Her insanın doğduğu ve yaşadığı bir yer vardır. Benim için o yer, Karakoyunlu ilçesi ve Iğdır merkezidir. Yıllarımı gazetecilik mesleğinde geçirmiş biri olarak, her fırsatta Iğdır merkezine ve Karakoyunlu ilçesine hizmet etmeye gayret ettim. Karakoyunlu’nun bana verdiği gurur, asla kelimelerle anlatılacak kadar basit değil. Bu topraklarda doğmuş olmanın ayrı bir anlamı var.
Geçmişte, Karakoyunlu Kaymakamlarımızdan biri, beni basın mensubu olarak Karakoyunlu İnsan Hakları Kurulu’na üye olarak seçmişti. O zamanlar, zaman zaman gönderilen belgeleri imzalayıp görevimizi yerine getirirdik. Ama bu yıl, Karakoyunlu Kaymakamı Nurettin Yavuz, insan haklarına duyduğu büyük hassasiyetle bu işi çok daha ciddiye aldı. Kaymakam Yavuz, ilçedeki kurumları bizzat ziyaret ederek işleri yerinde inceliyor. Tenzile Erdoğan Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi, Özel Akasya Bakım Merkezi ve Karakoyunlu İlçe Toplum Merkezi’ni gezdik. Saydığım bu kurumlar, oldukça düzenli ve işler yolunda gidiyor. Bu, Karakoyunlu’da gözünün arkada kalamayacağı bir kaymakamın olduğunu gösteriyor. Müfettişlikten gelen Kaymakam Nurettin Yavuz, her konuda özen ve titizlikle işlerin üzerine gidiyor. Onun görev yaptığı bir yerde kolay kolay olumsuzluk yaşanmaz. Bu gerçeği görmeliyiz.
Ancak Karakoyunlu’ya daha geniş bir perspektiften bakmalıyız. Karakoyunlu, il merkezine yakın olduğu için ekonomik olarak bir miktar gelişim gösterdi. Ancak, buradaki insanlar, ev almak için Iğdır merkezine göç etmeye başladılar. Evini, bağını, bahçesini terk edenlere nedenini soruyorsunuz ve haklı olduklarını görüyorsunuz. Çünkü Karakoyunlu’ya doğalgaz verilmedi. Halbuki doğalgaz hattı ilçenin hemen yanından geçiyor, ancak 2025’te dahi ilçeye doğalgaz verilmesi beklenmiyor. Peki, Karakoyunlu halkı ne yapsın? Geçenlerde, bir ton kalorifer kömürünün fiyatını sordum: 12 bin TL. Yılda 3 ton kömür yakan bir vatandaş ne yapar? Bunu düşünün! Bu sorunun en büyük sebeplerinden biri doğalgaz meselesi.
Diğer taraftan, Karakoyunlu’daki kamu kurumlarında da sıkıntılar yaşanıyor. Kamu kurumlarında ciddi eleman eksiklikleri var ve bu da işlerin aksamasına yol açıyor. Bu tarihi ilçemiz, ne yazık ki hala gariban kalmış durumda. İktidar partisinden milletvekili Karakoyunlu’lu, belediye başkanı da ittifak partisini temsil ediyor. Hem de zaman zaman Iğdır’da görev yapan basın mensuplarının büyük bölümü Karakoyunlu kökenli. Peki, neden bu sorunlara çözüm üretilemiyor?
Ben her zaman, iyi günde de kötü günde de Karakoyunlu’ya giderim. Halkın arasına karışırım, ama çoğu zaman sorunları açıkça tespit etmek mümkün olmuyor. Sıkıntıyı çekenler, yöneticiler oluyor. Siyasetçiler ise, küçük ve gereksiz işlerle vakit geçiriyor. İş-Kur’dan çıkarılan kadrolardan kaç kişi işe alındı? Nerede çalışacaklar? "Senin adamın, benim adamım" tartışmalarıyla zaman kaybediliyor. Oysa Karakoyunlu’nun asıl meseleleri çok daha büyük.
Kim ne yaparsa yapsın, Karakoyunlu’da işler yolunda gitmiyor. Daha önce de belirttiğim gibi, çok iyi donanımlı bir kaymakamımız var. Belediye Başkanı, siyasi parti temsilcileri, il genel meclis üyeleri ve hatta Iğdır’daki basın mensupları dahil, Karakoyunlu için omuz omuza verip neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Karakoyunlu, tarihi ile bölgede istisna bir ilçedir. Karakoyunlu’nun bir madalyası var. Hatta Karakoyunlu’nun İlkokulu, bizzat Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından hediye edilmiştir. Başka bir yerde olsa, bu unvan, günlerce kahramanlıklarla yazılır, çizilir ve "Neden Karakoyunlu’ya hizmet gelmiyor?" diye kıyamet koparılırdı. Ama ne yazık ki, bu özel ilçe hala hak ettiği hizmeti alamıyor.
Sonuç olarak, Karakoyunlu için birlik ve beraberlikten başka çare yok. Herkes taşın altına elini koymalı ve ne yapılması gerektiğine dair ortak bir hedef belirlemeliyiz. Karakoyunlu’ya yapılacak her hizmetin altına basın olarak imza atmaya hazırım. Şimdi, herkesin buna hazır olması gerekiyor. Bugünden itibaren başlayalım, ne dersiniz?