Doğu Türkistan’da ki zulüm bitmeli!
Doğu Türkistan’da ki soydaşlarımızı yalnız bırakacak kadar kansız değiliz. Damarlarında Türk kanı taşıyan hiç bir Türk bu zulme duyarsız kalmamalıdır ve kalmayacaktır da.
Karabağ savaşından sonra kazanılan zaferle gelen sosyoekonomik reformlar yeniden gözden geçirilirken, ipek yolundan pay sağlayacak ülkeler yavaş yavaş belirleniyor. Yeni dünya düzeni kuruluyor ve büyük balık küçük balığı yer lafı kulaklarda yeniden küpe olmaya başladı.
Çin Devleti bu ticaret yolundan pay almayı düşünüyorsa, kanlı ellerini Doğu Türkistan'da ki Türk soydaşlarımızdan çekmeli, hatta bugüne kadar yaptıkları zulümler için bir bedel ödemelidir. Bu bedelin boyutları da yine Doğu Türkistan’da ki Uygur Türklerinin refah ve huzur içinde yaşamasının sağlanması gibi adil bir yolda belirlenecektir.
Tüm Türkler birgün birleşip Çin seddini yıkıp resmi Pekin’in tarihi korkularını gündeme taşımak için uğraşacaklar yoksa,
insan haklarının ve dünya basınının olmadığı sadece isim olarak litaretürde yer kapladığını, gerek Batı Azerbaycan’daki soykırımlarda, gerek Karabağ savaşı’nda, gerekse de Doğu Türkistan'da görüp tanık olduk. Bu zulümler insana yapılan fiziksel ve ruhsal anlamda ciddi boyutlu suçlardır.
Dünya gözünü açıp bu soykırımlara dur demeli.
Çıkar için değil, adalet için SUSMAMALI...
Toplama kamplarındaki kardeşlerimiz, zindanlardaki kardeşlerimiz bir an önce serbest bırakılmalı, onlara yapılan baskılar sona ermelidir. Ancak böyle kapanabilir.
Nerde bir Türk varsa ve zulüm görüyorsa, orası bizim kanayan yaramızdır. Ve asla da kaysak tutmaz. Bu böyle biline…