Mantıkta bir kural vardır. Aynı şartlarda meydana gelen olaylar hep aynı sonuçları doğurur.
İşte bu kural adeta pratikte Iğdırspor ile özdeşleşmiştir diyebiliriz.
Neden böyle söylüyorum? Çünkü Iğdırspor, son maçlarda aynı oyunu oynayarak aynı sonuçları almaya başladı.
Bence Iğdırspor, hem Ankaragücü hem de Ümraniye maçlarında çok iyi oynamasa da nasıl kazanılacağının gereğini yaptığından dolayı galip geldi.
Yalçın Hoca’nın dörtlü savunmaya geçmesi takım dağılımını çok daha dengeli hale getirmişe benziyor. Takım tertibinin bu maçta daha hücum ağırlıklı oluştuğunu söyleyebiliriz.
Takımın kaleci ve savunmasının hatasız oynadığını söyleyebiliriz.
Orjinal sağ bek Mahmut varken bir orta saha oyuncusu olan Mert’i sağ bekte oynatma ısrarı inşallah pahalıya mal olmaz.
Ayrıca, sol bek Caner’in iyi oynarken oyundan çıkarılıp yerine 35 numaralı Yusuf’un girmesi, o bölgeden atak yememize sebep oldu.
Orta sahamız birbiri ile hem yakın oynadı hemde alanı iyi kapatarak rakibe oyun kurma imkanı vermedi.
Sağ kanattaki Ahmet Engin sezona çok iyi başladı ama sakatlandıktan sonra bir türlü toparlanamadı. Sol açık 11 numaralı Burak Çoban, maalesef beklentinin çok altında oynuyor.
Toparlanması gerekir veya güçlü bir Halil İbrahim alternatifini devreye mutlaka sokmamız gerekir. Regattinin takıma yanlız oyun olarak değil saha içi liderlik de yaparak katkı sunduğunu söyleyebilirim.
Daha önceki yazlarımda hep dile getirdiğim santrafor problemi maalesef devam etmektedir.
Sezon başı yapılan santrafor tercihlerinin beklentinin altında kalması bizi yeni tercihlere itmektedir. Hem gol olarak hem de oyun olarak maalesef Thuram ve Aleksiç’ten istediğimiz verimi alamadık.
Dün Aleksiç, maalesef ne gol pozisyonunda vardı ne de oyun içi organizasyonlarında vardı. Şampiyonluğa oynanan bir takımın santraforları bunlar olamaz. Devre arasına kadar idare edip mutlaka iyi bir santrafor ve üç veya dört oyuncu takviyesi ile bu takımı Süper Lig’e çıkarabiliriz.