Mahmut Aşkar üstadımız artık bizimle beraber yaşayacak.
Yaklaşık 50 yıldır yurt dışında Almanya’da yaşadıktan sonra Iğdır’a dönmesi bizi fazlasıyla mutlu etti ve sevindirdi.
Mahmut Aşkar bizim çocukluğumuzda taklit etmeye çalıştığımız büyüğümüzdü. 1969 yılında Karakoyunlu’da ilkokulu bitirip Iğdır’da ortaokula başladığım yıl ben halamın evinde kalıyordum. O zaman 1962 yılında Iğdır’da deprem olduğunda deprem evleri yapılmıştı. Halamlar o deprem evlerinin bir bölümünde kirada otururken, Mahmut Aşkar da Cihangir Şıktaş ile beraber bitişikte öğrenci evi olarak kiralamış orada oturuyorlardı. Biz ortaokul birinci sınıfta okurken Mahmut Aşkar lise ikinci sınıftaydı. Arada bir onların evine gider sohbetler eder, bizden büyük oldukları için nasihatler alırdık kendisinden. O zamanlar lise ikinci sınıftan sonra öğrenci kendi isteğine göre ve Fen veya Edebiyat kollarını seçme hakkına sahipti. Mahmut Aşkar da Edebiyat konulu seçmişti. Edebiyat kolunu seçmişti ama öyle tesadüfen seçmemişti. Çünkü günlük derslerinin yanında şiirler ve makaleler yazarak ev arkadaşı olan Cihangir Şıktaş ile Yeşil Iğdır Gazetesine gönderiyor ve yayınlatıyordu. Yeşil Iğdır Gazetesi o zamanlar Cihangir Şıktaş’ın dayısı Merhum H. Fazıl Şıktaş’a aitti.
Hatta ben de Mahmut Aşkar’ın yazdığı şiirlerden esinlenerek kendime göre bir iki şiir denemem de oldu ama daha sonra vaz geçtim. Onun için de zaman zaman pişmanlık yaşıyorum.
Mahmut Aşkar liseyi bitirdikten sonra babasının da Almanya’da olması vesilesiyle Almanya’ya gitti. Almanya’da üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra kendini daha çok okumaya, yazmaya ve araştırmaya verdiğini uzaktan takip edip durduk. Bir zamanlar bizim gazetede (güven gazetesinde) uzaktan da olsa köşe yazarlığı yapmıştı. O zaman yazdığı yazılarla adından söz ettirse de onunla tanışmak isteyen insanlara söyleyecek söz bulmakta zorluk çekiyordum. Hatta bir emniyet müdürü, “Mahmut beyle beni tanıştırır mısın? Onun yazılarını çok takdir ediyorum” demişti. Bende yurt dışında olduğunu uzaktan onun fikirlerinden faydalandığımız söylemiştim.
Şimdi Mahmut Aşkar üstadımız 50 yıllık hayatını Almanya’da araştırmacı yazar olarak geçirdikten sonra doğduğu Iğdır’da hayatının kalan kısmını geçirmeye karar vermiş olarak Iğdır’a döndü. Allah kendisine uzun ömürler versin. Tabi bu kadar yıl Avrupa’da birikim sahibi olan değerli üstadımıza birikimlerini Iğdır halkı için inceden inceye işlemesini, nakşetmesini rica ettik. Bundan sonra haftada iki gün Mahmut Aşkar üstadımızdan Iğdır için, insanlık için, Iğdırlıların birlik beraberlik içinde hareket ederek neler elde edeceği konusunda görüşlerini okuyacağız.
Bilgi birikimli insanlar toplumların faydasına nefeslerini tüketirler. Iğdır’ımızda bir gelenek var. Normal zamanlar herkes birbiri ile kardeştir. Seçim dönemlerinde ise birimiz Kürt, Birimiz Azeri, terekeme, göçmen hele o da yetmiyormuş gibi Tuzluca’lı, Karakoyunlu’lu, Aralık’lı oluyoruz. Hele köylerin ismini sıralamak istemiyorum. Siyasiler de bizim nabzımızı ölçüp oylarımızı aldıktan sonra dört-beş yıl zamanlarını geçirip aynı senaryonun bir başka oyununu sahneye koyarak karşımıza çıkıyorlar. Çünkü siyasilere bana ne yaptın sorusu soruyoruz. O da herkesin siyasiden özel isteği olmuyor. Birkaç kişinin özel işi olmadığından dolayı siyasiye kırılmış olsa da, seçim havası onları da seçim havasına sokup siyasilere oy vermeye kabul kılıyor. Oysa siyasiler sen ben yerine Iğdır için büyük projelerle gelseler ve seçimden sonra o projeleri yapamamış olarak bir daha aday bile olamayacaklar. O zamanda Iğdır’ın ihtiyacı olan projeleri yapamayacak aday sahneye çıkamayacak.
Biz yıllardır böyle yönetildik. Cumhuriyet ödenimden itibaren böyle alıştık. Iğdır siyasilerden istemesini bilmedi. Hatta rahmetli Süleyman Demirel’in başbakanlığı döneminde heyetler Ankara’ya gidip şehirleri için istekte bulunuyorlarmış. Bizim de Iğdır’dan bir heyet gitmiş Başbakanla görüşmek için. Demirel danışmanlarına hangi heyetlerin olduğunu sorunca ‘”Efendim, Manisa, Konya, Mersin, Iğdır deyince Iğdır’ı alın içeri” Iğdır’lıları almışlar. Demirel, Iğdır heyetine isteklerini sorduktan sonra “Iğdır için bakarız. Sizin kendi isteğiniz var mı?” demiş kurt siyasetçi. Iğdırlı’larda Iğdır’ın sorununu unutup benim oğlum işsiz, benim kızıma iş deyip isteklerini sıralamışlar. Bu istekler not alındıktan sonra kısa sürede Iğdırlılar yola koymuş. Oysa diğer illerden gelen heyetler saatlerce Demirel’le pazarlık yapıp illerinin ihtiyacını isteyip kabul ettiriyorlarmış.
Biz artık o isteklere alıştık. Ancak Mahmut Aşkar’ın menfaatle, işle güçle işi yok. Sadece Iğdır halkının, toplumun menfaatleri doğrultusunda yazacakları yazılardan herkes hissesine düşeni götürsün. Başka bir beklenti yok. Kendisine başarılar diliyorum..