Iğdır 1992 yılında il olduktan sonra 15’e yakın Valiyle çalıştım. Birçoğu ile samimi oldum. Bazı valilerimizle sorun yaşasak da ben bugün de haklı olduğumu savunabilirim. Valilerin yaptıkları hizmetler, varsa eserleri bizlere kalıyor. Onun için valilerimize elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum.
Sözü Iğdır Valisi Hüseyin Engin Sarıibrahim’e getireceğim. Sayın Vali Iğdır’a gelip göreve başladığı günden itibaren büyük bir sorunla karşılaştı. Iğdır Valiliğinin yanında Iğdır Belediye başkan vekilliğini de üstlendi. Tabi bu görev çok zordu. Bu görevin altından her vali, her insan zor kalkabilirdi. Önce Allah’ını çağırarak göreve başladı. Vatandaşlar işlerine gelmediği konularda kahve köşelerinde kendisini eleştirdiler. Dedikodu yaptılar. O kimseyi dinlemedi. Iğdır’ın imarına bir düzen getirmek için azimle mücadele etti durdu. Herkes istediği gibi hareket edemedi. Etmesine müsaade etmedi.
Hani geçmişte yağmur yağdığında bodrumlara lağım doluyordu. Vatandaş o zamanda isyan edercesine bağırıp feryat ediyordu. Bizlere de neden yazmıyorsunuz diye hesap soruyorlardı. Şimdi o sorunlar çözülecek diye yollar kazılıyor. Beyefendiler tozdan rahatsız oluyormuş. Çalışmalar düzensizmiş.
Bu konuda ben plan projeden fazla anlamam, anlayanları da eleştirmem. Sadece bir an önce bu çalışmaların bitmesini isterim. Onun için de sık sık sorumlulara bu çalışmaların ne zaman biteceğini bu işin başında görevli olanlara soruyorum. Onlarda sayın Valinin yüklenici firmayla sık sık bir araya gelerek işin erken bitmesi için mücadele ettiğini söylüyorlar. Hatta 2022 programının büyük bir bölümünün bittiğini ve işin zamanından erken biteceğini söylüyorlar.
Bir de üstüne üstlük Iğdır’ın kanalizasyon ve su işi ihaleye verilmiş, çalışmalar başlayacak duruma gelmiş durumda. Yollar kazılıyor. Ortalık toz duman. Durum böyle olunca da dedikoduculara malzeme bol oluyor. İstedikleri gibi evirip çeviriyorlar.
Bir taraftan belediye, bir taraftan valilik koşturup durdu sayın vali. Onun en çok dedikodusunu yapanlar da samimi söylemek istiyorum ki tembel memurlardır.
Evet bunlar nereden çıktı, Vali beyi neden böyle yazıyorsun diyenler olacaktır. Ama ben dünden beri vicdanımla baş başa kaldım ve çok büyük rahatsızlık duydum.
Cumartesi günü gazetede oturuyordum. Bir vatandaş beni aradı. “Sana bir haber vereyim mi?” deyince buyur dedim. Dedi ki, “Valimiz İnönü İlköğretim Okulunun bahçesindeki ağaçların budamasında bizzat çalışıyor”
Ben merakla çalışma alanına gittim. Sayın Vali elinde hızarla ağaçları buduyor, belediyenin işçileri de kesilen dalları traktörlere taşıyarak ortalığı temizliyorlardı.
Sayın vali beni görünce haber yapmamı istemedi. Bende haber olarak yazmadım. Ancak resim ve görüntü elimde mevcut. Eğer onun gönlünü alabilirsem yayınlayacağım. Aslında vali beyden izin alma gibi bir sorumluluğum yok. Ancak sayın valinin o fedakârlığı karşısında ben umursamazlık, onun şevkini kırma gibi bir hareket yapmam. Benim gazetecilik anlayışımda bu tür davranış yoktur. Onun örnek çalışmasını Türkiye’ye göstermek lazım diye düşünüyorum.
Bizler basın mensupları olarak bize hizmet edenlere destek olmamız gerekir. Çünkü her vali, her idareci bir gün tayin olup gidiyor. Biz Iğdır’dan başka bir ile atanan valilerimizle, en üst düzey bürokratlarımızla her zaman gurur duyuyoruz. Onlarla bağlarımızı koparmıyoruz. Bakın bugün Iğdır’dan giden valilerimiz var. Iğdır’dan giden komutanlarımız var. En üst düzeyde görevlere gelmişler. Hepsiyle gurur duyuyoruz. İnşallah valimiz de zamanı geldiğinde Iğdır’dan gittikten sonra bu fedakarca çalışmasının karşılığında en yüksek makamlara layık görülür..