Seçimlere şunun şurasında 3-4 gün kaldı. Şimdiye kadar küstük, naz yaptık, kırıldık…
Artık lütfen “beni aramadılar, bana gelmediler” laflarını artık rafa kaldıralım, unutalım.
Artık şahsi meselelerimizi bir tarafa bırakıp Iğdır’ı düşünelim…
Pazar günü seçim yapılacak. Seçimlerden bir hafta 10 gün geçecek, seçim havası bittikten sonra gerçeklerle yüz yüze kalacağız.
Yapılması gereken hizmetler masaya yatırılacak.
Eğer iktidardan belediye başkanı seçersek, projeler masaya konulacak ve iktidardan olan milletvekilimize sorunlarımızın çaresine bakmasını talep edecek ve istekte bulunacağız. Iğdır için her şey yolunda gidecek. Umutlar yeşermeye başlayacak. İş isteği olanlar bir kat daha arzu ve istekle gündemi takip edip arzularını gerçekleştirmenin yolunu arayacaklar.
Yok eğer iktidar kazanamazsa hiç kimse ne iktidardan bir talepte bulunabilecek ne de vekilinden bir söz söyleme cesareti gösterebilecek. “Ankara” da vekile neden kazanmadınız diye hesap soracak.
İşin doğrusu kaderimizi oylayacağız. Ben bizzat şahidim. Binlerce Iğdırlı iş, aş için kapı kapı dolaşıyor. Her konuda özellikle milletvekilinin kapısını çalıyor. Eğer bu seçim kaybedilirse ben sonumuzu düşünmek istemiyorum.
Seçimin kazanılacağına şahsım olarak eminim. Ancak aksi bir durumu hiç de aklıma getirmek istemiyorum.
Iğdır’da çok donanımlı bir aday gösterilmiş. Ülkü hanım belediyecilik konusunu tabiri caizse “yutmuş”.
Ülkü Hanım, Iğdır’da nerede belediye hizmetinde ne sorun varsa hepsini adı gibi biliyor.
İmkan verilirse bu bilgi ve beceri, hizmete dönüşecek ve Iğdır halkı bundan doyasıya faydalanacak.
Bakıyorum da iktidarla beraber olan bizim gibi küçük iller, hizmete adeta doymuşlar. Biz halen kısır çekişmeler peşindeyiz. Yok efendim benim oğlum neden meclis azası adayı olmadı, yok Ahmet, Mehmet neden oldu gibi…
Iğdır’da yıllardır AK Parti iktidarından faydalananlar kenarda bekliyorlar. Seçim bürosuna, parti binasına uğramaz olmuşlar. Orda burada biz küsüz diyerek AK Partiye zarar verme düşüncesindeler.
Yıllarca AK Parti’den her türlü imkanı elde edenleri ortalıkta görmemek insanda merak uyandırıyor.
Baştan söylemiştim. Seçime şunun şurasında 3-4 gün kaldı. Seçimler geçtikten sonra, “Biz de oy verdik” demenin hiçbir manası olmayacak.
Hatta bazı vatandaşlar oy verecekler ama kendilerine göre eleştiri yapıyorlar. Eleştiri yapıp oy vermenin bir anlamı yoktur. Eleştiri yapanlar kafası karışık olanlara koz veriyorlar. Adeta “ben oy vereceğim ama siz vermeyin” diyorlar…
Geçenlerde çok sevdiğim bir arkadaşımla karşılaştım.
Parti yönetiminden birisini şiddetle eleştiriyordu. Kendisini ikna etmeye çalıştım fayda etmedi. Ancak aradan iki gün geçmişti karşılaştık. Bana “sen haklısın” dedi.
“Iğdır için hayati bir seçim. Mutlaka küsüm diyenlerle birebir görüşüp ikna etmek gerekir” dedi.
Ben mutlu olmuştum ama arkadaşımın ilk günkü tepkisinin bir anlamı olmadığını, o tür davranışların yanlış olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda var.
Son olarak seçime sayılı saatler kaldı.
Var gücümüzü kullanıp Pazar akşamı 31 Mart bayramını hep birlikte kutlayalım diyorum.
Siz ne dersiniz?