Madde Bağımlılığı Sadece Iğdır'ı Değil, Ülkeyi Tehdit Ediyor

Öncelikle göçmen kaçakçılığı basınımızın gündeminden düşmüyor.
Bu ülkeye giren kaçak göçmenler yaşamlarını sürdürmek için nasıl ki ülkeye kaçak olarak girmeyi göze alıyorlarsa kendileri ile getirdikleri uyuşturucularla hayatlarını idame ettirmek isteyeceklerdir.
  Valilikte uyuşturucu ile mücadele toplantısına şahitlik ettim. Her birim, kendi alanında yapılması gereken yükümlülükleri dile getirdiler. Özelikle Yeşilay, güzel sunum yaptı. Gördüğüm kadarıyla çaresiz kalan ailelerin Yeşilay’ın kapısını çalıp çözüm aradıkları yapılan konuşmalardan belli oluyordu.
  Ben olayların üzerine samimi gidilirse bu sıkıntının il genelinde kalmayacağına inanıyorum.
 35 yıldır gazetecilik yapıyorum. Mesleğim boyunca yaşanmış ve şahit olduğum bazı olaylardan örnekler vereceğim.
 Tam tarihlerini unutsam da yaşanmış bir olayı anlatmak istiyorum. 90’lı yıllarda bir yabancı bayan, Türk vatandaşı erkekle resmi evlilik yapması durumunda kanunen hemen vatandaşlık alabiliyordu. O zamanlar bu fuhuş yapan bayanlar gelip kendilerine erkek bulup 1000- 2000 dolar verip resmi nikah yapıyorlardı. Vatandaşlık aldıktan bir süre sonra boşanıp Türk vatandaşı olarak o pis işlerine devam ediyorlardı. O gün ülke gündemine yansıdığı için bir olay anlatmak istiyorum. Yine yabancı uyruklu bir bayan, Iğdırlı bir erkekle para karşılığında nikah yapmıştı. O nikah formalite olsa da kadın, “Formalite olsa da benim kocam oldun. Birlikte olalım” deyince hemşerim hemen kabul etmişti. Birkaç gün sonra hemşerimiz rahatsızlanınca doktora gidip muayene olmuştu. Muayenede kadının AIDS hastası olduğu ve erkek hemşerimize de bulaştığı tespit edilmişti. Hemşerimiz kısa süre içinde hayatını kaybetmişti. Bizim arkadaşlar da bunu haber yaparken cenazeyi yıkayan imamın, adamın AIDS’li olduğunu öğrenince cenazeyi yıkamaktan vazgeçtiğini yazmışlardı. Bu ülke gündeminde yer bulmuştu. Kadının sonu da ne oldu bilemedim.
 İkinci bir olay da 2000’li yılların başında olmuştu. O dönem çok samimi olduğum bir İl Emniyet Müdürümüz vardı. Ziyaretine gittiğimde, “İsmail sana bir konuda açıklama yapacağım ama söz ver haber yapmayacaksın” dedi. Bende söz verdim.  Müdür bey, “Biz fuhuşla mücadele ediyoruz ya. Biz otellerde fuhuş yapılıyor duyumu alıyoruz. Gidiyoruz otelleri kontrole kimseyi bulamıyoruz. Baktım olmayacak. Caddede iki tane normal yürüyen yabancı uyruklu kadın gördüm. Onları aldım makama götürdüm. Onlara çay, kahve ikram ettim. Artık dedim size Iğdır’da kimse yan bakamaz. Tam kadınların güvenini kazandıktan sonra bu kadınlara biz neden yakalayamıyoruz diye sordum. Kadınlar, ‘Sizin arkadaşlarda bizim telefonumuz var. Siz operasyona hazırlanırken arkadaşlarınız bizim telefonumuzu çaldırıyorlar. Bizde kaçıyoruz’ dedi. Kadınların telefonunu kontrol ettim. Onları bu konuda uyaran 10 polis, bir komiser yardımcısının telefonunu tespit ettik. O polisleri ve komiser yardımcısını açığa aldık” dedi.
Bende müdür beye söz verdiğim gibi haber yapmadım. Hem Iğdır adına hem de dernek başkanlığını yaptığım polis teşkilatının isminin kötü işlerle anılmaması adına haber yapmamıştım.
Bu yazdıklarım geçmişte yaşanmışlardır. Bundan ders alırız diye hatırlatayım dedim.
 Şimdi öncelikle ülke genelinde uyuşturucu her gün basında gündem oluyor. Tabi Iğdır’da polis ve jandarma teşkilatının bu konuda çok özenle çalıştığını bizler basın mensupları olarak takip ediyoruz.  Toplantıda, Yeşilay derneğinin dikkat çektiği gibi inşallah içimizde bu kadar çabaya ihanet edenler yoktur diyorum. Ancak bu özenle yapılan çalışmalara bir tane bile ihanet eden olursa önce o ihanet edenleri tespit edip gereğini yapmalıyız.
 Örneğin okulların önüne resmi değil, sivil ekipler konmalı. Bunlar önce istihbari çalışıp sivil kıyafetle art niyetli kişileri etkisiz hale getirmeli. Zaman zaman çocuğunu uyuşturucu tuzağına kaptıranlar, çaresizlikten bize de çare bulmamız için geliyorlar. Geçmiş tarihte benim oğlum keşke ölse kurtulsam diyenler olmuştu. Bir baba benim oğlum ölsün kurtulsun diyebilir mi?
 Sayın Valimizi tebrik ediyorum. Çok önemli bir konuya ciddiyetle eğiliyor. Her kamu görevlisi bu konuda hassasiyetini gösterirse bu beladan çocuklarımız uzak kalacaktır.
 İki aylık bir süredir Iğdır valiliğine atanan sayın Ercan Turan valimizi tebrik edip başarılar dilemek, bir Iğdırlı olarak görevim olduğunu düşünüyorum. Toplantıda konuşulan yaşanmış olayların ve çözüm önerilerinin, verilen talimatların yerine getirileceğine inanıyorum. Iğdır için hayati önem arz eden bir toplantıydı.  
Çünkü uyuşturucu belası her aile, her çocuk için büyük önem arz eder..