Iğdır Üniversitesi'nde bir devir teslim törenine tanıklık ettik. Görevi devreden Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma ve göreve yeni başlayan Prof. Dr. Ekrem Gürel, uzun uzadıya konuşmalar yaptılar. Rektör Alma dönemine dair yapılanları anlattı, anlatmasına da... Açık konuşmak gerekirse bu törene dair duygularım oldukça karışıktı.
Yıllar önce Iğdır’ın ileri gelenlerinin katıldığı bir toplantıya gitmiş ve ciddi bir hayal kırıklığı yaşamıştım. Bugün o duygunun bir benzerini yine yaşadım. Üniversitenin iki profesörü, basının önünde birbirine küfür edecek hale geldiyse, orada bir değil birçok problem var demektir. Akademik unvanların, birikimin, saygınlığın olduğu yerde bu seviyesizlik… Doğrusu insanın içi burkuyor.
O an orada dondum kaldım. Koskoca profesörlerin birbirlerine "fetöcü", "ş..." gibi ifadelerle saldırması, akademik camia adına utanç verici bir tabloydu. Bu manzara, üniversitenin yönetimi hakkında da soru işaretleri doğuruyor. Sekiz yıldır görevde olan bir yönetimin ardından böyle bir atmosfer oluşmuşsa, “Bu şehir bu üniversiteden ne kazandı?” diye sormak herkesin hakkıdır.
Rektörlük görevini devralan Prof. Dr. Ekrem Gürel’in, Iğdır’ı bilen bir Iğdırlı olarak, vizyoner bir duruş sergileyeceğini umuyorum. Konuşmasında liyakate vurgu yaptı, proje odaklı bir üniversite hedeflediğini net bir dille ifade etti. Bu, doğru bir başlangıçtır.
Ancak görünen o ki, Ekrem Hoca'nın işi hiç de kolay olmayacak. Akademik kadrolar içinde bu kadar ayrışma, bu kadar gerilim varken; kişisel hesaplaşmalar, öfke nöbetleri basının önünde yaşanıyorsa, önce içeride huzuru sağlamak şart. Aksi takdirde, hangi vizyon olursa olsun, hayata geçmesi mümkün olmaz.
Üniversiteler bilgi üretim merkezidir. Gençlerin geleceğini inşa ettikleri kurumlardır. Eğer hocalar bu sorumluluğun bilincinde değilse, önce onlar üzerinde düşünmek gerekir. Ne yazık ki bugünkü tabloda, birbirine hakaret eden akademisyenlerden bu üniversiteye fayda gelmeyeceği çok açık.
Ben bir gazeteci olarak, gördüğüm manzarayı yazmak zorundayım. Duyduklarımı değil, yaşadıklarımı anlatıyorum. Umarım Prof. Dr. Ekrem Gürel, bu ağır yükün altından kalkar. Umarım Iğdır Üniversitesi, adını başarılarla duyurur.
Ama şu da bir gerçek ki…
Umut verdiniz hocam… Ama işiniz gerçekten zor.