Iğdır ili Karakoyunlu ilçesindeki ovalık ve dağlık bölgelerde bir takım doğal otlar bitkiler vardır. Bunların çoğu özellikle ilkbahar’da doğal olarak yetişir bir çok sağlığa faydaları olduğu görülmüştür. Bınlardan bir kısmı taze ve doğal tüketildiği gibi, pişirilerek de tüketilirdi. Yüz yılların geleneksel tecrübeleri ve atalarımızın bize kalan miraslardır. Unutulmaya yüz tutulan bu miraslardan bahsetmek istiyorum.
1-ÇOBAN KİRPİSİ : Eskiden kirpi toplamak için Kaçardoğanşalı köyünde insanlar Gobular denilen mevki ile Kireye giderlerdi. Yaban yetişen çok lezzetli bir pencer ottur. Suda kaynatılıp sıkılıp tuzlanarak yendiği gibi yağda kızartıp yumurta ile de pişirilirdi. Iğdır pazarda satılırken de gördüm. Deyişik bir tat ve aroması var. Katığ aşına da katılarak tüketilirdi.
2-SALMANCA : Salmanca ilkbaharda doğal yetişen çok lezzetli bir pencerdir. Salmanca toplanıp, ayıklanıp,yıkandıktan sonra kaynatılır, sıkılarak top top kullanılırdı.Salmancadan yumurtayla yağda kızartma yapılır. Salmancadan tandırda kete yapılır. Tandırda hamurla kete yapılıp arasına da eritilmiş katılaşmış camış yağı sürdün mü müthiş lezzete ulaşırsın.
3-GEZEYAĞI PENCERİ : Gezeyağı doğal olarak ilkbaharda ortaya çıkar. Beline bir surfa bağlayıp,özellikle tum ve karım üstünde çıkan Gezeyağını ucu sivri bıçakla kökünden kesip toplarsın. Toplanan Gezeyağını ayıklayıp yıkayarak kaynatırsın. Kaynatılan Gezeyağını yağda yumurta ile de pişirip yersin. Çok lezzetli ve doğaldır.
4-MANTAR (GÖBEKEK) : İlkbahar yağmurları ile az bulunan ama çok lezzetli bayaz renkli mantar. Toprakta kabarık hafif üst beyaz kısmı görülecek şekilde büyük beyaz göbekli (mantar) bulunur. Kazıp çıkarırsın. Asla tek olmaz ikinci mantarda ona yakın bulunur genellikle. Mantar,genellikle ateşte sacın üstünde veya yağda kızartarak bezende, yumurtalı pişirilerek yenen doğal bir lezzettir.
5-YELMİK : İlkbaharın genellikle yonca veya buğda tarlarında olur. Çiğ olarak tüketilen lezzetli bir bitkidir.
6-KUŞEPPEĞİ : Kuşeppeği de İlkbaharda yonca ve buğda tarlarında daha çok olur. Doğal ve çiğ olarak tüketilir.
7-YEŞİL YONCA : İlkbaharda yoncanın ilk yüzü çok ğezel (taze) olur.Bir karış olduğu zaman toplanıp soyularak tuzla tüketilir. Çok lezzetlidir.
8-DEVE DİKENİ : Yarım metreye yakın kalın gövdeli, geniş yapraklı, dikenli bir bitkidir. Genellikle şumda (Sürülüp nadasa bırakılan toprak)’ da olur. Dipten bıçakla kesip dikkatlice soyulur, kabuk soyulunca içi çok lezzetli, sulu bir bitkidir. Muz gibi soyulup yenir.
9-KUŞ ÜZÜMÜ : Genellikle pamuk,pancar tarlalarında doğal yetişen, kırmızı ve siyah çeşitlerim olan küçük doğal üzümdür. Çocukken çok toplar yerdik.
10-ÇAĞALA : İlkbaharın kaysının ham olan dönemine biz yörede Çağala diyoruz. Genellikle Şalak cinsi içindeki olgunlaşmamış beyaz çekirdeği yendiği ve iri olduğu için tercih edilir. Yıkayıp doğal tuzlayarak tüketilir.
11-ALÇA (ERİK) : Alçanın bir çok çeşidi var. Yeşil alçayı tuzlayarak tüketirler. Bizim yörede kaysıya Erik Eriğe ise Alça deniyor. İlkbaharda Alça olur.
12-SAKIZ BİTKİSİ : Yaklaşık 20-30 cm boyunda yapraklı bir yaban bitkisidir. Ortadan kopardığımız zaman beyaz süte benzer bir sıvı damlar. Onu toplayıp sakladığımızda sertleşir sakız yapardık.
13-KEKİK ÇAYI : Ağrı dağının bitimindeki kirelerde kendiliğinden yetişen bir yaban bitkisidir. Yaprakları toplanıp hem çiğ hem kurutarak suda kaynatılıp çay olarak içilir. Kekik çayı kokusu, tadı, araması ve sayısız faydası ile çok güzel bir bitkidir.
14-YARPIZ (YABAN NANESİ) :Toprak ark ve çay kenarlarında doğal yetişir. Kaçardoğanşalı köyünde Çent Çayında vardı. Kokusu ve tadı nefis idi. Taze tandır lavaşını arasına koyup birazda tuz atıp çoban dürmeği yaparak yersin.
15- EVELİK : Genelikle dağlık alanlarda bulunur. Evelik yaş olarak tüketildiği gibi genellikle kız saçları gibi örülüp kurutulur. Eveliğin dolması, aşı ve çorbası yapılır. Çok farklı bir tadı, kokusu ve aroması var.
Her yörenin kendine özgü bir sürü doğal yiyecek çeşitleri var. Yukarıda saydığım 15 çeşitler hem yüz yüzyılların tecrübesinden hemde doğal ve sağlıklı olmasından ötürü çok önemli. Ne yazık ki, artık köylerin boşalması, kentli yaşam ve yeni nesillerin çoğunun bu saydıklarımı bilmemesine, ve unutulmasına sebep olmuştur. Bende eksik bilmiş olabilirim. Katkı sunmak isteyen arkadaşlar yorum yaparsa sevinirim. Tüm Iğdırlı kardeşlerime selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.