Cumhuriyet tarihinden beri Iğdır’da belediye başkanları geldi geçti. Hizmet edenlere Allah razı olsun demekten başka yapacak bir şey yok.
Ya hizmet etmeyenlere ne demeli?
Şimdi bir seçim geçirdik. Bu seçimde bizden olan ancak gerçekten bizden mi değil mi belli olmayan insanlar için diyecek söz, laf bulmakta zorluk çekiyorum.
Bugün karşıma bir yazı çıktı. Ondan etkilendim.
Aslında bu topluma ne desen boş. Her gün yapımız bozuluyor. Birlik beraberliğimiz yok oluyor.
Seçimden sonra yazmak istedim ama parmaklarım tuşa basmakta zorlanıyordu. Kendimi topladım. Kendime gelip artık bir yerden başlamalıyım deyip tuşlara basıp bu yazı benim beynimi okuyor diye yazmaktan kendimi alıkoyamadım.
Yazı aynen şöyleydi:
Padişah bir gün kuş pazarına çıkıyor. Kuş fiyatlarına bakarken görüyor ki kuş satan bağırıyor. “Bu kuş asildir. Nesli budur, aslı budur!!!” Fiyatı 100 dirhem…
Bir diğer kuş satıcısı kendi kuşunu methediyor. O da fiyata gelince 100 dirhem söylüyor.
Bir diğeri ise kuşlarının ayrı marifeti olduğunu söylüyor. Fiyatının 200 dirhem olduğunu söylüyor. Kendi kuşlarını alanın iki kat kazanacağını söylüyor.
Padişah merak edip sorduruyor. Bu adamın kuşları fiyatı neden diğerlerinin iki katı?
Adam gururla hemen cevap veriyor: “Efendim benim kuşlarım, bu kuşları kandırıp getiriyor. Biz de tele kurarak kuşları yakalıyoruz”
Padişah emir verir bu 200 dirhemlik kuşların hepsini toplayın. 200 dirhemlik kuşlar satıcıdan alınır. Padişah oracıkta halkın içinde o kuşların hepsinin kafasını koparıverir. Millete ibret olsun diye.
Vezir, “Padişahım ne yaptık?” diye sorunca anlayan anlar sen karışma der.
Şimdi biz bir seçim geçirdik. Milletin birlik beraberliğinden söz ettik. Ancak bir baktık ki; birisi oyunu yakmış, birisi kullanmamış, bazıları da kin, nefret güderek gidip hiç sevmediği partiye oy verip onu da sosyal medyada gururla paylaşmış.
İyi ya bizde 200 dirhemlik kuş misali insanlar çok fazla...
Yaşadığımız ülke Türkiye Cumhuriyeti…
Kimse kimseye şunu yapacaksın, bunu yapacaksın diye zorlayamaz.
Ancak millet olarak biz kendimiz kadar ihtiyacı olanları da düşünmemiz gerekmez miydi?
Seçimler geçti gitti. O ihtiyaç sahibi, çocuğuna iş, maddi yardım bekleyenlerin umutlarının kırıldığını hiç mi düşünmediler?
Herkes bildiğini okudu. Toplumda kimin ne yaptığı aşağı yukarı biliniyor.
Elbette o umutları kırılanlar, Allah katında fırsatı gelince bunun hesabını sorarlar.
Ne diyelim gündür gelip geçecek.
O kinle davranıp, toplumuna ihanet edenler, inşallah o garibanların kapısına bir gün işi düşer.
Diyecek laf yok. Artık herkes işine baksın. Herkes yaptığını illa ki bulur…