Bizim tabirimizle ‘PAYIZ’A’ dair.
Havada hafif bir rüzgar olmasına rağmen hava oldukça sıcak.
Sıcak havayı fırsat bilen herkes, elinden geldiği kadar kendince bir uğraş, bir çaba içindedir.
Aynı şekilde Sonbaharın ayak sesleri evlerde yapılan kış hazırlıklarıyla da kendini belli ettirmektedir.
Kimi turşularını tamamlayıp kilere kaldırma telaşında.
Yapılan patlıcan reçelinin ( Garabadımcan mürebbesi) en incelerinden seçip gurbettekilerinin paylarının ayrılması, kavanozlara doldurulurken, yüreği kaplayan hüzün ve gözlerden süzülmesine engel olunmayan damlalar…
Hele bir de ananın evlada, bacının gardaşa, bacıya ….. olan hasretiyse …
Kimi kışlık yakacaklarını, sobasını, kontrol edip noksanlarını tamamlamak çabasında.
Bozulan bostanlardan arta kalan kavun karpuz.. vs evlere taşınıp, konu komşu da gözetilerek ( Ayrılan payların dışındakileri ) kilere yerleştirme telaşında.
( Kiler: Dam, evdamı da deniyordu)
Tabiiki samanlıkta saklanan çile karpuzlarını, unun içinde saklanan şamamaları da unutmamak lazım.
Bütün bu yapılanlar yorucu olsa da hiç şikayet etmeden, çoğunu yardımlaşarak büyük bir zevk ve heyecanla yapılıyor.
Bu hazırlıklarla beraber kurulan hayaller, canlanan hatıralar, yapılan planlar, umutla beklenen yürektekiler …
Heyecanın umudun yanında ara ara yüreği kaplayan hüzünler …
Ayrılıklar, yolu gözlenenler, bir daha dönmemek üzere gidenler.
Herkesi ayrı bir etkiliyor, sonbahar, bizim
değişimizle “PAYIZ “
Burada tek etkilenmeyen çocuklar.
Havaların iyi gitmesini fırsat bilerek gönüllerince o günlerin tadını çıkarmaya çalışıyor, koşuyor, gülüyor, eğleniyorlar.
Onların sıkıntılarında oynadıkları oyunları kazanma çabası; evlerde olanlardan da paylarını alıp az çok etkilenseler de önemli olan o günkü oyunu kazanmak.
Mahallede toplanan çocuklar o zamanlar çok rövanşta olan topaç çeviriyorlar.
Bizim deyimimizle “hol “
yarıştırıyorlar.
Ortaya kocaman bir daire çizilmiş herkes birer tane holunu ( topaç) dairenin içine bırakmış.
Vuracakları hollarına da ipi sarmış vurmayı bekliyorlar.
Hollarının ucunu sivriltmiş, isabetli vurmak için heyecanlanan Kazım ve Salih, kimin başlayacağı konusunda kavga etme derecesinde tartışmaya başlamışlar.
Onları destekleyen arkadaşları, dışarıdan yaptıkları tezahüratlarla “Kazım”…. “Salih” … diye, tempo tutuyorlar.
Kazım ve Salih ise birbirlerinin üzerine yürüyerek kavga etmek üzereler.
- Cığazdığ eleme, sıra mendedi.
- Oğlum sıra mendedi, sen cığazlığ eliyirsen.
- Men gazzanırım diye paxıllığın tutur.
- Paxıl sensen.
(Paxıl: Başkasının yükselmesini, başarısını, kazanmasını istemeyen kimse. )
Uzaktan çocukları izleyen Bayram dayı, kavga edeceklerini anlayınca yanlarına yaklaşır;
- Ede gırışmallar hol oynuyursuyuz?
- Salih cığazlığ eliyir, sıra mendedi.
- Sen cığazdığ eliyirsen, sıra mendedi.
(Cığaz: Oyunda hille yapan, oyun bozan. )
Öbürü çocuklar da iki bölme ayrılır; Salih’i tutanlar, Kazım’ı tutanlar.
Her taraftan bir ses yükselir.
Amaçları Bayram dayıya kendi taraflarının haklı olduklarını kanıtlamak.
Aranın karışacağını anlayan Bayram dayı;
- Gelin görüm, Bayram dayıyızın xetirine, bu sefer ‘püşk’ atın, püşkü kim gazzansa o başlasın, ne deyirsiyiz?
- Elese püşkü sen at.
- Gözüm üste, ataram.
Sonra Bayram dayı cebinden bozuk para çıkarmaya uğraşırken, kenarda duran Muhsin’in;
- Bayram dayı, ‘Püşk’ nedi ? Diye sorduğu soruyla geriye döner.
- Yaxına gel görümü barabar püşk atağ örgen!
Cebinden çıkardığı 50 kuruşu göstererek
“ Baxın bu paranın bir üzünde yazı var, obürü üzünde resim var.
İndi bu parayı atacam soyra tutacam; yazı terefi gelse Salih başlayacağ, resim terefi gelse Kazım başlıyacağ.
- Ne deyirsiyiz ? Gabul eliyirsiyiiiz?
- Tamam, gabul eliyirih.
- Muhsin can gel görüm, paranı atıp tutacam, sen bax görüm, hansı teref geleceh.
Bayram dayı parayı yukarıya atıp tekrar diğer eliyle tutar ve avucunu kapatarak, Muhsinin eline bakmasını ister.
- Bala can bax görüm, ne çıxdı ?
- Yazı çıxdı.
- Hammıyız baxın, yazı çıxdı, oyuna Salih başlayacağ.
Böylece Bayram dayı çocuklar arasındaki huzursuzluğu gidermenin mutluluğuyla evinin yolunu tutmak ister.
Fakat Muhsin’in soruları daha bitmemiştir;
- Başga ne zaman püşg atılar ?
- Gurup oyunu oynayanda, hansı teref başlasın die, püşg atılar.
- Ekinleri bölende püşg atılar, evde iş bölümü yapanda püşg atılar….
- Gurban bayramında etin bölünmesinde püşk atılar.
Haxsızlığ olmasın diye püşg atılar ki; heç kesin hakgı birbirine geçmesin.
Futbolçular da püşg atıllar, taxımlar ona göre oynuyurlar “ Kura çekme”.
Bayram dayıyı eve misafir geleceği için öteberi almak için çarşıya gönderen, eşi
Fatmazer hanım, geciktiğini görünce kapıya bakmak için çıktığında uzaktan Bayram dayının çocukların yanında durduğunu görünce söylene söylene yaklaşır.
- Ay kişi gözümün kökü saraldı, be harda galdın? Bilirsen gonağ gelecek, metel metel seni gözdüyürem.
- Gelirdim da, uşaxlarnan birez söhbet eledim.
Oradan Salih söze karışır;
- Bayram dayı bize püşg atmayı örgetti.
- Yaxçı eliyip, menim de püşgüme Bayram dayıyız tüşüp da.
- Sekgeli ağarıp, xırda uşaxlarnan püşg atır, mende metel metel evde onu gözdüyürem.
- Ay xanım herstenme, sen goççağsan, gonaxlar gelene geder, her şeyi yoluna goyarsan.
- Tüş gabağa gedek, birez zirih zirih yeri da, elebilki ayağıyın altında garışga galıp, arxeyinsen vesselam.
- Ay xanım xanım, sen menim canım ….
- Ay kişi sen de menim canımsan, tez yeri!
(Ziring: Hızlı, hızlı )!
Böylece, işi şakaya vurarak, kırıcı olmadan evlerine varırlar.
Her zaman olduğu gibi Fatmezer xala bacısı Gelmzerin de yardımıyla, yemeklerini hazırlar ve misafirlerini gönlünce ağırlar.
Akşam günün yorgunluğunu atmak için çaylarını yudumlarken kendi çocukluklarını yad etmekten, o günlere dair anılarını tazelemekten de geri kalmazlar.
Değerli dostlar, bu konuda atasözümüz de var.
Sözüm meclisten dışarı;
“Xaxa tüşür aftafa leyen gelem gaş, bize tüşür sarımsax döyen keçel baş. “
Değerli dostlar; atışmalarınız şakadan, paylaşımlarımız güzelliklerden olsun.
Muhabbetleriniz bol, sevgileriniz sonsuz olsun.
Sevgiler ve sayılar gönderiyorum can yüreklerinize.