Merhaba ey rahmet ayı Ramazan
Seni haber verdi bize Kur’an.
Evveli rahmettir kula
Girelim sıdk ile yola
Hulus ile makbul ola
Ta ki dua makbul ola
Ramazan-nameden
Ramazan: ( Arapça, ramaz şiddetli sıcak olmak, yakmaktan ramazan) Ramazan, kameri ayların, şaban ve şevval arasında kalan ve devamı boyunca oruç tutulan dokuzuncu aydır..
Türkçede kullandığımız “oruç” kelimesi ise Farsçadır.
Hoş geldin ey Ramazan ayı! Seni bu ümmet olarak bin dört yüz yıldır (on dört asırdır) selamlamışız, rahmet ayı bitince de bayram sevinciyle uğurlamışızdır. Sen, müminlerin gönüllerinin sultanısın! Sen on bir ayın sultanısın! Senin sultanın ise Kadir gecesidir. Seni asla zahmet, eziyet ve sıkıntı saymamışız.
Sen bize Rabbimizin hediyesisin. Kur’an ve Yüce Peygamberimiz vasıtasıyla :
“Ey iman edenler, oruç size farz olundu. Nasıl ki sizden öncekilere de farz olunmuştu. Ta ki korunasınız” Sen bize Yüce Peygamberimizin emanetisin onun için sana asla ihanet edemeyiz. Bu ibadeti yerine getiremeyenlerimiz ya çok yaşlıdır, ya rüşte ermemiştir ya da yolcudur. Kısaca orucu eda edemeyenler Rabbimin belki de ruhsat verdikleridir. Nitekim Hazreti Muhammet (SAS) şöyle buyurmuştur:
“Her şey için bir zekat vardır. Vücudun zekatı da oruçtur. Oruç, sabrın yarısıdır. Oruç, en riyasız ibadettir. Oruç, kötülüklere kalkandır.”
Ayrıca Peygamberimizin torunu imam-ı Zeynelabidin, “Sahife-i Seccadiyesinde:”
“İhsan yollarından biri olarak oruç ayı, teslimiyet ayı, temizlenme ayı, arınma ayı ve ibadet ayı olan Ramazanı bize lütfeden Allah’a Hamdolsun. Bu ayın diğer aylara olan üstünlüğü ondaki çokça ilahi yasaklar ve herkesçe bilinen faziletlerden ileri gelir. Öneminden dolayı Allah başka aylarda helal kıldığı bazı şeyleri onda haram kılmış… Yeme içme vb. yasaklar. Bu aya yıl içinde bir vakit belirlemiş… Sonra onun gecelerinden birini bin ayın gecelerinden üstün kılmış ve ona Kadir gecesi adı vermiş olan Rabbime şükürler olsun.”
Ey Ramazan ayı! Sen nefsimizin test edildiği sınav ayısın. Sen, nefisler geçidisin. Sen, zengin, yoksul hepimize senenin hep değişik aylarında ve değişik mevsimlerinde açlık, susuzluk, mahrumiyet nedir, yaşatarak anlatırsın. Bizlere yemekten, içmekten ve dünya zevklerinden daha üstün amaçlarımız olduğunu da hatırlatırsın. Sen, bizim çılgın yaşantılarımıza dur demenin de sigortasısın. Merhamet seninle gelir. Bize insan olmanın marifetini söylersin. Sen, şölen, şenlik, hayır, bereket ayısın. Sen, en bencil olanlarımızı düşündüren, tefekküre davet edensin. Yoksul evimiz senin sayende çeşitli nimetlerle donanmıştır. Çocukluğumda ki yer soframızı veya sini soframızı, iftar sevincimizi, sahur mızıkcılığımızı, çocukluğumuzun tekne orucunu bize hep tahattur ettiriyorsun.
Oruç, yeryüzündeki tüm Müslümanların bir arada aynı duyguları paylaştıkları beraberlik ayıdır. Bu mübarek ay, vücutça, ruhça ve fikirce arınmak ayıdır.
Allah(CC.) Kur’an’ın Bakara suresi 187. ayetinde: “…Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin için. Sonra da geceye kadar orucu tam tutun…” Demektedir. Yüce Peygamberimizin şu hadisi üzerinde çok durmalıyız:
“Oruç sadece yemekten, içmekten ve bazı yasaklardan uzak durmak değildir. Oruç, faydasız laftan, boş vakit geçirmekten, kötü söz söylemekten de sakınmaktır. Eğer biri sana söver veya cahilce bir davranış yaparsa : - Ben oruçluyum de, Allaha sığın.”
Demek ki biz, dilimizle, kulağımızla, ağzımızla, gözümüzle… Bütün duyu organlarımızla oruç tutmalıyız. Bu ay, Kur’an- ı Kerimin de en çok okunduğu bir aydır. Maalesef bizde, Kur’an, çok okunup, üzerinde az düşünülen veya hiç düşünülmeyen, sadece ses ve teganniye önem verilen bir kitap olmuştur. Bu ay Kur’an’ı, çok düşünerek okumalıyz. Merhum büyük şair Mehmet Akif ERSOY da bundan rahatsız olmuş ki aynen şöyle seslenmiştir:
Ya nazmı cedidin bakarız yaprağına
Yahut üfler geçeriz bir ölünün toprağına
İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin
,Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için
Bizler de unutmayalım ki asrımız düşünce ve bilgi asrıdır. Her şeyi önce anlayıp sonra yapmalıyız. Onun için düşünmek, fikretmek, akletmek Kur’an da sıkça tavsiye ediliyor.
Müslümanlık aynı zamanda ilim, fazilet, sevgi ve Allahın ahlakıyla ahlaklanmaktır. Müslüman batıl inançlardan, boş sözlerden uzak olmalıdır.
Dünyada ki bunca Müslüman’ı aynı görüş, aynı düşünceyle ve aynı zamanda birbirine yaklaştıran, mübarek aya girmiş bulunuyoruz. Milyarlarca oruçlu, aynı Allah’a, aynı kitaba, aynı Peygambere, aynı Kıbleye yönelerek aynı dualarla bu ibadette birleşiyorlar. Bu aynıların sayısını daha da çoğaltabiliriz. Bu beraberlikler, bu tevhide çağırışlar çok büyük bir güçtür. Yeter ki düşünen akıllar bunun gereğini yapsınlar.
Müminin tuttuğu orucun kemal derecesine ulaşması için harama yaklaşmaması, çirkinliklerden uzaklaşması, kendisine yapılan fenalıklara bile tahammül etmesidir.
“Kim yalan söylemeyi, onunla iş yapmayı terk etmezse, Allah’ın, onun yeme ve içmeyi terk etmesine ihtiyacı yoktur.
Ramazan, aynı zamanda fakirlerimizi mutlaka gözetleme ayıdır. Oruçlu olsun olmasın mutlaka iftar soframızı bir imkansızla paylaşmalıyız. “Nice oruç tutanlar vardır ki tuttukları oruçtan görecekleri fayda aç ve susuz kalmaktan ibarettir. Hadisini asla unutmamalıyız. Bu ay, bol bağışlama, çokça infak etme, zekat ve fitre verme ayıdır.
Umarız ve bekleriz ki bu ayda Yücelerin yücesi olan Rabbimiz, insanlığa, Müslümanlara, ülkemize ve Iğdır’ımıza Rahmetini esirgemez.