İskenderun ile oynayacağımız maç kadrosunu gördüğümüzde yanlış bir kadro ve yanlış bir oyun düzeni olduğu hemen gözümüze çarptı.
Serdar hoca, Amed maçına çıkardığı kadronun aynısını çıkararak aynı oyunu ve aynı sonucu alacağını düşündü.
Halbuki her maçın ayrı ayrı hikayesi var. Amed gibi güçlü bir takıma karşı santrforsuz oynayarak orta sahayı kalabalık tutma, topun bizde kalması, topun daha çok gezdirilmesi ve rakibin boşalttığı alanlara sızma gibi taktiksel hamleler yapıldı.
Bu Amed maçına özel ve doğru bir oyun taktiğiydi. Bu taktik sonuç vererek maçın lehimize sonuçlanmasına sebep oldu.
İskenderun maçı böyle bir maç değildi ve Serdar hocanın Amed maçı taktiği ile sahaya çıkması son derece yanlıştı.
Öncelikle kendi seyircimiz önünde mutlaka sırtı dönük oynayabilen, arkadaşlarına duvar olabilen, yandan gelecek yüksek toplara kafa vurabilecek bir santrforla maça başlamak yapılacak en akıllı tercihti.
Serdar hocanın bu sistemi ilk yarı tutmayınca ben ikinci yarı mutlaka Mücahit ile başlayacağını düşünürken maalesef başlamadığını gördüm.
Dakikalar geçtikçe maç adeta Mücahit’i çağırıyordu.
Nihayet Mücahidin oyuna girmesi ile beraber takım rakip yarı alanına yığılmaya başladı ve gol pozisyonları peş peşe gelmeye başladı.
Son dakikada da olsa baskımız sonuç verdi ve Halil İbrahim’in golüyle maçı almayı bildik.
Şimdi sıra Erzincan’da…
O da Amed gibi güçlü bir takım…
Amed maçı taktiği ile oynayabileceğimiz bir maç görür gibiyim.