Ankara merkezli Iğdır Vakfı’nın iki günlük Iğdır programları, vatandaşlara moral, motivasyon ve Iğdırlı heyecanı yaşattı.
Sağ olsun Cantürk Alagöz milletvekilimiz Iğdır’a geldikten sonra birkaç kez belediye meydanında bu heyecanı Iğdırlılara yaşatmıştı.
Öncelikle bu etkinliklerden dolayı Iğdır Vakfı başkanı Özgün İnan Zor beyefendiye teşekkür ediyorum.
Programları başından beri izledim.
Vakıf Başkanı Özgün İnan Zor, Iğdır Valimiz Ercan Turan, eski Milli Eğitim müdürümüz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ağabeyi Selahattin Şimşek, panel öncesi Iğdır’ın yeri, durumu ve geleceği ile ilgili önemli mesajlar verdiler.
Iğdır Milletvekili Cantürk Alagöz’e övgüler yağdırdılar.
Vekilimizin bu övgüleri fazlasıyla hakkettiğini düşünüyorum.
Moderatörlüğünü Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesinden Prof. Dr. Ekrem Gürel’in yaptığı panelde Iğdır; tarih, kültür, medeniyet, eğitim, şehir planlamasıyla adeta masaya yatırıldı.
Eskilere biraz gitmek istiyorum.
Iğdır 1992 yılında il olmuş, o zaman kıt imkanlarla zamanın yöneticileri Iğdır’da paneller düzenliyorlar…
Türkiye’nin gözde akademisyenlerini Iğdır’a geliyor ve Iğdırlılara bilgiler veriyorlardı. Bende mesleğim icabı hiçbir paneli kaçırmadan izliyor ve heyecanla takip ediyordum. Ve kendi kendime diyordum ki, “Iğdır’a bir Üniversite kurulsa, doçentler, profesörler gelse, Iğdır’ın sorunlarını sık sık gündeme getirseler”
Bu isteklerim Iğdır’a üniversite kurulduktan sonra hayal oldu.
Iğdır Üniversitesi kuruldu, hemen Cemaatler üniversiteyi eline aldı.
Yaşım 70’e dayandı. Gençliğim, çocukluğum Iğdır’da geçti.
Hiçbir zaman Iğdır’da yaşayan insanlar sen Sünni misin,? Şii misin? diye birbirine soran görmedim.
Hatta dünyaya örnek bir yaşam biçimi sürdürüyorlardı. Taa ki, Iğdır’a üniversite kuruluncaya kadar.
Iğdır’a üniversite kurulduktan sonra bu mezhep olayı kaşınmaya başladı. İşte Iğdır Üniversitesinin hali.
Beni Iğdır Vakfının paneli çok etkiledi. Son zamanlarda bu kadar heyecanla ve ilgi ile izlediğim bir panel ve toplantı olmamıştı.
Birbirinden değerli Iğdırlı profesörler, konularına o kadar hakimler ki; bunları dinlemek insanı özüne getiriyor. İnsan kim olduğunun farkına varıyor. Iğdır Üniversitesinin bu akademisyenlere fazlasıyla ihtiyacı var.
80’li yıllarda o zamanın siyah beyaz televizyonlarında bir oturum dikkatimi çekmişti. Oturumda Iğdır adı geçince pür dikkat televizyonu izledim. Konuşan bir Alman vatandaşıydı. Türkçe’yi eksiksiz konuşuyordu. Türkiye’nin yumuşak karnından söz ederken, Türkiye’de nerelerde Alevi, Sünni ayrışması var? Nerelerde ırkçılık var? derken, “Iğdır’da mezhep ayrılığı var ancak, Iğdır halkı arasında bu konuda hoşgörü hakim. Ancak Iğdır’da Kürt-Türk ayrımcılığını harekete geçirebilirler” demişti.
Şimdi Iğdır’da bizim üniversite sağ olsun, Iğdırlılar Üniversitede nelerin ön plana çıktığını biliyor. Artık bu kurum, Iğdır’ın üniversitesini olmalı ve tarımda, eğitimde, kültürde, ticarette, öncü olup Iğdır’a yön göstermelidir.
Tekrar Iğdır Vakfının bu değerli paneli ve Alim Gasımov gibi önemli bir sanatçıyı getirip Iğdırlıların gönlünü okşadıkların için teşekkürler ediyorum.
Ve Iğdırlar adına devamını diliyorum...