ramazan, Kurban bayramlarında birlik beraberlik içinde, inancımıza uygun konuşup bayramı, önemli günleri beraber kutlayalım ve analım.
Ben bakıyorum her kafadan bir ses çıkıyor. Bu toplumun önce inancına, daha sonra da birlik beraberliğine zarar veriyor.
Öyle bir hale gelmişiz ki; kendi kendimizin aleyhine konuşuyoruz. Doğruyu biliyor ve yapmıyoruz.
Çok derine girmeden benden söylemesi…
Siz ne dersiniz?