1747 yılından itibaren Azerbaycan coğrafyasındaki Azerbaycan Türkleri, hanlıklara ayrıldılar. Bu hanlıklar, kendi içlerinde bağımsız hareket ettikleri gibi, merkezi otorite olarak Kaçar Devleti’ne bağlıydılar.
Rusya İmparatorluğu ise yayılmacı ve emperyalist bir politika izleyerek, Azerbaycan’daki siyasi birliğin olmamasını fırsat bildi ve Güney Azerbaycan’a saldırdı. Kaçar Devleti ile yapılan çetin savaşlar sonucunda 1813 yılında Gülistan Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile Talış, Şirvan, Kuba, Bakü, Gence, Karabağ ve Şeki hanlıkları Rusya’ya katıldı. İran ise Doğu Gürcistan, Kazak ve Şemseddil sultanlıkları ile Dağıstan üzerindeki hak iddialarından vazgeçti. Revan (İrevan) ve Nahçivan hanlıkları İran hâkimiyetinde kalmaya devam etti. Ayrıca Hazar Denizi’nde donanma bulundurma hakkı yalnızca Rusya’ya verildi. Rus tüccarlar ise İran’da iç gümrük vergilerinden muaf tutuldu.
Rus ilerlemesi bununla da sınırlı kalmadı. Yapılan yeni ve zorlu savaşlar sonucu Kaçarlar mağlup edildi ve 1828 yılında Türkmençay Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile Azerbaycan’ın en stratejik ve güçlü iki hanlığı olan İrevan ve Nahçivan, Rusya’nın işgaline geçti. Böylece Azerbaycan, Kuzey Azerbaycan ve Güney Azerbaycan olmak üzere ikiye ayrıldı. Araz Nehri’nin kuzeyi, güneydeki Iğdır ili de dahil olmak üzere, Rusya İmparatorluğu’na geçti. Güneyde kalan hanlıklar ise Kaçar Devleti’ne bağlı kaldı.
Ruslar, İrevan ve Nahçivan hanlıklarını birleştirerek Erivan Vilayeti‘ni kurdular. Azerbaycan Türklerini asimile etmek için onlara “Tatar” adını verdiler. Resmî dili Rusça yaptılar; Türkleri ve Müslümanları askerlikten ve memuriyetten men ettiler. Baskıları artırarak, bölgede yaşayan Türk ve Müslümanları zorla göçe zorladılar. Kadim Türk yurdu olan Batı Azerbaycan başta olmak üzere Osmanlı ve İran’dan getirilen Ermeni göçmenleri bu topraklara yerleştirdiler. Böylece, bugünkü Ermenistan’ın temellerini attılar ve Ermeni Devleti’ni kurdular.
1917 Ekim Devrimi sonrasında Ruslar geçici olarak bölgeden çekildiler. Ancak 1905 ve 1918 yıllarında yaşanan Ermeni mezalimlerinin sorumlusu yine Ruslardı. Azerbaycan 1918 yılında bağımsızlığını ilan etti. Fakat bu bağımsızlık sadece iki yıl sürdü. 1920 yılında Sovyetler Birliği, Azerbaycan’ı işgal etti. Azerbaycan, 71 yıl boyunca Sovyet işgali altında kaldı. Bu süreçte Azerbaycan’ın zengin yer altı ve yer üstü kaynakları sistematik olarak sömürüldü.
Rusya’nın desteğiyle, yalnızca 9000 km²’lik bir alanda şarta bağlı olarak kurulan Ermenistan, başta Doğu Zengezur olmak üzere Azerbaycan topraklarını işgal ederek üç kat genişledi. Batı Azerbaycan toprakları da Ermenistan’ın işgali altına girdi. Azerbaycan’ın Nahçıvan ile Anadolu arasındaki kara bağlantısı kesildi. Yaşanan baskılar, zulümler ve soykırımlar sonucunda Azerbaycan Türkleri kitleler halinde göçe zorlandı. Bir zamanlar Ermenistan topraklarının %83’ü Türk ve Müslümanlardan oluşuyordu. Bugün bu oran sıfıra inmiştir. Türk’e ait hiçbir iz bırakılmamış, tarihî ve kültürel eserler yok edilmiş, yer ve bölge adları değiştirilmiştir. Bu topraklarda yaşamış olan 2,5 milyon Azerbaycan Türkü; Türkiye, Azerbaycan ve İran’a göç etmek zorunda kalmıştır.
1991 yılında Sovyetler Birliği dağıldığında, Azerbaycan yeniden bağımsızlığını kazandı. Ancak Rusya İmparatorluğu’nun izlediği emperyalist siyaset, önce Sovyetler Birliği, ardından Rusya Federasyonu tarafından sürdürüldü. Azerbaycan’ın içinde bulunduğu zor durumdan faydalanan Rusya, Ermenilere açıkça destek verdi. Karabağ Savaşı, Hocalı Soykırımı, Azerbaycan topraklarının %20’sinin işgali, binlerce Azerbaycan Türkünün ölümü, sakat kalması ve bir milyon mültecinin ortaya çıkması bu politikaların doğrudan sonucudur. İşgal edilen topraklar 30 yıl boyunca sömürüldü.
Azerbaycan topraklarının ikiye ayrılması ve altı farklı devlet tarafından paylaşılması sürecinde; 1905, 1918, 1988 ve 1994 yıllarında yaşanan o korkunç soykırımların, göçlerin, baskıların en büyük sorumlusu Rusya’dır. 1813 Gülistan Antlaşması’ndan 2020 yılında kazanılan 44 günlük zafere kadar geçen 207 yıl, Azerbaycan Türkleri için zulüm, baskı, soykırım ve göçlerle dolu bir tarih olmuştur. Bugün dünyada yaşayan 55 milyon Azerbaycan Türkünün 45 milyonu hâlâ esaret altındadır. Kadim Türk yurdu olan Batı Azerbaycan – yani İrevan Hanlığı toprakları – üzerinde bugün Ermenistan devleti kurulmuştur. 400 bin km² büyüklüğündeki Azerbaycan Türk yurdu, altı devlet tarafından pay edilmiştir.
Sonuç olarak; Azerbaycan Türklerinin 1813 yılından bu yana 212 yıldır yaşadığı tüm bu zulüm, baskı, soykırım ve sürgünlerin birincil sorumlusu, Rusya İmparatorluğu’dur. Onun hamisi ve devamı olan Sovyetler Birliği ile bugünkü Rusya Federasyonu da bu tarihî sorumluluğu taşımaktadır. Rusya, Azerbaycan Türklerinden ve Azerbaycan devletinden açıkça özür dilemeli ve geçmişte sebep olduğu tüm olayların tarihî sorumluluğunu kabul etmelidir.
Türk dünyasının ve Azerbaycan Türklerinin en büyük tarihî düşmanı, şüphesiz ki Rusya’dır.
Bütün şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anarken, sözlerimi bir Azerbaycan şiiriyle tamamlamak istiyorum:
Eşitsin sözümü bütün dünyalar,
Arslan yaranmışam, Arslan oğluyam.
Atam igid, babam igid, mən igid,
Döyüşdən çıxmışam, meydan oğluyam.
Durmaz döşümdə əcdəbi qanlar,
Önümdə diz çökər çoxlu yaltaqlar.
Atadan, anadan olan oğullar
Deməsin: “İnsandan insan oğluyam!”
Özüm Türkem, atam Türkdür, anam Türk,
Mən Türk yaranmışam, Azərbaycan oğluyam!