Nevruz, yeni gün anlamına gelen Farsça bir söz. Abdulbaki Gölpınar’lı, Tasavvuf’tan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri, adlı eserinde şunları kaydetmektedir:
Martın 21. günü, güneşin koç burçuna girdiği anda, ilkbaharın ilk günü “Nev-ruz”, yani yeni gün sayılır.
Zerdüşt dininde, kâinatın yaratıldığı kabul edilen ve bayram sayılan gündür.
İslam’da ise Veda Haccının arefe günü, Martın sekizine, bayram da dokuzuna rastlamış. Hacdan dönüşte, Mekke ile Medine arasındaki Gadiruhum’da, Hz. Peygamberin, Hz. Ali’ye : “Ben kimin Mevlası- yani velisi- isem Ali de onun Mevlasıdır.” buyurduğu gün de ayın 19. Gününe tesadüf etmişti. Bu münasebetle Nevruza Ehli Beyt tarafları ve Tarikat Ehli, İslami bir kutsiyet vermişler, bunu bayram saymışlardır.
Alevi ve Bektaşilerce Nevruz, Hz. Ali’nin doğduğu gün olarak kabul edilmiştir. Fevzi yahut Fevri ADLI Bektaşi şairi bir nefesinde :
Bugünkü gün oldu ol Şah-ı Merdan,
Batn-ı Fatima’dan gün gibi ıyan;
Harem-i Ka’be’den oldu nümayan,
Ziya verip Ali Nevruz-ı Sultan
Dörtlükleri ile bu İnancı bildirir.
Bektaşiler, güneşin koç burcuna girdiği saatten önce meydan da toplanırlar. Baba, on iki imama salâvatı ihtiva eden ve “ Salavat- Name” denilen Naa’t-ı Ali’yi okur; sonra sakilik eden kişi, içinde loğusa şerbeti ezilmiş sütü, “babadan” itibaren kıdem sırası ile herkese sunar. Sürahiden kadehe koyup sunarken: “Ya Muhavvil’el-hali ve’l-ahval” yani “Ey yılı, zamanı ve halleri evirip çeviren Allah” der; kendisine süt sunulan kişi, sütü içtikten sonra o ve herkesle beraberce “Havvil halena ila ahsen’il-hal” yani “Bizim halimizi en güzel hale çevir” der. Sonunda kendisi de içer ve baba gül-bang çeker:
“Allah Allah, İllallah; baş uryan, sine büryan, kılıç al kan, bu meydanda nice başlar kesilir. Hiç soran olmaz. Eyvallah eyvallah kahrımız kılıçımız düşmana ziyan, kulluğumuz padişaha iyan; üçler, yediler, kırklar , gül-bang-i Muhammed,nur-i Nebi, Kerem-i Ali, Pirimiz, sultanımız Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli demine, devranına Hu diyelim Hu”
Dedikten sonra bayramlaşırlar.
Mevlevilerin Şems kolu denen Ehlibeyt taraftarı olanlarında da Nevruz, bayramdır ve aynı ayin icra edilir. Yalnız fazla olarak “Heft- Selam” (Yedi selam) yani selam sözü ile başlayan yedi ayet de imam Hüseyin’in toprağı ile bir kâğıda yazılmış ve süt kabına konmuştur.
Heft Selam: Nevruz günü güneşin koç burcuna girdiği anda içilecek süte, bir kâğıda yazılıp konan ve selam esenlik sözüyle başlayan yedi ayeti kerime. “Heft Selam”, yedi esenlik anlamına Farsça bir terkiptir. Bu yedi ayetin bulunduğu sureler ve ayetler şunlardır:
1- 13 ,Ra’d/24.
2- 36.Yasin/58.
3- 37.Saffat/79.
4- 37/109.
5- 37/120.
6- 37/130.
7- 97.Kadr/5.
İmamiyye’de ise Nevruz, Gadiruhum gününe rastlaması dolayısı ile bayramdır. Nevruz, sofrası yapılır. Sofrada “Hetf-Sin” yani “Sin” harfi ile başlayan yedi şey bulunur. Yedi tane “S” harfi ile başlayan şey demektir. Nevruz sofrasında bunlardan şu yediliyi sıralayalım: 1- Sümbül, 2- Sirke, 3- Sumak, 4- Sencet (iğde), 5- Sir (sarımsak), 6- Sebze (yeşillik), 7- Semnu (unla yapılan helva; un helvası).
Ve duası yılın günleri sayısınca, 366 kere okunur. Bu duanın başına “ Ey geceyi, gündüzü tedbir ve tasarruf eden, ey kalpleri ve gözleri çeviren” sözleri de ilave edilir.
Ehl-i Sünnette ise Enbiya Mücizelerinin bugün meydana geldiğine inanılır. Bu inanç, Muharrem ayının onuncu günü olan “Aşure” günü için de aynıdır.
1- Altı günde yaratılan Kevni Mekânın bugün tamamlandığı,
2- Hz. Adem’in bugün yaratıldığı,
3- Hz. Adem’in Cenabı Allah’ın affına bugün mazhar olup, Havva anamızla Mekke- Arafat’da bugün buluştuğu,
4- Hz. Nuh’un Gemisinin bugün Cudüi Dağına oturduğu,
5- Hz. Yunus’un bugün balığın karnından çıktığı,
6- Hz. Yakup’un bugün Hz. Yusuf’a kavuştuğu,
7- Hz. Eyüp’ün bugün şifa bulduğu,
8- Hz. İbrahim’in Kâbe inşasının bugün tamamladığına inanılmaktadır.
Nevruz kıştan çıkış, yeni bir hayata giriştir; bu bakımdan Klasik Edebiyatın tesiri ile divan şairleri de “Nev-ruziyye” ve “Bahariyye” denen, baharı kutlayan Kasidelerle bugünü kutlamışlar böylece Nevruz saraya kadar girmiştir. Sarayda, “Nev-ruziyye” ve baharla yapılan tatlı, cam ve sırça kâselere konup pembe gaz boyaması tülbente sarılarak büyüklere hediye edilirdi. Bu Nev-ruziyeye , Müneccim başı tarafından güneşin, hangi saatte koç burcuna gireceğini bildiren hükmü yazılı bir kağıtta da, altın yaldızla yazılı olarak eklenirdi. Fuzuli bir Kasidesinde :
Her yerde ta Nevruz ola, gül büstan efruz ola,
Nev-ruz tek firuz ola eyyam-ı Şah-ı avliya
(Her yerde Nevruz oldukça, gül bahçeleri parladıkça, veliler şahının- Ali’nin- günleri de Nevruz gibi kutlu olsun.) Beyti ile Nevruzun Gadirihum’la münasebetini belirttiği gibi Nef’i de:
İrişti bahar oldu yine hemdem-i Nevruz
Şad etse nola dilleri cam—Cem-i Nevruz
(Bahar erişti gene Nevruzla soluklaş oldu, Nevruzun Cem kadehi de gönülleri neşelendirse ne var ki) Beyiti ile baharı kutlamıştır.
Karlı soğuk geçen Nevruz hakkında: “Böyle kışın böyle olur Nevruzu…” Atasözü söylenir. Aynı zamanda başlangıcı kötü olan bir işin sonu, sonucu kötü çıkınca da bu Atasözü söylenegelmiştir.
Nevruz Türk musikisinde de kendisine çok önemli bir yer seçmiştir. Bazen bu makamlar hafif besteler olmuş, bazen de aksak ve yürük semailer ile şarkı besteleri olmuştur. Ama günümüzde bir çoğunun sadece adı kalmış olup kendisi kullanılmayan makamlar olarak süregelmiştir. Bunlardan birkaç örneği şöyle sıralayabiliriz:
1- Nevruz-ı Acem
2- Nevruz-ı Arap
3- Nevruz-ı Bayati
4- Nevruz-ı Hicaz
5- Nevruz-ı Hüseyni
6- Nevruz-ı Sultani
7- Nevruz-ı Rast
8- Nevruz Bezek
9- Nevruz-ı Uşşak
10- Nevruz Saba
Görülüyor ki Nevruz tabiatta birçok çiçeğin adı olmuş, aynı zamanda inanç kaynaklı insan ismi olmuş, edebiyatta ve musikide kendisine yer edinebilmiş bir bayramdır.Bu bayramı kutlayan toplulukların kültürleri ile içli dışlı hale gelmiştir.Kim Nevruzu, bayram olarak kutlamışsa ,Nevruzun getirdiği bolluk ve bereketten faydalanmıştır. Kim de Nevruzu istismar etmişse onun bolluk, bereket ve şenliğinden faydalanma fırsatını elinden kaçırarak, mensup olduğu topluma da kötülük yapmıştır.
Bunu takip eden yazımızda ise “Iğdır’daki Nevruz Bayramı Adetleri” anlatılacaktır.