Çocukluğumuzda, öğrencilik yıllarımızda, hepimiz için çok değerli olan IĞDIR’IN KURTULUŞU etkinliklerimizi, yapılan şenlikleri …
O günleri yaşayanlarla birlikte hatırlamak,unuttuklarımızı hatırlatmak ve genç nesillerimizin bir nebze olsun meraklarını gidermek niyetiyle çıktığımız, o güzel günlere yolculuğumuz başlarken hepinizi sevgi ile selamlıyorum .
IĞDIR’IN KURTULUŞ BAYRAMI
Bizim çocukluğumuzda KASIM ayının 12 si , IĞDIRIN KURTULUŞ günü olarak kutlanıyordu.
Okullardaki Iğdırın kurtuluşu bayramı hazırlıkları günlerce önceden başlardı.
Diğer bayramlarımızda olduğu gibi,konuşmalar hazırlanır, yapılacak etkinlikler planlanır ve öğrenciler görevlendirilerek bayrama en güzel şekilde hazırlanırdı.
Herkes üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapabilmek için,heyecanla ve seve seve bütün gücüyle çalışırdı.
Diğer milli bayramlarımızda olan bütün etkinler IĞDIR’IN KURTULUŞUNDA da yapılıyordu.
Bu etkinliklerin dışında IĞDIRA özel
bazı şenlikler ve etkinlikler de büyük bir fedakarlıkla planlanarak hayata geçirilirdi.
Şimdi hatırladığım kadarıyla bu güzel etkinliklerden bahs ederek anılarımızı yenilemeğe çalışacağım.
Diğer milli bayramlarımızdaki IĞDIR dışından gelen Askeri bando takımı yerine, IĞDIR’IN KURTULUŞUNDA, Belediyenin organize ettiğini tahmin ettiğim müzik ziyafeti hazırlanırdı.
Genellikle İydirmavalı ESGO Emi ve arkadaşları, davul zurna eşliğinde yöresel müzikler çalarak törene neşe üstüne neşe katarlardı.
Yaşlı genç, çoluk , çocuk her kesin yoğun ilgi gösterdiği bu müzik ziyafeti eski belediyenin önünde verilir ve bayramdan bir gün önce şenlik başlardı.
Öyle ki müziğin ritmine kendini kaptıran kaptıranaydı.
Halay ( YALLI) çekenler, oynayanlar, yöresel türküler söyleyenler…
Bayram günü resmî törenler- kutlamalar bittikten sonra ESGO EMİ ve arkadaşları tekrar çalmaya boşlar, akşama kadar müzik ziyafetine devam ederlerdi.
Bayram sabahı hazırlanan çelenklerden bir kısmı, hatırladığım kadarıyla eski belediye binasının yanındaki parkta bulunan ATATÜRK BÜSTÜNE bırakılır saygı duruşundan sonra geriye dönülürdü.
Tören yeri her milli bayramlarımızda olduğu gibi Adliye binasının önüne kurulurdu.
Iğdır halkı kadın erkek çoluk çocuk sabahın erken saatlerinde guruplar halinde gelir, törenin yapılacağı alanda yerlerini alırlardı.
Ayrıca köylerimizden, bayramı izlemek için gelenlerin sayıları da oldukça fazlaydı.
Herkes büyük bir sevinç ve heyecanla törenin başlamasını beklerlerdi.
Tören başlamadan önce protokol gelip yerlerini alırlardı.
KAYMAKAM, BELEDİYE BAŞKANI ve bir KOMUTAN arabayla geçerek halkı selamlar, bayramlarını kutladıktan sonra tören alanına dönüp yerlerini alırlardı.
Tören İSTİKLAL MARŞIMIZ ve saygı duruşuyla başlardı.
Sonra günün anlamını belirten konuşmalar yapılır, şiirler okunurdu.
Askerler ve bazı gönüllüler yerel halkı temsilen Iğdırın kurtuluşunu temsili olarak canlandırırlardı.( Kuru sıkı silah kullanılırdı, biz çocuklar gerçek sanıp çok korkardık).
Sonra geçit töreni başladı.
Diğer milli bayramlarımızın aksine IĞDIRIN KURTULUŞUNDA önce Iğdır esnaflarının hazırladıkları etkinliklerin bulundukları gruplar geçerdi.
Şimdi IĞDIR ESNAFININ geçit töreni için hazırladıkları etkinliklerden bahsetmek istiyorum.
Iğdır esnafı meslek guruplarına göre toplanır ve temsilciler seçerlerdi. Seçilen temsilciler kendi aralarında tekrar toplanır( Tam emin değilim ama bu etkinliği belediyenin veye ticaret odasının organize ettiğini tahmin ediyorum ) geçit töreninde neler yapabileceklerini kararlaştırırdı.
Sonra yapılabilecek şeyler hesaplanır ve bir masraf listesi çıkarılırdı.
Esnaflar,Ticaret odasına kayıtlı olduklarından katılımcı sayısı belliydi, bu da karışıklığa meydan vermezdi.
O sayıya göre masraflar bölünür ve herkes kendi payına düşen parsayı bu işleri organize edenlere ödeyerek masrafları karşılarlardı.
Meslek guruplarının çokluğuna göre araba veya traktörler kiralanırdı.
Bayram günü sabahın erken saatlerinde veya bir gün önceden kiralanan arabalar, bayram geçidine hazır hale getirilirdi.
Mesala BERBERleri temsil edecek arabanın içine, ayna, berber koltuğu…. Berber dükkanında olabilecekler konur, temsilen bir veya bir kaç kişi konan berber koltuğuna oturur ve berber de traş eder gibi geçit törenine törene katılırdı.
Aynı şekilde KASAPLAR, LOKANTACILAR, MANİFATURACILAR, BAKKAL VE MANAVLAR….. kısacası bütün meslekler ( Esnaf)kiraladıkları arabanın büyüklüğüne göre dükkanlarındakilerden yerleştirerek temsili bir dükkan oluştururlardı.
MESELA
KAHVECİLER, kahvelerini temsilen, semaver kurar, demlik, bardak yerleştirir ve çay satar gibi yaparlardı, arabadaki garson;
- Dört çay yap, birisi açığ olsun!
- KANTEL emiye demli bir çay!
- ABAS GULU emiye güllü bir çay!diye bağırarak geçerlerdi.
KASAPLAR etleri çengelle hazırladıkları yerlere asarak, göstermelik olarak kasap dükkanında et satışını temsil ederlerdi.
LOKANTACILAR TEMSİLEN yemek hazırlayıp ,masaya koyar, ayrıca arabaya yerleştirdikleri tezgaha tencere tabak gibi ihtiyaçları özenle dizerlerdi.
Garson kıyafeti giymiş bir görevli, -Buyurun buyurun kuru fasülye pilav!
- Hacı emiye bir maça bozbaş, salata da olsun!… gibi lokantada olabilecekleri canlandırırlardı.
TERZİLER Traktöre dikiş makinası koyar, yaptıkları elbiseleri traktörün kenarına asar, ölçü alır veya dikiş diker, gibi geçit törenine katılırlardı.
MANİFATURACILAR top kumaşları tahta metrelerle ölçer gibi;
-Yeni Pazenler geldi, metresi üç lere.
- Gözel gedifeler,ipehler var!….
diye bağırır, kumaş satar gibi yaparak geçidi tamamlarlardı.
BAKKAL ve MANAVLAR arabalarına temsilen hazırladıkları meyve ve sebzelerini,
- Reçellik patlıcana gel! Elmaya gel !
- Payız armudu var!
- Payız alması geldiii!
Diye bağırıp dükkanlarındaki satışları canlandırarak geçit törenine iştirak ederlerdi.
Her meslek gurubu bulundukları arabalarının önüne, mesleklerinin ismini yazdıkları bez veya kartonlar asarak yaptıkları işi tanıtırlardı.
Bu meslek gurupları temsilcileri geçtikten sonra da bazı köylerimizi temsilen aynı şekilde,
Köylülerimiz traktör ve yaylı arabasına yükledikleri ürünlerini ve aynı şekilde bez veya kartonlar üzerine bulundukları köyün isimini yazarak arabanın önüne asar, böylece geçit törenine katılıp, köylerini ve ürünlerini tanıtırlardı.
Mesala ALGEMERDEN, YAYCIDAN kelem( lahana )
HAKVEYİSTEN soğan..
Bazı köylerimiz PAMUK,ŞEKER PANCARI gibi değişik ürünleri de arabalarına koyarak köylerini temsilen geçerlerdi.
NECEFALİ VE GADIKIŞLAK arabaya yerleştirdikleri düzenekler üzerine salkım salkım astıkları ÜZÜMLERİ satar gibi geçerlerdi.
MELEKLİ KÖYÜMÜZ Sarı karpuz, sarı kavun ( SİNEYVAZ) ve bazı ürünleri arabalarına koyarak geçitte teşhir ederlerdi.
Daha sonra, AT sahibi olan bazı kişiler binicilerin giydikleri özel pantolonlardan ve diz altına kadar uzanan özel çizmelerden giyer, ellerinde özel at kırbacı, bazıları ise günlük kıyafetleriyle at üzerinde geçit törenine katılırlardı.
Burada cereyan eden bir olayı aktarmadan geçemeyeceğim.
IĞDIR’IN KURTULUŞUNU kutladığımız BAYRAMIMIZDAN birinde atlarının üzerinde törene katılan bir gurup, protokolün bulunduğu yere yaklaşık 50 metre mesafede birden bire atlarını hızlandırarak yarışmaya başladılar.
Adliye binasının önüne geldiklerinde, yerdeki parke taşlarda ayağı kayan bir at tökezledi ve arkadan gelen bir gurup at da öndekilere takılarak tökezlemeye başladılar, neyse ki en arkadakiler zamanında bu olayı fark edip yavaşlayarak bir felaketin önüne geçtiler.
Sonra şoku atlatan yerdeki biniciler, toparlanarak ayağa kalkıp,
atlarına binerek tören alnından ayrıldılar.( Duyduğum kadarıyla bu olaydan sonra at binicileri bir daha geçit törenine katılmamışlar )
Hatırladığım kadarıyla IĞDIRIN futbol takımı da yeşil beyaz formasıyla geçit törenine katılırdı.
Daha sonra okullarda bando takımları eşliğinde diğer MİLLİ bayramlarımızdaki nizam ve intizamla geçit törenine başlarlardı.
Önde bayrağı ve sancağı taşıyan görevlendirilmiş öğrenciler, arkasında ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜMÜZÜN portresi ve çelenk taşıyanlar;
onları okul müdürü veye bir öğretmen eşliğinde yürüyen öğrenciler, önceden belirlenmiş okul sırasına göre geçit törenine başlanırdı.
Adliye binasını geçtikten sonra lise yoluna dönülür ve lisenin önünden geçilerek MELEKLİ CADDESİNE çıkılır aynı intizamla askeri lojmanlara doğru yürünürdü.
Askeri lojmanları geçtikten sonra ŞEHİT MEHMET ÇAVUŞ anıtına varılırdı.
ŞEHİT MEHMET ÇAVUŞUN anıtına okulların getirdikleri çelenkler konup saygı duruşunda bulunduktan sonra, günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapılır, şiirler okunurdu.
Daha sonra genellikle öğrenciler öğretmenleriyle birlikte okula döner oradan da evlerimize giderdik.
Bütün bayramlarda bir gün tatil verilirdi, Iğdır’ın kurtuluşunda verilmezdi, tabii ki bu durumdan biz öğrenciler memnun değildik.
IĞDIR’IN KURTULUŞU BAYRAMIMIZI hatırlama ve hatırlatma yazımın sonuna geldik.
Elimden geldiği, dilimin döndüğü kadarıyla kağıda döktüğüm bu yazımla inşallah sizleri sıkmadım? Unuttuklarım, yada atladığım kısımlar olduysa beni bağışlayın.
IĞDIR’IN KURTULUŞU BAYRAMINIZI
bütün kalbimle kutluyor, bütün ömrünüzün bayram güzelliklerinde olması dileklerimle sevgiler gönderiyorum.